7 nisan 1932 maraş doğumlu gazeteci, şair.
edebi anlamda en tepelerde seyreden karakoç, bir dönem akit'te de yazmıştır.
7 haziran 2012'de hakk'a yürüyen şair, edebiyat deryasına mihriban gibi kült bir eseri miras bırakmıştır.
1
+
-entiri.verilen_downvote
yıllardır bulamadığım sözlerle şiir yapmış
benzettiler
yeni bir afyondur yenen her lokma
biber avrupalı, tuz avrupalı.
gülücükler sahte kirpikler takma
dudak avrupalı, göz avrupalı.
bebeklikte benliğini yitiren
tepe tepe tepemizde oturan
bizi çıkmazlara alıp götüren
ayak avrupalı, iz avrupalı.
birisi diskoda içer kıvırır
birisi kulüpte konken çevirir
yapmasını bilmez ki yıkar devirir
ana avrupalı, kız avrupalı.
kalıba uydurdu uyduklarımız
yazmakla bitmez ki duyduklarımız
paris modasıdır giydiklerimiz
astar avrupalı, yüz avrupalı
en mahrem yerlerin kalktı örtüsü
beş santim tırnaktır ellerin süsü
bütün bunlar medenilik ölçüsü
cilve avrupalı, naz avrupalı
ister sarı deyin isterse ırsi,
büyük revaç buldu makbulün tersi
duyduğumuz "okey, adiyös, mersi"
ağız avrupalı, söz avrupalı
her gün karşımıza on zıpır çıkar
bağırır, çağırır, devirir yıkar
dinler kulağımız gözümüz bakar
şarkı avrupalı, saz avrupalı.
başımız ayıkmaz binlerce halttan
örf, adet gemimiz delindi alttan
analar muğla'dan, van'dan, tokat'tan
bebek avrupalı, bez avrupalı
sahnede ekranda hıyar dinleriz
deliye, densize uyar dinleriz
saçma çığlıkları duyar dinleriz
şarkı avrupalı, saz avrupalı
herkes soyunuyor açılmıyor ki
sokakta boynuzdan geçilmiyor ki
müslüman gavurdan seçilmiyor ki
şekil avrupalı, poz avrupalı
türklük bu mu desem bu diyecekler
şampanyayı sorsam su diyecekler
bir gün kökümüze hu diyecekler
kabuk avrupalı, öz avrupalı.
0
+
-entiri.verilen_downvote
kahramanmaraşlı şairimiz. güzel insan
0
+
-entiri.verilen_downvote
mihriban türküsünün yazarı ve aynı zamanda bizzat yaşayanı koca yürekli insandır.herkese mihriban türküsünün hikayesini okumasını tavsiye ederim.
3
+
-entiri.verilen_downvote
"korkuyorum belki yarın geç olur,
geleceksen, bir gün önce gelsene..?"
4
+
-entiri.verilen_downvote
vasiyet şiiri de muazzamdır.
"Ölürsen de hak yedirme,hak yeme;
Aka kara,karaya da ak deme.
Adaletten ayrılırsa mahkeme,
Bir hakime bir de kanuna tükür."
0
+
-entiri.verilen_downvote
sarı saçlarını deli gönlüme bağlamışım çözülmüyor mihriban..
2
+
-entiri.verilen_downvote
başka bi şair seneler sonra mihriban hikayesini soruyor.gözleri dolarak anlatmaya başlıyor mihribanin hikayesini ben gazeteye şiir diye yazardim mihriban mektup diye okurdu.bekar kizin evine mektup mu yazılır ayıp!
sonra kavusamayacakalari anlasiliyor nasip :(abdurrahim karakoç haber gönderiyor unut artık.mihribandan cevap unut diyorsun unutmak kolay mi?
abdurrahim ikinci ve pek bilinmeyen şiirini yazıyor
yarın oğlun kızın olunca unutursun mihribannnnn
not:dinlemenizi siddetle tavsiye ederim.
