bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "sabahtan akşama kadar ne yapıyorsunuz?" sorusunu "kendime katlanıyorum." şeklinde cevaplamış (bkz: hiççi) yazar, düşünür. "bizim mutsuzluğumuz cehennemi kendi içimizde keşfetmiş olmamızdır" "kendimizi öldürmeye değmez, zira bunun için her zaman çok geçtir."
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "yazdığım her şeye nefret duygusunun karıştığı açık. bu nefret duygusunun nereden geldiğini bilmiyorum. aslında bir taş olmak isterdim; ama eğer tanrı olsaydım, sanırım, insanlığın hesabını çoktan görmüş olurdum. eğer elimde dünyayı yok etme imkanım olsaydı, bunu yapardım." cümlelerinin sahibi olan yazar.
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "hepimiz sahtekar olduğumuz için birbirimize tahammül ederiz." "can sıkıntısı, hiçbir inanç adına yaşamayıp, hiçbir inanç adına ölmeyenlerin çektikleri azabın adıdır." "konuşanların sırrı yoktur. ve hepimiz konuşuruz. kendimize ihanet eder, kalbimizi teşhir ederiz; her birimiz dile gelmezliğin celladıyızdır; her birimiz sırları, en başta da kendi sırlarımızı yok etmek için yırtınırız." emil michel cioran (emile michel cioran), rumen yazar. (8 nisan 1911 răşinari, romanya - 20 haziran 1995 paris) filozof, deneme yazarı ve tanınmış 20. yy. retorik sentezcisidir. eserlerinin bir bölümünü fransızca bir bölümünü ise rumence kaleme almıştır. ortodoks bir papazın oğlu olarak dünyaya gelen cioran, sibiu şehrinde colegiul national gheorghe lazăr lisesi'nde okumuş ve on yedi yaşından itibaren bükreş'de felsefe ve estetik öğrenimi görmüştür. 1928 yılında burada iken eugène ionesco ve mircea eliade ile tanışmış ve onlarla sıkı bir dostluk kurmuştur. 1932′den itibaren düzenli olarak bazı dergilerde yazmaya başlamıştı. bükreşli entellektüeller eiserne garde adlı radikal, faşist, anarşist partinin kabartması gibiydiler. cioran, diğer bazı entellektüeller gibi bu gerçeği inkâr etmiyordu. ve bolşevizmin boğdurucu şiddet ruhuna doğru yanılsamayla çekildiklerini görüyordu. daha sonra bu düşüncelerindeki samimiyetin sıkıntılarını kendi öz eleştirisinde verirken etki altında kalmasından ve buna olan şaşkınlığından dolayı özür dileyecekti. 2. dünya savaşı nın başlangıcına kadar eiserne garde nin sempatizanı, hitlerin ve antisemitizmin takipçisiydi. 1933 de hitler hakkında yazdığı şey çarpıcıdır: hitler kadar bugün bizi etkileyen, sempati uyandıran ve hayranlık bırakan başka bir politikacı lider göremiyorum!“ daha sonra bu açıklamasını şu şekilde soruyla karşılamıştır: "öyleyse hümanizm nedir, neyini kaybetmiştir eğer röhm-putsch katliamında o denli moral ve ruhen zaten her şeyini kaybedenler öldürülüyorsa?!"1933 den 1935 ye kadar cioran, berlin de kalır. 1937 den sonra ömrünün geri kalan kısmını çatı katında bir evde yaşadığı paris de geçirir. önceleri rumence yazan cioran, 1945 den itibaren de fransızca yazmaya başladı. bir filozof olarak fransızca dilinde isminin ilk duyulduğu, ya da okunduğunda etkileyici ve sürükleyici bir yumuşaklığı olamadığını düşünerek ismine m. kısaltmasını yani michel eklemesini koydu. bu isim değişikliği böylece tarihe e. m. cioran olarak kaydoldu ve yazılarındaki etnik muhalifliğinin belirgin karakteri oldu. cioran, i̇kinci dünya savaşı ndan sonraki tarihteki deneme yazarları ve radikal kültür eleştirmenleri içerisinde önemli bir yere sahiptir. gerek denemelerinde, gerekse eleştirilerinde öncesinde pesimistçe yola çıkarken şaşkınlık yaratan yanılgılarının ve özdeyişlerinin vardığı zirve çaresizliktir. bu tespite istinaden şunu söylemiştir: "hiç bir kriterin olmadığı bir dünyada yaşamak isterdim" hiç bir prensibin ve formun olmadığı bir dünya! bir dünya ki, belirsizlikler diyarı; çünkü bizim şu ana dek yaşadıklarımız tamamen formlara, kriterlere bağlı o kadar yavan. lisansını bergson üzerine hazırladığı bir tezle aldı. 1934'te bükreş'te yayımlanan ilk kitabı sur les cimes du désespoir ümitsizliğin doruklarında, kendisinin de kabul ettiği gibi, sonradan rumence ve fransızca yazdığı her şeyin özünü barındırır. hayatın trajik boyutundan habersiz olmakla suçladığı bergsonculuk'tan o dönemde koptu. 