(bkz: Güvensizlik)
Belki kendi deneyimlerimden yola çıkarak yazıyorumdur bunları sadece, bilemiyorum. Güvensizliğimin en büyük tetikleyicisi benim için hep birileri tarafından kırılmam oldu.
Aslında kırılma da değil çatlama denmeli. İnsan kırılmıyor zira, öyle olsaydı yaşamaya devam etmezdi. Biyolojik ihtiyaçlardan bahsetmiyorum, yaşamaya dair şiirindeki yaşamak kastım.
Ama işte o çatlaklar bir gün oluyor, iki gün oluyor birikiyor. Peşi sıra korku geliyor, tekrar reddedilme korkusu, tekrar üzülme, rencide edilme korkusu. Sonucunda mutlak güvensizlik.
Kalbin kırılması insana çatlaklarla yaşama tutunmayı öğretiyor, vazgeçemiyorsunuz ama o yaşadığınıza da hayat demeye bin şahit ister.