bir gece,
gecede bir uyku..
uykunun içinde ben..
uyuyorum,
uykudayım,
yanımda sen.
uykumun içinde bir rüya,
rüyamda bir gece,
gecede ben..
bir yere gidiyorum,
delice..
aklımda sen.
ben seni seviyorum,
gizlice..
el pençe duruyorum,
yüzüne bakıyorum,
söylemeden,
tek hece.
seni yitiriyorum
çok karanlık bir anda..
birden uyanıyorum,
bakıyorum aydınlık;
uyuyorsun yanımda.
güzelce..
- özdemir asaf
17
+
-entiri.verilen_downvote
mutsuzluktan söz etmek istiyorum
dikey ve yatay mutsuzluktan
mükemmel mutsuzlugundan insansoyunun
sevgim acıyor..
-turgut uyar-
31
+
-entiri.verilen_downvote
yaşamak güzel şey doğrusu
üstelik hava da güzelse
hele gücün kuvvetin yerindeyse
elin ekmek tutmuşsa bir de
hele tertemizse gönlün
hele kar gibiyse alnın
yani kendinden korkmuyorsan
kimseden korkmuyorsan dünyada
dostuna güveniyorsan
iyi günler bekliyorsan hele
iyi günlere inanıyorsan
üstelik hava da güzelse
yaşamak güzel şey
çok güzel şey doğrusu.
melih cevdet anday
8
+
-entiri.verilen_downvote
seni sevince pazara çıktım
sevinçten enginar aldım
"süper enginarlar" diye bağıran adamdan
oturdum ağladım sonra, şaşırdın.
bu "süper" oluşta canımı acıtan bi'şey vardı
canımın acısıydın.
-eve gitsem daha iyi
iyide benim o darmadağın halimi bırakıp nereye,
her gece saatlerce alıştırma yapıp da
bir tek sevda sözcüğü fısıldayamamanın sıkıntısı
aşksızlıktan solan bu cismi terk edip nereye gidiyorsun ?
merdivenlerden peşinizden koşup da
isminizi haykıramamayı size bakarken
derin bir acıyla kıvrandığımı fark etmeden nereye ha nereye …
(bkz: kemal sayar)
6
+
-entiri.verilen_downvote
son ışık söneli nice zamandır;
rüyalar! yeniden önüme düşün!
yardan ayrı geçen uzun yıllarda
hülyası bulunmaz bir anlık düşün.
yayını kalbime ayzıt asalı
başka bir eldenim, katı yasalı.
burda koskoca bir gönül masalı
kaybolur içinde bir damla yaşın.
aşkı için verince bu kadar emek
varlıktan sıyrılıp ruh olmak gerek.
ey zaman, ey dünya! geri gelmemek
üzere sizler de benimle koşun!..
*ayzıt: türk mitolojisinde güzellik tanrıçası. sümerlerde ay tanrıçası.
11
+
-entiri.verilen_downvote
ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
dinmez! gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
dinmez! ebedi özleyişin bestesidir bu!
hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.
dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
tek bendeki volkanları söndürse denizler!
hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'kaabil'
imkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.
mehtaplı yüzün tanrı'yı kıskandırıyordur.
en hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...
17
+
-entiri.verilen_downvote
seni, anlatabilmek seni.
iyi çocuklara, kahramanlara.
seni anlatabilmek seni,
namussuza, halden bilmeze,
kahpe yalana.
ard- arda kaç zemheri,
kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
bir ben uyumadım,
kaç leylim bahar,
hasretinden prangalar eskittim.
saçlarına kan gülleri takayım,
bir o yana
bir bu yana...
seni bağırabilsem seni,
dipsiz kuyulara,
akan yıldıza,
bir kibrit çöpüne varana,
okyanusun en ıssız dalgasına
düşmüş bir kibrit çöpüne.
yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
yitirmiş öpücükleri,
payı yok, apansız inen akşamlardan,
bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
seni anlatabilsem seni...
yokluğun, cehennemin öbür adıdır
üşüyorum, kapama gözlerini...
