fil

insanları en çok öldüren hayvan. muhteşem bir hafızası vardır. asla unutmaz. (bkz: fil hafızası)

filler zıplayamaz

(bkz: fil hamdi)

ne kadar doğru bir bilgi bilmiyorum ama; "bir fil kalp kırıklığından ölebilir."

fil diyince aklıma (bkz: ong-bak) serisi aklıma gelir

çok seviyorum bu canlıyı. acayip asil ve eşsiz geliyor bana. şükür etle beslenmiyor. yoksa insanlık asla bugünkü haline gelemezdi.

penisi 1 metre olan hayvan. ereksiyon halinde s harfi gibi gözükür.

hep sırtına binip gezmek istediğim hayvan. bir de omzumda bir tane maymun olacak.

kafilelerinden biri öldü mü yas tutarlar. (bkz: yas tutmak)

(bkz: ne kadar da su seven bir hayan)

kusursuz bir canlı. link

yazar kadrosu kaliteli olan bir yayındır. (bkz: vedat türkali) (bkz: can dündar) (bkz: ercan kesal) (bkz: umay umay)

karadaki en büyük memeli hayvandır babuşlar. ayrıca derisindeki çatlaklarda ve kırışıklıklarda sivrisinek öldürmek gibi güzel bi silahları var.

(bkz: fil suresi)

öldükten sonra bile 4 ayak üzerinde durabilirler.

zıplayamayan tek memelilerdir.

hakkında çok şey söyleyebileceğim hayvan. öncelikle şunu söyleyeyim "ormanlar kralı(veya savan,bozkır,ne derseniz diyin) aslan değil fildir. tüm yırtıcı hayvanların korktuğu,devasa güzellikte büyüklükte olup o sempatik görüntüsünün altında oldukça asabi bi hayvandır. filler;insanlar gibi içgüdüsel değil öğrenerek,hatırlayarak büyür ve yaşarlar.hafızaları çok kuvvetlidir.yüzleri,yerleri,çoğu şeyi yıllarca unutmazlar.çok duygusaldırlar üzüntüden travmadan ölebilirler.kabile halinde yaşarlar.suyu koklayabilirler,yerin metrelerce altındaki suyun kokusunu kmlerxe uzaklıktan alır.hortumlarında 40binden fazla kas olup,ağacın bile anasını bellerler.günde vücut ağırlığının 8/1i kadar yemek yerler.60 seneye kadar yaşarlar. asya ve afrikada yaşayan iki türü vardır.kulağı büyük olan afrika,küçük olan asya filidir. kulakların bu kadar büyük olmasının en temel nedeni serinlemek amaçlıdır. tüm hayvanların saygı duyduğu bu hayvan önünde eğiliyor,bi gün doğal ortamlarında rastlamak için dualar ediyorum. bunların çamur banyoları da amma güzel oluyor ha hele yavruları tam ısırmalık

üzülünce ölen tek canlı. vay be. nasıl üzülmekse artık. içim acıdı resmen. (bkz: üzülünce ölmek)

keşke fil olsam kendi kendime sümüklü su fışkırtır ferahlardım amk

yeni jenerasyon yavrularda dişlerin olduğundan çok çok daha küçük olduğu gözlenmiş. oruspu çocuğu avcılar yüzünden hayvanlar gen aktarımı ile savunma maksatlı ırkı dişsiz olarak doğurmaya başlamışlar.

sadece fillere özgü olmasaydı ya ne güzel olurdu kıskandım.

4 adet dize sahip tek canlıdır.

o zaman ben filim

hafızasıyla ünlü hayvan

satranç oyununda çapraz hareket eden iki taşın adı.

karakteristik özellik olarak insanlara fazla yakınlar. hafızalarının gücü, yoğun duygusallıkları, hatta vefa gibi erdemli duygulara sahip olmaları filleri gözümde diğer hayvanlardan çok daha yüce bir konuma koymaya yetiyor. yas tutmalarına dair; düşünsenize bir de bu gibi acıları hiç unutmuyorlar.. kıyamam lan. not: (#2003073)

ereksiyon halinde iken penisleri yere kadar değebilmektedir.

büyük iskender‘in asya seferiyle birlikte başlayıp sonrasında roma‘ya kadar uzanan savaşlarda hem karşı tarafa üstünlüklerini psikolojik olarak göstermek hem de heybetiyle korku vermeleri için kullanılmıştır.

neden bu kadar tatlısınız? not: (#2295435)

aile bağları en güçlü olan hayvan. örneğin; şu videoda o yavruyu aralarından alabilecek tek bir güç yok!

Fillern ayakları daire şekline benzer, ayaklarının çapını alıp 2π ile çarparsak yaklaşık olarak filin yüksekliği bulunur. (bkz: Güne bir ne idüğü belirsiz bilgi bırak)

Timur’un Ankara savaşı’nda yıldırım Bayezit’i yenmesinden nedenlerinden de biri. Bir de saklamış bu hayvanları nasıl sakladıysa(!) bir anda herkes dumura uğramış savaş meydanında millet. Ki rivayetlere göre de çok çeşitli hayvanlar da varmış. Bir de filler sürülerinden biri öldüğünde uzun süre yas tutarlarmış.

(#4493413) işbu entry vesilesi ile naçizane, genel bir yanlışı düzeltme cüreti göstermek istiyorum. Ankara Muharebesi'nde fillerin rolü çok abartılmaktadır. Muhtemelen Osmanlı tarih yazıcılığında yenilgiye bir kulp bulma girişimlerinden bir tanesidir. Kabul etmek lazım ki "Adam fil getirmiş abi Bayezid ne yapsın?" oldukça iyi bir bahane. Ancak muharebenin detaylarına baktığımızda görüyoruz ki filler olmasa bile ve bu çarpışmayı 1000 kez de simüle etsek kazanan taraf yine Timur olacaktı. Osmanlı açısından ne asıl sorun, Timur açısından da ne asıl vurucu güç fil idi. Bir de şu var ki ben de ortaokulda falan bunu ilk duyduğumda aklıma The Lord of The Rings'teki "fül"ler gibi kocaman, heybetli yaratıklar gelmişti. Ancak geçtim Afrika filini, Timur'un sahip olduğu Asya filleri olarak bildiğimiz Elephas Maximus küçücük bir şey lan. Fil, fildir tabii ama öyle aman aman bir şey de beklemeyin. Bir de 15-20 tane fil günlük tonlarca erzak tüketiyor. Dönemin lojistik imkânlarıyla bunları beslemek bir hayli zor. O yüzden Timur'un çok sayıda fil getirmiş olması da ihtimal dışı. Yani, fillerin asıl etkisi daha çok hayatında böylesi bir yaratık görmemiş askerler üzerinde bıraktığı psikolojik etkidir muhtemelen.