bugün
yenile
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      eski çağlarda mısır hükümdarlarına verilen ünvan. kuran-ı kerim'de fir'avn şeklinde bir çok ayette geçer.
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      firavun (arapça fir'avn) antik mısır'da hükümdarlara verilen isim. aynı zamanda tanrı horus'un yeryüzündeki simgesi ve güneş tanrısı ra'nın oğlu olarak da kabul ediliyordu. "büyük ev" anlamını taşıyan kelime daha sonra hükümdardan bahsetmek şeklini almıştır. buna örnek osmanlı idaresinden de bâb-ı âli (yüce kapı) olarak bahsedilmesidir. firavun olmak için anne tarafından soylu kan taşımanın daha önemli olduğuna inanılırdı. böylece halktan kimi erkekler tam kan soylu bir kadınla evlenerek tahta çıkabilmişlerdi. firavunların kutsal ve gizemli kabul edilen birçok adları vardır. bunların sonuncusunu tahta çıktıkları zaman alıyorlardı ve genellikle bu ad, o firavunun izleyeceği politikanın bir habercisi olarak görülüyordu. mesela savaş tanrısı mantu'nun adını kullanarak mantuhotep (mantu hoştur) ismini alan bir firavun askeri seferler yapacağını ilan etmiş oluyordu. firavunlar ölene dek idarede kalıyorlardı. bilinen en uzun iktidar 92 yılla eski krallıktaki son hükümdar pepi ii neferkare ye aittir. uzun süre tahtta kalabilmek için her 30 yılda bir sihirli bir tören olan gençleşme festivali (heb-set) yapılıyordu. firavun öldüğü zaman cesedi mumyalanıyor, 70 günlük yastan sonra dirilince kullanmak üzere, özel eşyalarıyla birlikte bir lahite konuluyor ve mezar kapatılıyordu.
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      firavun da yöneticiydi. az önce twitter' da gördüğüm cümle. bir an -neden bilmiyorum- çok anlamalı geldi bana hani yönetici olmanın o kişiyi kusursuz yapmadığının en büyük tarihsel kanıtı gibi
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      firavun öldü ama torunlari yaşiyor
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      büyük ev anlamına gelmektedir.
    6. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      antik mısır hükümdarlarına verilen isim. yaygın görüş firavunların tanrı olduklarını ilan etmesi lakin firavunların öyle bir iddiası yoktu. sadece kendilerini tanrının yeryüzündeki yansıması olarak görüyor ve tanrı'nın iradesi olduklarını söylüyorlardı. fakat beşinci hanedandan sonra bu inanç değişmiş, firavunlar, tanrı ra'nın oğlu olarak bilinir olmuştu mantık basit. yaratıcı olduklarını iddia etmiyorlar çünkü onlar da bir takım tanrılara inanıyorlar. sadece tanrı'nın yeryüzündeki iradesi, gücü olduğunu iddia ediyorlardı. firavun olmak için babadan çok annenin soyu önemliydi. anne soylu ise firavun olma ihtimali de artıyordu. firavunlar ölmedi sadece kılıkları, ideolojileri ve isimleri değişti. dünyada onlardan hala bol bol var.
    7. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      antik mısır'da krallara verilen isim-unvan. bunların en bilindiği tabi ki hz. musa ile aynı döneme denk gelendir. ki o firavun, aslında tanrı'ya inanan ve o'nun varlığını kabul eden biridir. şöyle ki; hz. musa peygamberliğini ilan edip çevresine epey bir inanan çektiğinde firavun ile dalaşmaya başlar. yetmez, peygamberliğine o kadar güvenir ki, firavun'un, "sen peygamber değilsin, öyle olsan bu nil nehri hep aşağı akar ama bak yarın göreceksin, ben bu nehri yukarı akıtacağım" cümlesine salisesinde, "akıt da görelim" der. gece olur. firavun sabaha kadar allah'a dua eder. ve ertesi gün gelir. nehir yukarı akar. musa olan bitene anlam veremez. çünkü bu hem eşyanın tabiatına hem de kendi peygamberliğine aykırıdır. allah musa'ya belirtir, "ey musa, sen sabaha kadar peygamberliğine güvenip uyudun, firavun ise dua etti. sırf onu mahçup etmeyeyim" diye. demek ki neymiş, firavunlar en temelde tanrı'yı bilmeyen veya o'na inanmayanlar değil, çıkarı için bilmemezlikten gelenlermiş. yerine göre ise o'na sonsuz bir inançla yakarıp dua eden. ki yanlış anımsamıyorsam bu olaydan sonra yine de inanmaz firavun. yani, kalben bilir ama dilde asla inanmaz. kibri buna engel olur. ki inanmış olsa bile artık bildiği için inanmış olacaktı allah'a. oysa inanç öyle bir şey değil. kalpten gelmeli. birebir görerek veya tecrübe ederek değil. hele o durum insanın tamamen lehineyse başka bir boyuta geçiyor inanç. bu arada, tarihin hemen hemen her devrinde insanlar da aslında bilir; kimin firavun, kiminse musa olduğunu. (bkz: sen haklısın musa ama karnımızı firavun doyuruyor)