kanser

önce kanserojen ürün satarsın sonra kanser ilaci. (bkz: kapitalist dünya)

hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi ve çoğalması olayıdır. bu kontrolsüz çoğalma hücre dna'sında meydana gelen hasar sonucu oluşur ve bu hasarların sebebi de mutasyondur. anormal hızda çoğalan hücreler de tümörleri oluşturur ve diğer hücreleri sıkıştırıp zarar verirler.

21. yüzyılın 2. yarısında gripten farksız olacak bence. herkes kansere yakalanacak ve maksimum 3-4 ay içerisinde sorunsuz bir şekilde tedavi olacak. bir nevi adaptasyon gerçekleşecek.

modern çağın vebası.

ismini tabir etmekten kaçınılır. (bkz: kötü hastalık)

çok büyütülmemesi gereken bir hastalık. yakında tarih olacak.

babannemin 3 kez üstesinden geldiği ince hastalık.gel gör ki bünyesi ağır ilaçlara pek dayanmadı.türlü türlü hastalıklara yakalandı.kanserin yenemediği kadını alzheimer denen illet yenecek. (bkz: eski toprak)

kanser fransızcada yengeç demekmiş.bu yüzden fransız dili ve edebiyatından olan sevgililer birbirine 'benim tatlı kanserim' dermiş. ediy:bu acıyı biliyorum.ağlamayalım ağlamayalım.acımız azalır :/

(bkz: illet)

temel bulgularını öğrenip , özellikle ailesinde kanser öyküsü olanların ara sıra doktorlara danışılmasıyla erken evrede yakalanıp üstesinden gelinebilecek hastalık.

genetik yapımızın yatkınlığıyla ailemi birer birer benden alan illet.

bir sebebi de; (bkz: youtube mobile'in arka planda çalışmaması)dır.

adı bile tüylerimi ürpertmeye yetiyor.

birçok yakınımı kaybettim bu illetten ama bambaşka bir bakış açısıyla da yaklaşılabilir bu hastalığa. kanser inanılmaz hızla gelişen ve asla ölmeyen hücrelerdir. kanser hücreleri bozuk hücrelerdir. ya onları tekrar bozarak normal hücre haline getirebilirsek ve ölmemesinden faydalanırsak? kim bilir, belki de ölümsüzlük kanser denen meretin içerisinde. burada değiliniyor.

dedemi vefatına teyzemin psikolojisinin bozulmasına sebep olan hastalık. maalesef grip kadar da yaygın. olanlara acil şifalar diliyorum.

annemin midesindeki mikroplar geçmezse kansere çevirebilirmiş.ben bunu ilk duyduğumda küçüktüm ve inanmamıştım.ağlayarak 'annem kanser değil' diye kendimi parçalamıştım.ama doğruymuş.onu da bu sebepten kaybetmiştim.annemi de kaybetmek istemiyorum be.ona birşey olmasın.bana olsun anneme olmasın.

anormal kontrolsüz çoğalan hucrelerdir . metastaz yapıp diğer organlara dokulara yayılabilir :-/ allah şifa versin çok zor bi hastalık ve günümüzde çokça gördüğümüz bi hastalık bende dede mi kaybettim onun çektiği acıları görmek ve hiç bişey yapamamak çok ağır bişey

hastalık

çağımızın amansız hastalığı kanserin antik çağ’da da insan sağlığını tehdit ettiği belirlendi. eski mısır’dan kalma 2250 yıllık bir mumyayı inceleyen bilim adamları, mumyada günümüzde en çok görülen kanser türlerinden birini tespit etti. discovery news’ün haberine göre, portekiz’in başkenti lizbon’daki ulusal arkeoloji müzesi’nde muhafaza edilen ”m1” adlı mumya üzerinde radyolojik incelemeler yapan uzmanlar, eski mısır’da yaşamış 51-60 yaşları arasındaki bir erkeğin ”prostat kanseri” nedeniyle ”yavaş ve ağrılı” bir ölüm yaşadığını belirledi. sonuçları ”international journal of paleopathology” dergisinde yayımlanan araştırmaya katılan uzmanlar, mumyada boyutları 0,1 ila 1,5 cm arasında değişen ve metastatik prostat kanserine işaret eden tümörler tespit etti. m1’in, mısır’da bilinen en eski ve dünyada ise kayıtlara geçen ikinci en eski prostat kanseri vakası olduğu belirtildi. bilim adamları, daha önce de bir iskit kralının sibirya steplerinde bulunan 2700 yıllık iskeletinde prostat kanserine rastlamıştı.

