Geçen sene profil açıp çok ilgilenememiştim. Üşenmiştim açıkçası, orada tek tek kayıt tutana kadar bir kitap daha fazla okurum diye düşünmüştüm. Şimdi ise zaten oldukça boş vaktim var bari okuduğum kitaplardaki sevdiğim bölümleri oraya aktarayım, bir kaydı olsun diye hevesle yeniden açtım. Çünkü ciddi anlamda okuduğum kitapları sanki hiç okumamışcasına unutmaya başladığımı fark ettim. Geçen gün kitaplıkta elime gelen bir kitaba, aa bunu da almıştım ama daha okuyamadım dedim. İçini bir açtım ki çeşitli yerleri çizilmiş ve tarafımca bazı notlar alınmış. Kitaplarımın genellikle en başına okuduğum tarihi yazarım, baktım ki Mayıs 2019. Daha bir sene önce okuduğum kitabı hatırlamıyor olmam konusunda kendime bayağı yüklendikten sonra bu site aklıma geldi.
Peyderpey son zamanlarda okuduklarımı geçireyim, böylece kitaplık karıştırmadan daima yanımda olacak satırlarım olur diye heyecanla el çırpıyordum ki
(#2344441) bu enrtyi okudum.
"Unutmak, en kıymetli kazanımlarımızı bile unutmak bir yerde insaca bir şey.
İnsan unutabiliyorsa vardır bunda da bir hikmet deyip geçmek lazım bazen."
Hevesim bir parça kursağımda kaldı, ikileme düştüm, bir yanım hâlâ hatırlamak senin elinde derken öteki yanım ah
devriksekiz yine çok haklısın galiba diyor. Yaşadığımız çağın bize sunduğu imkanların iyiliği konusunda yaşadığım tereddüt burada da cereyan etti. Alt tarafı iki satır kitap kaydedecekken iş varoluş felsefesine taşındı.
Gülten Akın Kesik şiirinin sonunda şöyle sorar:
"Unutmaya yaşıyoruz günleri doğru mu"
Doğru sanırım, bu da doğru.