insanı bombok bir ruh haline sokan eylemdir.
gidersin, gitmek zorunda olduğun için gidersin ama anneni babanı ardında bırakırsın. belki sadece anneni babanı değil kalbininde bir parçasını bırakırsın.
ilk başta kurtulmak için dua edersin, bu lanet şehirden, bu lanet evden kurtulayım dersin. gitmek kurtuluş gibi gelir. oysa o kadar büyük bir yanılgıdır ki bu.
gidersin yeni bir hayat kurarsın, sevgilin, arkadaşların daha nice insan girer hayatına ailenin yokluğunda aile olurlar sana.
hakları ödenir mi, ödenmez belki ama...
o eski hayatını özlersin.
kurtulmak için dualar ettiğin o lanet şehire, o eve kavuşmak için adaklar adarsın.
işte şimdi yine kurtulmak için dua ettiğim o evden ayrıldım. ama diyorum keşke. keşke bir yolu olsada hiç gitmesem,gitmek zorunda kalmasam..
yine bu şehirden bana kalan hoşçakallar, gözyaşları oldu.
olsun.
hoşça kal ankara.
ailem sana emanet.
gitmek yenilmek değildir,
kazanmakta
gitmek gitmektir işte
hepsi bu (bkz: cem adrian)
-1
+
-entiri.verilen_downvote
olumlu yönüde var olumsuz yönüde
2
+
-entiri.verilen_downvote
sonra,gitmem diyenlerin kanat sesleri uzaklaşıyor..
5
+
-entiri.verilen_downvote
"gitmenin bir adabı olmalı. dünyaya gelirken de insana bu öğretilmeli.ama yok. gitmek genelde sökmek gibi."
1
ot okuyan bir hanımefendi - higuita 27.01.2017 10:41:44 |#2437117
7
+
-entiri.verilen_downvote
bir parça mermerde adının yazmasıdır. onun dışındaki tüm gidişler birer uzaklaşma, mesafelere sığınmadır.
1
+
-entiri.verilen_downvote
en uzağa gitsen bile aynı gökyüzüne bakıyorsun. aynı güneş ısıtıyor. toprak öyle mi örttü lü üstünü ne gökyüzü ne güneş
1
+
-entiri.verilen_downvote
güçlü olan insanın yapacağı en güzel eylem
1
+
-entiri.verilen_downvote
gitmek yenilmek değildir aslında, kazanmakta. gitmek gitmektir işte, hepsi bu
2
+
-entiri.verilen_downvote
istemsizce gitmek zorunda bırakıldınız mı hiç?
bırakılanlar bilir..
2
+
-entiri.verilen_downvote
sorunlardan kaçıp gitmek çözüm değilmiş. siz sakın bu hatayı yapmayın, önünüze çıkan bütün engellerle savaşın. çünkü kaçtığınız yere bir daha dönecek cesareti bulamayabilirsiniz.
bakın bu gitmek değil,gitmek zorunda bırakılmak..işin bu tarafı da var
1
+
-entiri.verilen_downvote
sevdiklerim bir bir gidiyor.
işin garip tarafı kimse de gitmek istemiyor.
bense hep bekliyorum.
söz verdim birçok sey için.
nolur uzun sürmesin.
2
+
-entiri.verilen_downvote
bir ölüm bir de gitmek dünyanın en umutsuz iki kelimesi
4
+
-entiri.verilen_downvote
onca akıl aldığım insan ,
onca değer verdiğim yazar,
zamanını ayırıp derdimi paylaşmak isteyen,
bedenen yanımda olmayan ancak yardım etmek isteyen,
onca kişi ...
boşa konuşmadılar boşuna anlatmadılar ya bana. hayatımda o kadar zaman içinde ilk defa yalnız olmadığımı hisettirdi.hepsine tek tek teşekkür ederim.
gitmiyorum ulan gitmiyorum. seri eksiye boğun isterseniz beni. kazık diktim ha bu sözlüğe ...
2
+
-entiri.verilen_downvote
aga bu kadar kolay olmamalı be..