günden güne tüketir insanı. yalnız bedenen değil ruhen çıkmaza sokar. şu gerçeği de unutmayalım, umut her zaman vardır. kanser değil sen güçlüsün, saçların değil sen güzelsin.

sadece 10 dakika onkoloji koridorunda dolaşırsaniz anlarsınız

sen ne iğrenç bir hastalıksın ya. rahat bırak artık sevdiklerimi. n'olur rahat bırak. uyuyamıyorum sözlük. o kadını her yeri morarmış, bitkin düşmüş gördüm ya, uyuyamıyorum. her an gözümün önünde o hali. bakışı, elimi tutuşu, "güzel yerlere var" demesi... hak etmedi, o yıllardır kanserle savaşmayı hak etmedi. çok yorgun, çok yorulmuş bu illet yüzünden. hayat da yordu tabi. dayanamıyor sözlük. yetmiyor dualarım, allah'ım yetmiyor. o bakışı var ya, gitmiyor gözlerimin önünden. sanki son kez görüşüyormuşuz gibi tuttu elimi. o koca kadın, kara kaşlı kara gözlü kadın. minicik kalmış be. küçücük olmuş. yemiş bitirmiş kanser her yanını. bir bebek gibi muhtaç kalmış bakıma. belinden altını felç etmiş bu meymenetsiz hastalık. yürüyemiyor. sürekli dokunmak istiyor ayaklarına. sıcak mı diye bakmamızı istiyor sürekli. benimki de dert mi dedim bugün. dert mi ulan bizdeki? o onkoloji koridorları, hayat bekleyen çocuklar, genci, yaşlısı. yaşamak istiyorlar. mutluluk istiyorlar. en başta da sevdiklerini üzmemek için "iyiyim" diyorlar. kanser, rahat bırak sevdiklerimi. artık git. artık bit. bari canını bırak ablamın. bir eşi var, kızı, oğlu, babası. git artık insanların hayatından, rahat bırak, bırak, mutlu olsunlar. yaşasınlar ulan. en çok onlar hak ediyor. allah'ım yaşasın. daha çok mutlu olacak o. çocuklarını evlendirecek daha. torun sevecek. daha eşiyle sarılarak uyuyacağı çok günler var. ne iğrenç hastalıksın ulan. iğrençsin. insanların mutluluğuna göz diken gereksizin tekisin. git artık insanların hayatından. rahat bırak. edit: onu son görüşüm oldu bu entryi girdiğim gün. şimdi mezarında kendi gibi güzel çiçekler var. orada bari mutlu ol be abla.

bundan 7-8 sene önce.. annem ve babam öyle güzel rol yaptılar ki, annem kemoterapi denilen şeye gidene kadar hastalığıyla ilgili hiçbirşey anlamamıştık. geriye dönüp baktığımda o lanetten kurtulduğumuz için hergün şükrediyorum ve o lanetle uğraşanlar için her zaman dua edeceğim.

bi kaç gündür bu hastalık yüzünden hayatım zehir gibi.ne illet bi hastalıkmış.bende olsa belki bu kadar kötü olmam ama canımdan çok sevdiğim kardeşimde olması bitirdi beni.

en az bu hastalığa yakalananlar kadar yakınlarını da harap ediyor.

zor, çok zor. tam kurtulduk, onun girebileceği her kapıyı kilitledik derken yeniden kapımızı kırarak, üstelik daha güçlü bir şekilde girdi hayatımıza. sinsi şeytan, sen gelirsin de biz sana hoşgeldin karşılaması düzenlemez miyiz:d ben inanıyorum, bu günler yeniden geride kalacak. her zamankinden daha güçlü kilitleyeceğiz kapılarımızı. allah bu hastalıkla cebelleşen, zor durumda olan herkese şifa versin.

şerefsiz kelimesinin hastalık hali. nefret ediyorum senden.