4
+
-entiri.verilen_downvote
"umudum her zaman bâkidir ama
zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun"
2
+
-entiri.verilen_downvote
yüreğimden aşk kurşunu yedim ben
doktor ağlar, merhem ağlar yarama.
dilekçemi gökyüzüne verdim ben
yağmur ağlar, meltem ağlar yarama.
gözyaşları kiripiklere dizilir
damla damla yanaklara süzülür
ruh röntgenim duygulara çizilir
zülüf ağlar, perçem ağlar yarama.
yazan kalem kesin yazmış fermanı
kimse sorsam ''yoktur'' diyor dermanı
anlatsam çıldırtır dağı - ormanı
yangın ağlar, deprem ağlar yarama.
aşk yarası ilaç kabul etmezmiş
bir gelirse daha dönüp gitmezmiş
tıb ilminin aklı fikri yetmezmiş
hatip ağlar, ebkem ağlar yarama...
1
+
-entiri.verilen_downvote
dua
senin ak alnından gök gözlerinden
önce dallar sonra yapraklar öpsün.
eğilsin yıldızlar tutsun elinden
gecelerden sonra şafaklar öpsün.
aşk diyorlar en mukaddes hayale
ve sen de düşesin o sonsuz hale
hazdan dudakların olsun bir lale
güller, karanfiller, zambaklar öpsün.
sende kemal bulmuş renk, şekil, biçim
yaşamanın öz suyusun bir içim
olanca suların sağlığı için
seni her gün göller, ırmaklar öpsün.
kumral saçlarında nisan yağmuru
yazın ak yüzünden gölgenin moru
ağzından en serin, hem de en duru
kayalardan akan kaynaklar öpsün.
çimenler okşasın ayaklarını
çiçekler koklasın parmaklarını
ben öpmeden önce yanaklarını
varsın teller, tüller, duvaklar öpsün.
kıskançlık çakılı kazıktır serde
bölünsün bu rüya en tatlı yerde
seni canlı kullar öpmesinler de
kefenler sarılsın, topraklar öpsün.
abdurrahim karakoç
1
+
-entiri.verilen_downvote
zaman her şeyin eleğidir, kimi altına düşer kimi üstünde kalır.
3
+
-entiri.verilen_downvote
"ne dostlarımız kabul ettiğimiz derecede iyidirler, ne de düşman saydıklarımız tahmin ettigimiz derecede kötü" beni de böyle değerlendiriniz demiş karakoç.
2
+
-entiri.verilen_downvote
"varsın bitmesin geceler
düşümüz yok ki korkalım.
dört mevsim yanar bağrımız
kışımız yok ki korkalım."suları ıslatamadım
3
+
-entiri.verilen_downvote
--- spoiler ---
Yar, deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban
--- spoiler ---
şöyle
3
+
-entiri.verilen_downvote
sırattan incedir sevda köprüsü
beraber geçelim tut ellerimi...
0
+
-entiri.verilen_downvote
Vasiyet şiiri fazlasıyla iyi olan, şair ve yazar.
imansız askerin, korkak paşanın
Bir boyuna bir de enine tükür.
Kaçarken vurulup yere düşenin
Bir leşine bir de kanına tükür.
Ölürsen de hak yedirme, hak yeme;
Aka kara, karaya da ak deme.
Adaletten ayrılırsa mahkeme,
Bir hakime bir de kanuna tükür.
ilaç olsa içme düşman tasından
Sakın taş attırma dost arkasından
Kim ikiyüzlüyse tut yakasından
Bir yüzüne bir de canına tükür.
Millet parasından verdirme parsa;
Edirne’den Van’a, Muğla’dan Kars’a
Nerede sahte bir kahraman varsa
Bir resmine bir de şanına tükür.
Kesmekle kısalmaz cömerdin eli
Yiğidin adına eklerler deli.
Baban olsa bile Allahsız ölü
Bir ruhuna bir de sinine tükür.