7
+
-entiri.verilen_downvote
ölme diye nefesini dinledim
sen aldın ben verdim
yoksa uyuduğumu sanacaktın
uyanma diye ben öldüm
ölmesem uyanacaktın
0
+
-entiri.verilen_downvote
ellerimin önündeki dallar da
sarıldı yaprağa
göremiyorum karşı yamacı
erken mi yoldayım
ben mi geciktim
önümüzde bir çınar yükseliyor
her gece atlılar geliyor ona
destan söyleşip gidiyorlar
esmerlikleri
tutuşup kuruyan dudakları kalıyor sabaha
dostum üşüyorum dedin
üşüme
korkuyorum -korkma
kaçıyorum -kaçma
ürperiyorum düşünceden -ürper
sabah trafik
çınara kim bakar
kim geçer dallarından
bahar mı geliyor
komşunun balkonunda
çamaşırlar renk rengarenk
kızlar göğüslerini
baharın ağacına
ilk açan çiçeğine
dayadılar
arılarla erkekler boğuşuyor
arılarla uçan bütün çiçeklerle
ayaklarında taşınan tozlarla
akıyorlar alıp götürülürken
yaprak evlerin içindeki dişiliklere
dostum geç kaldın
güneş ne gün doğacaksa
söylediler duymadın geç kaldın
otur ağla sonra soframda doy
ekmek tut zeytin tat
açlığını eğlerken sen
bak nasıl ayçağın erleri
savaşarak ve devirleri aşarak geldiler
karanlığı karaladılar yolları tuttular
at tepmedeler
bak nasıl savaşı bindiler. gece çınara gelip söyleşip
kelime ettiler söz bilediler
zorun yamanı kolayladılar
sahip olun taşa demire
aleve
küle bile
cahit zarifoğlu..
6
+
-entiri.verilen_downvote
"geleceğim bazen uykudayken sen
beklenmedik, uzak bir konuk gibi
sokakta bir başıma koyma beni
kapıyı sürgüleme üstümden.
usulca girecek, br yere ilişeceğim
bir zaman, karanlıkta, bakacağım yüzüne.
görüntün doyasıya dolunca gözlerime
seni kucaklayacak ve çıkıp gideceğim."
(bkz: nikola vaptsarov)
çeviri: (bkz: ataol behramoğlu)
16
+
-entiri.verilen_downvote
ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil
nükleer denemeler kyoto sözleşmesi küresel ısınma falan.
belki sen çok küçüksün belki benim ruhum ölü
biraz nietzsche biraz kant kafan karışmış belki
parlıamanet’i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı?
pavyonda tanıdığım bilge bir pezevenk vardı!
kötü kitaplar okumak kötü yaşamak gibidir derdi.
iyi kitaplar okudum bir boka yaramadı..
ben seni severim aslında da düzenim bozulur diye korkuyorum
durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar
sinemaya gitmeye ele ele tutuşmaya falan kalkarız
işin yoksa çiçek al,saç tara, parfüm sık.
küsmesi,barışması,ayılması,bayılması
hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması
meyhanede tanıdığım gerzek bir filozof vardı!
güzel kadınlar insanın ömrünü uzatır derdi.
bir sürü güzel kadın girdi hayatıma
hepsi ağzıma sıçtı..
ben seni severim belki de rabbim buna hazır değil.
her şeyin güzelini sever o ideal birliktelikler ister
seninle benim yan yana oturacağımız çekyata
ne ilahi adalet sığar ne de diyalektik..
içime çöreklenmiş sığ bir sığır var benim.
ben seni severim sevmesine de
iş çıkarmasana şimdi ne gerek var güzelim..
ali lidar
2
canını yerim. şu şiir neredeyse hayat felsefeme dönüştü: " ben seni severim sevmesine de, toplum buna hazır değil. " ali lidar severim vesselam. saygı, sevgi. ✌ - venetian red 20.10.2016 20:28:05 |#3055239
1
benimde en sevdiklerimdendir. ''ben seni severim sevmesine de, iş çıkarmasana şimdi ne gerek var güzelim..'' - moiveyo 20.10.2016 20:31:19 |#2845772
...
sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir aksamüstü ansızın yorulur
...
atilla ilhan- ben sana mecburum
4
+
-entiri.verilen_downvote
diyelim yağmura tutuldun bir gün
bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
öbür yanda güneş kendi keyfinde
ne de olsa yaz yağmuru
pırıl pırıl düşüyor damlalar
eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
dar attın kendini karşı evin sundurmasına
işte o evin kapısında bulacaksın beni
diyelim için çekti bir sabah vakti
erkenceden denize gireyim dedin
kulaç attıkça sen
patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan
ege denizi bu efendi deniz
seslenmiyor
derken bi de dibe dalayım diyorsun
içine doğdu belki de
işte çil çil koşuşan balıklar
lapinalar gümüşler var ya
eylim eylim salınan yosunlar
onların arasında bulacaksın beni
diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
çakmak çakmak gözleri
meydan ya taksim ya beyazıt meydanı
herkes orda sen de ordasın
herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
özgürlüğe mutluluğa doğru
her işin başında sevgi diyor
gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
bi de başını çeviriyorsun ki
yanında ben varım
nokta.
sözde, senden kaçıyorum dolu dizgin atlarla..
bazen sessiz sedasız ipekten kanatlarla..
ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla..
karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla..
adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla..
yüreğimin başına noktalarla.. hatlarla..
başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla..
sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla.
ne olur bir gün beni kapında olsun dinle..
öldür bendeki beni..
..sonra dirilt kendinle!
çarpsan karasevdayı en azından yüzbinle..
nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle..
kaç defa çıkıp gittim buralardan yeminle..
ama her defasında geri döndüm seninle..
hangi düğüm çözülür.. nazla.. sitemle.. kinle..
ne olur bir gün beni, kapında olsun dinle..
şaşırdım kaldım işte, bilmem ki n'emsin..?
bazen kız kardeşimsin.. bazen öpöz annemsin..
sultanımsın susunca, konuşunca kölemsin..
eksilmeyen çilemsin..
orada ufuk çizgim, burda yanım yöremsin..
beni ruh gibi saran sonsuzluk dairemsin..
çâresizim.. çâremsin..
şaşırdım kaldım işte bilmem ki neyimsin...
(bkz: yavuz bülent bakiler)
0
+
-entiri.verilen_downvote
hey göklere duman durmuş dağlar hey
değirmenin üstü her gün yel olmaz
dinle ağa, dinle paşa, dinle bey
sen söylersin o susar mı bel'olmaz
kızılırmak akar suyun içerler
aç karnına yurttan yurda göçerler
tarifeylen köprüsünü geçerler
çamın başı yine kar mı bel'olmaz
olmaz artık olanlar böyle olsun
yeni çağda mızrak çuvala girsin
vergi dersin, ümük dersin, can dersin
verdiler mi aldılar mı bel'olmaz
(bkz: deli kuşun öttüğü)(bkz: fazıl hüsnü dağlarca)
2
+
-entiri.verilen_downvote
ölümdür yaşanan tek başına
aşk iki kişiliktir
3
+
-entiri.verilen_downvote
"Yakamozları söndü sahillerin, ışıkları evlerin;
çağın vebalı gövdesinde
bir hayalet gibi gölgemizde yalnızlık."
aşk bize küstü-yılmaz odabaşı
1
+
-entiri.verilen_downvote
"hafifçe ısırılmış bir elmanın dilindeyim
elmanın kokusundayım
anısındayım -kimbilir kimin-
anılarda görünür, düşlerde görünmez insan
düşlerde görünen anlamlardır
özelliklerdir bir de belli belirsiz.
ve
insansız anı yoktur. var mıdır?"
edip cansever
3
+
-entiri.verilen_downvote
azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.
lal-u şarap içurem ve ıslatıp geçirem,
parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahsan.
eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.
diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.
salınarak giderken arkandan ben sokayım,
ard eteğin beline, olmasın çamur aman.
kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.
öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarıda hiç,
düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.
eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
herkese vermektesin, bir de bana versene,
avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.
sen her zaman gelesin, ben vehbi’ye veresin,
esselamun aleyküm ve aleykümesselam.
"... ne güzel şey,
senden gayrısını takmamak,
tanımamak..."
2
+
-entiri.verilen_downvote
sevdiğim kıza hep bu şiiri okumak istedim ama nasip olmadı başkasını seviyor
"hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.
hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...
hoş geldin kadınım benim hoş geldin."
3
+
-entiri.verilen_downvote
"ne sen leylasın ne de ben mecnun
ne sen yorgun ne de ben yorgun
kederli bir akşam içmişiz
sarhoşuz, hepsi bu"
1
+
-entiri.verilen_downvote
ruhun mu ateş yoksa o gözler mi alevden
2
+
-entiri.verilen_downvote
bilmezler yanlız yaşamayanlar
nasıl korku verir sessizlik insana
insan nasıl konuşur kendisiyle
nasıl koşar aynalara
bir cana hasret
bilemezler
(bkz: orhan veli-yalnızlık )
3
+
-entiri.verilen_downvote
''dışarıya yağmur,
yüreğime hasret,
fikrime sen..
nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden
bir bilsen.''