Saçının teline Dünyalara değişmeyeceğim abimi, teyzemi ve onlarca insanın canını alan lanetli hastalık. Bazen olmayınca olmuyor, Tanrı Sizi yanına almak isteyince ne yapsanız da olmuyor. Hatta Bir yerde okumuştum Biri kanseri atlattığı gün evde muz kabuğuna basıp, kayıp ölüyor. Her neyse bu illetin kemoterapinin yanı sıra moral, moral, moral. Çünkü abim ben düşersem kalkamam demişti, en nihayetinde öyle de oldu. Sonuna kadar direnen abimin artık dayanacak gücü kalmamıştı. Bugünde şöyle bir videoya rastladım. Hem memleketimle hem de takımımla gurur duydum, bizde arkadaşlarla 15-20 kişi kafamızı kazıtacaktık ama aklına takılır diye izin vermediler. Eğer yakınlarınızda bu illete bulaşan arkadaş, eş, dost, ebeveyn kim olursa olsun moral vermeye bakın. Tanımadığınız insan bile olsa gülümseyin moral verin.

fransızca ''cancer''dan dilimize geçmiş isimdir. bir organ veya dokudaki hücrelerin kontrolsüz olarak bölünüp çoğalmasına bağlı olarak yakın dokulara yayılmasıyla veya uzak dokulara sıçramasıyla beliren hastalıktır. hep yaşlanmış insanlarda olur sanıyordum, gencecik insanlara yakıştıramıyordum. twitter'da gezinirken son zamanlarda ''kanseri yendim'' yazılan gönderilere denk gelmek çok güzel, çoğu gencecik insan çünkü. hastalığın her türlüsü genç bireye yakışmıyor diye bakıp her şeyden kaçmak büyük bir azap. kabullenilmesi zorlu bir süreç. ne yazsam az, ne yazsam eksik. her an bizi yakalayacak bir şey olduğunun fark edildiği an öyle bir aydınlanma olmuyor, dünyanız kararıyor belki bir süreliğine belkide bir süre sonra.

“ya ölürse ne yapacağım” demeyi bırakıp “öldüğünde ne yapacağım” demeye başlatan hastalık. ümidimi kestiğim için hep kendimi kafir, isyankar, allahsız olarak değerlendirirdim. ama azıcık da olsa var olan umut duygumu benden söküp alan bir şey.

ablamın 6 yıl sonra tekrar riskinin yüksek ihtimal olduğu hastalık. sabahtan beri ne yapacağımı şaşırdım. dünyam başıma yıkılmış gibi. kendi başıma gelse sanırım bu kadar üzülmezdim ama şimdi annem orada ablama belli etmeden bununla boğuşurken benim burada elimin kolumun bağlı olması çok canımı yakıyor. sınavları bırakıp eve de gidemiyorum o şüphelenmesin diye. ben bir ay daha burada nasıl dayanacağım? bu entiriyi okuyan birileri olursa ablama dua eder misiniz? çok korkuyoruz.

neredeyse herkesin bu illetle bir olayı var. eskiden kanser bana nadir olan bir hastalık gibi gelirdi. şimdiyse insanlar grip olurmuşcasına kanser oluyormuş gibi hissediyorum. çok savaş gördüm bu arenada. çok mücadele, çok direniş. hiçbirinde kazanan tarafta olmadım, olamadım. ailem duymasın ama; bir gün (ben de) kanser olursam ona direnmeye kalkışmam. yazdığım şeyleri kitaplaştırmak için uğraşırım, o kadarı kâfi. not: direnenlerin/direneceklerin allah yardımcısı olsun.

artmasını istediğimiz mutluluklar ve güzellikler yerine bu meret niye bu kadar arttı ki..

(#2332728) o bir ayın üzerinden beş ay daha geçti ve biz ablamın tedavisinin umuyorum ki son haftasındayız. kök hücre için hastaneye yatırıldığından beri sadece görüntülü konuşabiliyoruz onunla. ekranda görünen ablam en son gördüğüm halinden o kadar uzak ve sağlıksız görünüyor ki... ateşi düşmediğinden yüzü kıpkırmızı, alerji de eklenince üstüne her yeri kabarmış, şiş. bir de saçlarını tekrar kazıdılar dün. bize demese de aynaya her bakışında üzülüyordur eminim o. tabii, hücre nakli sonrası yaşadığı diğer yan etkilerin yanında nasıl göründüğü hiç önemli değil. düzelir elbet. ama dün akşam ağlayarak aradığında elimizden hiçbir şeyin gelmemesi son noktaydı bizim için. ablam yoruldum, dayanamıyorum artık derken annem nasıl teselli edeceğini şaşırdı buradan. geçecek bu günler dese, altı yıl sonra nüks etti hastalığı. biraz daha dayan yanındayız dese, bir aydır o odada tek başına. sona yaklaşmışken bir şeylerin bozulmasından korkuyorum bu sefer de. umarım şu günler geçer ve bu entiriyi her okuduğumda ablamı hiç üzmemem gerektiğini unutmuşsam bile hatırlarım.