Bırak hesabını ölüm kalımın
inanmışa zulmü ne ki zalimin
Manayı reddeden sözde alimin
Bir ilmine bir de fenine tükür.”
link
4
+
-entiri.verilen_downvote
''ya islamla yükselir, ya inkarla çürürsün.
bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün.''
aşık mahzuni şerif'in kendisi hakkındaki şiiri ve -karşıt davaların saflarında yer almalarına rağmen- beraberinde sarf ettiği o değerli görüşleri için; link
not: bu sapkın çağın bir neferi olarak, bu videodan üzerime düşen ibreti fazlasıyla almaya çalıştım. dosta düşmana tavsiyemdir, mümkünse siz de es geçmeyin..
--- spoiler ---
"güzel elbistan'ın eski arslanı,
yıllar böyle geldi geçti karakoç,
bunca beddin günahkarın içinde,
felek gardaş beni seçti karakoç..
siz bir bağda en kızarmış üzümken,
ben koruk'tum bütün bağlar bizimken,
türkmenin güzeli iki gözümken,
obamız nurhak'tan göçtü karakoç.
bilirsin ki yok gönlümün dönesi,
kekik kokar ketizmenin sinesi,
tarih bin dokuz yüz elli senesi,
deli gönlüm sevda içti karakoç.
sana ne söylerim, bilmem ne derim,
benim gibi doğdu gitti pederim,
der mahzuni; ellerinden öperim,
çünkü sana varmak güçtü karakoç..."
efendim, sevgili karakoç; elbistan tarihi kadar anadolu tarihinin de 20. yüzyıla sunduğu hak'kın son lütuflarından birisidir. o yüce dostun; hem çağdaşı, hem meslektaşı, hem de hemşerisi olmak şu 50 yıllık sanat ve ozansı hayatımda hep gururum olmuştur.. edebiyatımızın ve elbistan'ımızın unutulmaz devini burada kucaklayıp saygılar sunmak istiyorum..
--- spoiler ---
0
+
-entiri.verilen_downvote
Gölgesinde otur amma
Yaprak senden incinmesin.
Temizlen de gir mezara
Toprak senden incinmesin.
Yollar uzun, yollar ince
Yol kısalır aşk gelince
Yat kurban ol ismail’ce
Bıçak senden incinmesin.
Burdayım de ararlarsa
Doğru söyle sorarlarsa
Tabutuna sararlarsa
Bayrak senden incinmesin.
il göçsün göçtüğün vakit
Yol yansın geçtiğin vakit
Suyundan içtiğin vakit
Kaynak senden incinmesin.
Toz konmasın sakın sana
Hakkı geçer halkın sana
Gücenmesin yakın sana
Uzak senden incinmesin.
Sözlerini sevdiğim bir abdurrahim karakoç şiiri...
buradan da dinleyebilirsiniz
2
+
-entiri.verilen_downvote
bana mevlana'yı, yunus'u verin
mecnun'u, leyla'yı size bıraktım
kırk yıldır susuzum, bir tas su verin
irmağı, deryayı size bıraktım
talipli değilim şöhrete, şana,
makamı, rütbeyi yük etmem cana
dostluk, sevgi, şefkat yetişir bana,
dövüşü, kavgayı size bıraktım.
zaman yoktur ekip, biçip, sürmeme
ham topraktan haram mahsul dermeme
bir tek gönül kâfi gelir girmeme
konağı, sarayı size bıraktım.
çokta değil, hakta buldum huzuru,
i̇stediğim alınteri, göznuru
benliği, kibiri, iğrenç gururu
faizi, bankayı size bıraktım.
hiç biriniz telaş etmesin boşa
doyacak gözünüz toprağa, taşa..
beni inancımla koyun başbaşa..
topyekün dünyayı size bıraktım
0
+
-entiri.verilen_downvote
sarı saçlarına deli gönlümü
bağlamışım çözülmüyor mihriban...
mekanı cennet olsun.
2
+
-entiri.verilen_downvote
hayat görüşü olarak zıt kutuplarda olmalarına rağmen, mahzuni'nin övgüsüne mazhar olmuşluğu vardır; (#2307317)
ikisine de hürmetim -birbirlerine olan hürmetleri sayesinde- büyüktür bu yüzden.