1
maalesef. onlar için çok kolay. arkada kalanı nasıl bıraktıklarından haberleri bile yok. - kedibirisi 12.09.2017 11:45:23 |#3370178
o bana gelmiyor ama ben ona gitmek için her şeyi yapıyorum.
0
gelmiyorsa siktir et kanka. 1 ay uğraştım gelmedi sonra koydum götüne gitsin. 4-5 ay boyunca aramalar mesajlar geldi :) hayat bazen böyle kovaladığın şeyleri yakalayamıyorsun. kaçtığın zaman da kovalanıyorsun :) - target 12.09.2017 11:36:21 |#3369863
ey gitmek !
sesin kısık , bunalmış güzelliğin
hangi yüreğe girersen gir , ülken yok senin.
(bkz: şükrü erbaş)
3
+
-entiri.verilen_downvote
yaklaşık bir saat önce ailecek çay içiyor, sohbet ediyor ve bir yandan da "açık olsun" diye açılmış eşkiya dünyaya hükümdar olmaz adlı bir diziyi izliyorduk. dizideki iki karakter araba vasıtasıyla bir yoldan geçiyorlardı ve babam da bu sahne üzerine "sanki ben bu yoldan gittim" yorumunda bulundu. komik olduğunu sanan ablam da gülerek kendince "peki geri geldin mi?" diye bir espri yaptı.
"peki, geri geldin mi?"
ilk duyulduğunda çok basit ve saçma bir cümle gibi geliyor kulağa fakat düşününce çok garipleşiyor. günümüzde insanlar hep bir yere gidiyor fakat geri gelmeyi hiç kimse başaramıyor. hep bir yerlere gidiyoruz; okula gidiyoruz, tatile gidiyoruz, işe gidiyoruz, yola çıkıyoruz, o yoldan hiç dönmüyoruz.
ne olursa olsun sürekli gidiyor bir şeyler; emekler gidiyor, yaş alıp gidiyor başını, yol gidiyor, iyi/kötü gidiyor işte. fakat ne giderse gitsin insan hep aynı kalıyor.
diyelim ki mahmut bodruma gittiğini anlatıyor, "ben oraya gittim" diye atılıyor, bahsedilirken bodrumdan; "ben oradan döndüm" demiyor. acaba diyorum insanların ilgisini hep "gitmek" mi çekiyor?
monotonlaşan hayatta mesele kürkçü dükkanından gitmektir, kürkçü dükkanında kalmak veyahut kürkçü dükkanına geri dönmek muhakkak olduğundan dolayıdır belki "gitmeye" odaklanmıştır bütün insanlar.
peki bu hayattan gitmek; kürkçü dükkanına dönmek midir? evet, dönmektir. yaşam diye adlandırdığımız şey bir yer değil, upuzun bir yoldur. kürkçü dükkanından çıkıp gittiğimiz yolda kaptığımız hisler ve bize kattıkları; yaşamdır. bizi biz yapan "kürkçü dükkanı" değil, kürkçü dükkanından gitmeyi göze alabilmektir.
gitmek, öğrenmeye kalkışmaktır fakat dönmek çok daha yüce bir kavramdır. dönünce bilmiş olur insan, dönünce "yaşamış" olur insan. yani aslında mesele "dönmektir". gitmenin cesaretini dönerek yüceltir ve tasdik ederiz.
sorun da tam da buradadır. gitmeye herkes kalkışırken dönmek her yiğidin harcı değildir. dönmekten kastım bir noktadan çıkıp doğrusal bir hareket yapıp aynı şekilde o doğru üzerinden geri dönmek değil; bir noktadan çıkıp dairesel bir hareket yaparak geri dönmek bahsettiğim. yani gidilen yoldan aynı şekilde geri dönmek değil; farklı bir siz olarak dönmektir olayın çözüm noktası.
uzun lafın kısası arkadaşlar, insan gitmesiyle kalmamalı üstüne dönmelidir de. ne giderse gitsin insan hep aynı kalmamalı, değişmeli ve "gerçekliği" öğrenmelidir.