abi benim annemde kanser hastasiydi lenf kanseri 4.evreydi hatta, doktorlar iyilesmez kemoterapiye gerek yok son zamanlarini sevdikleriyle huzurlu gecirsin falan demislerdi ben de o zaman daha 11-12 yasindaydim ablalarim benden bi yas büyüktü neyse iste cok sevgili akrabalarimiz gelip bize (o yasta)annenizi siz kanser ettiniz demislerdi dusuncesiz aptallar buydu iste anlatacagim neyse

Pediatrik onloloji binasında 3 hafta çalışmıştım hastanede . Kimse kalkıp da aşk acısı falan çekiyorum hayat anlamsız demesin. Hiçbir günahı olmayan çocuklar ve yakınları . Her gün biri vefat ediyor o servis inim inim inliyordu.düşmanımın başına vermesin şu durumu .

Aramızda samimi bir ilişki var, benim tiroidlerimi benden daha çok sevmiş belli ki aldı götürdü. Hayat enerjimin ve yaşama gücümün bir kısmını da aynı şekilde. İlk başta ilaç dozlarından kaynaklı çok sorun yaşadım bazen yine sorun yaşıyorum neredeyse her ay hatta bazen ayda iki kere doktorumla görüşmek zorunda kalıyorum. Olsuuun, alıştım baya. Üstelik bu ara baya iyi anlaşıyoruz kan testlerim güzel geliyor :) İnsan sevmediği insanın özelliklerinden alır ya babamdan kanseri almam da buna örnek. Verebileceğin onca güzel şey varken keşke kanseri vermeseydin bana baba...

Anneannem kolon kanseri. 2019'un Aralık ayında öğrendik. Geç teşhis edildi ve şu an son evrelerinde. Hepimiz kanserin ne illet bir şey olduğunu biliyoruz. Bugün başka bir yanını anlatmak istiyorum. Elbette ölüm çok acı bir şey ama birini kısa bir sürede kaybetmek var birde aylar, yıllar içinde kaybetmek var. Yaklaşık 9 aydır anneannemi her gördüğümde ona veda ediyorum. Yüzünü son kez görüyor gibi bakıyorum, son kez sevdiğimi söylüyormuşum gibi düşünüyorum, son kezmiş gibi sarılıyorum. Çünkü her an bedeninin daha fazla kaldıramadığı hastaneye, acile gittiği oluyor. Kaybetme hissi hep taze. Nasıl anlatılır tam bilemiyorum ama ölümün bile hayırlısı olsun derler ya bunu duyuyordum ama bu yıl bunun ne demek olduğunu gördüm, hissettim. Tüm bunlara ek olarak insan bununla da yaşamayı öğreniyor. Öğrenmek durumunda kalıyor. Bizim bununla başa çıkma yolumuz şu: birlikteyken sohbet ediyor, gülüyoruz. Son anlarımızı üzülerek harcamak yerine tebessüm ederek geçirmeye çalışıyoruz. Tüm akrabalarım, ailem böyleyiz. Bir nevi de işe yarıyor.

ya sizden sevdiklerinizi alır ya da sizi sevdiklerinizden alır

dünyanın en berbat hastalığı şükür ki annem yendi

dünyanın en eski hastalıklarından birisi. tarihte en eski kanser bulguları 4200 yıl önce mısır'da bulunmuştur.