4
+
-entiri.verilen_downvote
Bu adam öyle sevmiş ki, sevdiği insanın gerçekte ismini ondan başka kimse bilmiyormuş. Sevdiğine mihriban deme sebebi ise güler yüzlü, şefkatli olmasından dolayımış. Bir de şimdi bizim nesile bakıyorum, ilişkisi olsun veya olmasın yediği her boku anlatan insanlar var. Özel hayat resmen çöplük olmuş.
1
+
-entiri.verilen_downvote
Yazdıklarının bu çağa uygun olduğunu düşünmediğim, muhteşem şair ve yazar. Kaleme aldıkları, anlatmak istedikleri anlaşılmadı bence
2
+
-entiri.verilen_downvote
En sevdiğim şair. Gerek aşka dair şiirleri gerek siyasi şiirleri insanı çok etkiliyor. Şair kişiliğinin yanı sıra efendiliğine, alçak gönüllülüğüne, ona has hoş tavrına hayranım. Tam da şu an yaptığım gibi kahvemi alıp kendi seslendirdiği şiirleri dinlemek çok rahatlatıyor beni.
Bu şiir kadar dünü, bugünü ve yarını güzel anlatan bir tasvire denk gelmedim henüz :
Yürüyen heykellerle aynı müzedeyim ben
Konuşan mumyalara kimden söz edeyim ben
Fikren işkencedeyim, ruhen cezadayım ben
Korkaklığın sükûtu kol geziyor her yerde
Sanki tek başımayım, tek kişilik mahşerde.
Putların gölgesinde dans eder akbabalar
Söz sokakta dolaşır, öz zindanda çabalar
Atılan ucuz safra selâmlar, merhabalar
En temiz topraklara gül eksem mantar biter
Yollar sırat köprüsü, durmak düşmekten beter.
Kaybettim mesafeyi, zamandan uzaklaştım
Sevgi diye sarıldım, isyanla kucaklaştım
Ne kendimden kurtuldum, ne kendime yaklaştım
Toprağın üstü mezar, zevke dalmış ölüler
Can sıkmaya yetiyor canlı kalmış ölüler.
Fuhuş yuvası sanki en görkemli binalar
Çamur evlât doğurur taş yürekli analar
Resmen hak tevzi eder hakkı boğan canavar
Koşanlar, yarışanlar.. dehşet ötesi dehşet
Akıl karaya vurdu, gırtlağı geçti vahşet.
Meydanlar tıklım tıklım, caddeler salkım-saçak
Kölelik histerisi yayılmış köşe-bucak
Elli tane hokkabaz, elli milyon oyuncak
Müdür ve müdüriçe müzenin bekçileri
Aferine çalışır düzenin bekçileri.
Mülkü kazanan ayrı, tasarruf eden ayrı
Hisseler neden farklı, hak, hukuk neden ayrı?
Hasta yaşar deniyor, baş ile beden ayrı
Mantık yürütmek yasak, itiraz eylemek suç
Neşe-eğlence cinnet.. yatıp uyumak korkunç.
Güvenmek aldanmaktır.. ölçü-tartı izafî
Mert-namert, güzel-çirkin, eksi-artı izafî
Çoğunun cebindeki kimlik kartı izafî
Kim kimdir? Kim kim değil? Anlamak ve bilmek zor
Oynanan komediye gül diyorlar, gülmek zor.
Figüran heykeller var kül tablası boyunda
Yediyüz göbek atar dakikalık oyunda
İşlenen her günaha kurtta ortak, koyun da
Kalmışım ara yerde, tozdayım, dumandayım
Kirli bir mekândayım, iğrenç bir zamandayım.
7
+
-entiri.verilen_downvote
O bana mektup yazardı,ben ona mektup yazamazdım. Elin kızının evine mektup mu gönderilir,ayıptır.. Yaşadığı şehirde bir gazete çıkardı,ben o gazeteye şiirler yazardım. Herkes şiir diye okurdu ama Mihriban bilirdi ki kendine mektuptur onlar.
5
+
-entiri.verilen_downvote
“Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban”
Bu kaide hiçbir zaman bozulmaz. Sevmeyi acziyet ve zayıflık olarak görür çoğu insan. O yüzden kendine eziyet edeni hakir göreni unutmazlar.