1937'de, dini bir krizin ürünü olan ve tartışmalar yaratan kitabı gözyaşları ve azizler üzerine yayınlandı. aynı yıl, bükreş fransız ensititüsü'den bir burs alarak paris'e gitti ve oraya yerleşti. 1995 yılında alzheimer hastalığından öldü. cioran konservatif felsefeye olan ilgisini ilk gençlik yıllarında kaybetmiş, kişisel düşünce ve lirizm adına sistematik düşünce ve soyut spekülasyonlarda bulunmayı reddetmişti; "hiçbir şeyi keşfetmedim. ben sadece kendi hislerimin sekreteri olmaya devam ettim" son dönem eserlerinde kötümser hava çoğu eleştirmen tarafından çocukluğundaki olaylarla ilişkilendirilmiştir. ancak ondaki septiklik, nihilizme yakın duruşun tek bir sebebe irca edilemeyeceği de söylenebilir. jean-paul sartre ve albert camus gibi tanınmış varoluşçu yazarların eserlerindeki beşeri yabancılaşma teması henüz 1932'lerde genç cioran'ın eserlerinde görülmektedir. "varoluşun kendi evimizin hiçliği kendi sürgünlüğümüz olması mümkün mü?" diye sormaktaydı cioran o yıllarda. cioran# insanlığın trajedisini değil fakat kendisi gibi hem düşünen hem hisseden bir ontolojik vatanından sürgüne gönderilmişliğin kolay kolay kimsenin hesabını yapmadığı iç çekişleriyle , bir yurtsuz kimliğiyle yaşamış ve yazmıştır. dünyanın hergünkü işleyişini,acılarını,sevinçlerini genelden ayrı düşen yönüyle kimi zaman buruklukla kiminde de kahırla yorulmuş bir farkındalıkla ilmek ilmek kitaplarına işlemiştir.koyunun derdinden geçenlerin,hatta koyunun derdinde bile olmayanların hayatı muştulamalarının, rezilliklerinin ve kaybolmuş bir vicdanla bu hayatı olurlamalarıyla bir kez daha bu temele harç atanların asla anlayamayacakları bir yanlış yerde aranan 'cephane' olarak bilinmektedir.öteden beri aynı döngünün aynı kıvrak zekayla birer parçası olmuş adam gibi adamların adam olmayan adamlıklarının ipliğini pazara çıkarmış ve aynı kahpeliği masallardan oluşmuş fazilet,uluhiyet ve vicdan tarzı tanımı kendi ellerinde oyuncak olmuş kutsal yaftalı aşağılık kavramları zihinlerin harcı yapan devridaim işbirlikçilerinin uyuttuğu bir insanlığı sersemliklerinden silkinmeye ömrünü adanmış eşsiz bir bilge. (bkz: 1000kitap) (bkz: çürümenin kitabı)
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "Schopenhauer, ölüleri tekrar yaşama davet edersek onların bunu reddedeceklerini savunur. Bana kalırsa, tam tersine, ikinci kez çok daha büyük bir zevkle ölürler." sözlerine içtenlikle katıldığım, ergenlik dönemlerinde tanıştığım ve beni nietzsche'den, schopenhauer'den bir miktardan biraz daha fazla etkileyen yazar. Canım benim ya.
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "Hangi günahı işledin de doğdun? Hangi suçu işledin de varsın? Acın da kaderin gibi, sebepsiz."
    6. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Başlığı tekelimize almışız ama bunu buraya iliştirmeden de olmaz şimdi. (#2356955) (bkz: ezberlenen kalıp sözlerle entelektüel olmak)
    7. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Mükemmel değil ama dürüst ve kaliteli bir insan. Başka bir evrende aynı soydan geldiğimi düşünecek kadar sevdiğim bir düşünür. Artık kendisini okumuyorum.
      0sebebi, “yeni tanrılar” hsldj. başlığa senin gelmeni bekliyordum. - blackorwhite 25.07.2020 00:00:48 |#3862319
      0gev gev gev... - devriksekiz 25.07.2020 00:02:03 |#3862325
    8. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Çürümenin kitabı ve Doğmuş olmanın sakıncası üzerine adlı kitaplarını aldım.Mukemmel bir yazar, düşünür.