(bkz: cemal süreya-hasret)
4
+
-entiri.verilen_downvote
aysel git başımdan
ben sana göre değilim
benim için kirletme aydınlığını
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
(bkz: atilla ilhan)
0
+
-entiri.verilen_downvote
bezm-i hamam edelim
sürtüştürem sana ben
kese ile sabunu
rahat etsin cism-i can
lal-ı şarap içirem
islatarak geçirem
parmağına yüzüğü
hatem-i zer dirahşân
eğil de bir sokayım
iki tutam az mıdır
lale ile sümbülü
saçına ey nevcivan
diz çökerek önüne
ilık ılık akıtam
bir gümüş ibrik ile
destine ab-ı revan
sen salınıp giderken
ben ardından sokayım
eteğini beline
olmasın çamur aman
kulaklarından tutam
dibine kadar sokam
sahtiyandan çizmeyi
olasın yola revan
öyle bir sokayım ki
dışarda hiç kalmasın
düşmanının bağrına
hançerimi na-gehan
herkese vermektesin
bir de bana versene
avuç avuç altını
olsun kulun şadüman
sen elinle tutmadan
ben ağzına vereyim
yeter ki sen kulundan
lokum iste her zaman
sen her sabah gelesin
ben vehbi’ye veresin
esselamünaleyküm
ve aleykümselam
16
+
-entiri.verilen_downvote
sakın gelme şimdi
çünkü gelsen
yine gidersin biliyorum
lakin hala seni
dünden fazla
yarından az seviyorum
8
+
-entiri.verilen_downvote
sanmıştık ki ikimiz
yeryüzünde ancak
birbirimiz için varız
ikimiz sanmıştık ki
tek kişilik bir yalnızlığa bile
rahatça sığarız
hiç yanılmamışız
her an düşüp düşüp
kristal bir bardak gibi
tuz parça kırılsak da
hâlâ içimizde o yanardağ ağzı
hâlâ kıpkızıl gülümseyen
-sanki ateşten bir tebessüm-
zehir zemberek aşkımız
atilla ilhan
9
+
-entiri.verilen_downvote
basit biri değilim..
gözlerimi kanatırcasına ağladığım gecelerim var,
kahkahalara sarılmış anılarım..
herkes kadar dertli, bazılarından fakir, çoğundan zenginim.
bilmeyene sevmeyi öğretecek kadar büyük bir kalbim,
gidene beddua edemeyen bir dilim var..
"yüreğimi korkak büyütmedim ben.
kaybettiklerim, dağıttığım servetimdir... "
can yücel
3
+
-entiri.verilen_downvote
işgaldeki hali sakın unutma,
atatürk'e dil uzatma sebepsiz.
sen anandan yine çıkardın amma,
baban kimdi bilemezdin şerefsiz...
neyzen tevfik..
1
+
-entiri.verilen_downvote
sevgilim, bir günün ortası şimdi
taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
uzat bana uzat ellerini
izinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
istanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
güvercinler güneşten bir sessizliği biriktiriyor
ben seni düşünüyorum seni
hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi
kalbim diyorum kalbim
daha dün tezgâhtan çıkmış bir su sayacı gibi
aşkı anılar besliyor düşler kadar
bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır
sevgi eskidikçe sevgi.
günümüz ekmeğimiz, türkümüz
çoluğumuz çocuğumuz
binalar yan yana yükselip gidiyor
vapurların ağzı köpük içinde
uzaklarda ne kapılar açılıyor
tirenin biri bir istasyona varıyor
ordan çıkıyor biri.
her şey biliyor her şey
sen biliyor musun bakalım
seni nice sevdiğimi?
üstüne titrrediğimi?
geldiğimi?
gittiğimi
hadi!
3
+
-entiri.verilen_downvote
ne hasta bekler sabahı,
ne taze ölüyü mezar.
ne de şeytan, bir günahı,
seni beklediğim kadar.
geçti istemem gelmeni,
yokluğunda buldum seni;
bırak vehmimde gölgeni,
gelme, artık neye yarar?
2
+
-entiri.verilen_downvote
benim şiirlerim çay kokar.
düşlerimde sade sen.
demlikte nefesin.
bardakta gamzen
(bkz: cemal süreya)
1
+
-entiri.verilen_downvote
eskisi kadar özlemiyorum seni,
ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda..
adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor..
yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
biraz yorgunum..
biraz kırgın..
biraz da kirletti sensizlik beni !
nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
iyiyimler yamaladım dilime.
tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni..
gel diye beklemiyorum artık,
hatta istemiyorum gelmeni..
nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
arasıra geliyorsun aklıma, banane diyorum
benim derdim yeter bana banane !
alıştım mı yokluğuna ?
vaz mı geçiyorum, varlığından ?
tedirginim aslında,
ya başkasını seversem ?
inan o zaman seni hayatım boyunca affetmem
0
+
-entiri.verilen_downvote
ben seni unutmak için sevmedim
gülmen ayrılık demekmiş , bilmedim
bekledim sabah akşam yollarını
ölmek istedim , bir türlü ölmedim
6
+
-entiri.verilen_downvote
seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
istanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
seviyorum seni
yaşıyoruz çok şükür der gibi.