Kanser hastalığı, insanlık tarihinde en eski hastalıklardan biridir ve tarih boyunca birçok uygarlıkta görülmüştür. Kanser, kontrolsüz hücre büyümesi ve bölünmesi ile karakterize bir hastalıktır ve vücudun herhangi bir bölgesinde ortaya çıkabilir. Kanserin tarihine bakıldığında, bu hastalığın İlk Çağ döneminden itibaren bilindiği ve tedavi edilmeye çalışıldığı görülmektedir. Antik Mısır'da kanser, tıp bilimlerinin gelişiminde önemli bir yer tutmuş ve kanser hastaları için farklı tedavi yöntemleri uygulanmıştır. Antik Yunan döneminde ise kanser, Hippocrates tarafından tanımlanmış ve "karkinos" adı verilmiştir. Hippocrates, kanser hastalığını bir tür tümör olarak tanımlamış ve kanserli dokuların çevredeki sağlıklı dokulardan farklılaştığını belirtmiştir. Ortaçağ'da kanser, doğal bir ölüm nedeni olarak kabul edilmiş ve tedavisi için pek bir çaba gösterilmemiştir. Ancak, Rönesans dönemi ile birlikte tıp bilimleri yeniden canlanmış ve kanser tedavisinde yeni yöntemler geliştirilmiştir. yüzyılda kanser tedavisi için cerrahi müdahaleler geliştirilmiş ve kanserli dokuların ameliyatla çıkarılması yöntemi kullanılmaya başlanmıştır. Aynı dönemde, radyoterapi ve kemoterapi gibi diğer kanser tedavisi yöntemleri de geliştirilmiştir. Bugün kanser, tıp bilimlerinde en çok araştırılan ve tedavi edilmeye çalışılan hastalıklardan biridir. Kanserin nedenleri, korunma yöntemleri ve tedavi seçenekleri konusunda hala birçok çalışma yapılırken, kanserle mücadele için çeşitli ilaçlar, cerrahi müdahaleler, radyoterapi ve kemoterapi gibi farklı tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Günümüzde kanser, tıp bilimlerindeki ilerlemeler sayesinde daha iyi anlaşılmakta ve tedavi edilebilmektedir. Ancak, kanser hala dünya genelinde ölümlere neden olan en önemli hastalıklardan biridir. Kanser araştırmaları son yıllarda büyük ilerleme kaydetmiştir. Geliştirilen yeni teknolojiler, kanserin daha erken teşhis edilmesine ve daha doğru tedavi yöntemleri belirlenmesine yardımcı olmaktadır. Kanserle mücadele için yapılan araştırmaların büyük bir kısmı, kanserin nedenleri ve risk faktörleri üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu çalışmalar sayesinde, kanser oluşumunu tetikleyen faktörler daha iyi anlaşılmakta ve bu faktörlerin kontrol edilmesi ile kanser riskinin azaltılması hedeflenmektedir. Bunun yanı sıra, kanser tedavisindeki yenilikler de önemli bir gelişme kaydetmiştir. Özellikle son yıllarda immünoterapi adı verilen bir tedavi yöntemi geliştirilmiştir. Bu tedavi yöntemi, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerine saldırmasını sağlayarak kanserle mücadelede yeni bir kapı açmaktadır. Ayrıca, gen tedavisi gibi yeni tedavi yöntemleri de geliştirilmekte ve kanser tedavisinde büyük umutlar oluşturmaktadır. Sonuç olarak, kanser hastalığının tarihi insanlık tarihi ile birlikte uzun bir geçmişi olan ve hala dünya genelinde ölümlere neden olan bir hastalıktır. Ancak, kanserle mücadele için yapılan araştırmalar ve geliştirilen yeni tedavi yöntemleri umut vericidir ve kanserin kontrol altına alınması için çalışmalar devam etmektedir.

Son zamanlarda çok duyuyorum bu hastalığı. 1-2 yıldır kulağıma fazla fazla çalınıyor. Tek problem fazla çalınması değil. Birisinin kanser olduğunu duyduktan sonra 2 ay sürmeden vefat haberi geliyor. Üzerine araştırma yapmadım fakat bunun erken tanısı falanı filanı yok muydu ? Önceden kanser deyince tedavi için bir ihtimal oluyordu. Şimdi birisinin kanser olduğunu duyduğumuzda çok geç kalınmış oluyor. Tuhaf.

Yazın annem kanser yüzünden tedavi görüyordu, özel hastane olmasına rağmen onkoloji bölümünün kalabalığını gözlerimle gördüğüm halde inanamadım. İğne atsan yere düşmez derler ya, aynı o şekildeydi. Artık grip gibi bir hastalık oldu bu kanser denen illet herkesin etrafında var maalesef. Lütfen şüphelendiğiniz her durum için kontrole gidin, ertelemeyin. Bütün hastalar en yakın zamanda şifasına kavuşur umarım.