nazim hikmet
“seni düşünmek güzel şey
seni düşünmek ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey
seni düşünmek güzel şey
seni düşünmek ümitli şey
fakat artık ümit yetmiyor bana
ben artık şarkı dinlemek değil
şarkı söylemek istiyorum…”
4
+
-entiri.verilen_downvote
birisi
bir şey var aramızda
senin bakışından belli
benim yanan yüzümden
dalıveriyoruz arada bir
ikimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki
gülüşerek başlıyoruz söze
bir şey var aramızda
onu buldukça kaybediyoruz isteyerek
fakat ne kadar saklasak nafile
bir şey var aramızda
senin gözlerinde ışıldıyor
benim dilimin ucunda…
nahit ulvi akgün
1
+
-entiri.verilen_downvote
önce baygın bir iniltiydi yamaçtan duyulan
sonra bir kağnı belirmişti kuş uçmaz yoldan
asya'nın titreterek bağrı yanık toprağını
geliyor baktım, uzaktan bir kağnı
"inleyen memleketimdir bu tekerlekte." dedim
"hangi köylü bir kağnıyla sürünmekte?" dedim
bu gelen, bir yuvasız kuş gibi pervasızdı
bu gelen köylü, sesinden tanıdım, bir kızdı
kağnı kayboldu, güneş battı; bir ishak sesi var
kız uzaklaştı fakat bende o baş dönmesi var
1
+
-entiri.verilen_downvote
ben ölürsem maviş anne
mutsuza kim bakacak
3
+
-entiri.verilen_downvote
iki yıldız arası göğe asılı hamak
uyku uyku zamansız ve mekansız uyumak
uyumak istiyorum başım bir cenk meydanı
harfsiz ve kelimesiz düşünmek yaradanı
5
+
-entiri.verilen_downvote
korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
o benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
o benimdir, o benim milletimindir ancak.
çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
kahraman ırkıma bir gül! ne bu şiddet, bu celâl?
sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...
hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
hangi çılgın bana zincir vuracakmış? şaşarım!
kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
ulusun, korkma! nasıl böyle bir îmânı boğar,
"medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?
arkadaş! yurduma alçakları uğratma, sakın.
siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...
kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı:
düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
cânı, cânânı, bütün varımı alsın da huda,
etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.
ruhumun senden, ilâhi, şudur ancak emeli:
değmesin mabedimin göğsüne nâ-mahrem eli.
bu ezanlar -ki şehadetleri dînin temeli-
ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
o zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
her cerîhamdan, ilâhi, boşanıp kanlı yaşım,
fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
o zaman yükselerek arşa değer belki başım.
dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
0
+
-entiri.verilen_downvote
yerleri gökleri yaratan tanrı
sana, sen'den şikayetim var benim...
0
+
-entiri.verilen_downvote
öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarıda hiç,
düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.
eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
herkese vermektesin, bir de bana versene,
avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.
1
+
-entiri.verilen_downvote
onar misra
ayırma gözlerini gözlerimden bu akşam,
böyle saatlerce bak, böyle asırlarca bak.
gözlerine yavaşça, yavaşça doldu akşam,
göklerin ateşini kalbime boşaltarak,
benim içimde yaktı sanki gurubu akşam,
senin kirpiklerinde bir damla oldu akşam.
gündüzden, gürültüden ve kâinattan ırak,
akşamı seyredeyim bakışlarında bırak,
ayırma gözlerini gözlerimden bu akşam,
böyle saatlerce bak, böyle asırlarca bak..
yeşil çamlar altında uyuyor şimdi ada,
şimdi kımıldamıyor zaman bile yerinden,
ve apaçık gözlerin en derin bir rüyada
ve güneş pırıl pırıl akıyor gözlerinden.
bilsen duracak gibi nasıl yavaş vurmada
kalbin öyle muntazam, kalbin öyle derinden.
yüzünü ipek bir tül gibi saran terinden,
güneşi yudum yudum içtiğim şu lahzada,
ruhumuz yıkanıyor yanan sonsuz semada,
fırtınalı, karanlık günlerin kederinden...
yeşil çamlar süzerken mehtabı kuytulara,
ellerini usulca bırak ılık sulara.
sen de yan benim gibi, sen de hisset ki bir an
sular değil zamandır akan avuçlarından.
denizde ne bir köpük, ne bir kırışıktan iz
ve yüzün altındaki deniz gibi çizgisiz..
bu gece hatıralar içimizde bir cihan,
duyarsın söylenmemiş sözlerimi dinlesen.
bu gece gözlerinde senin can buldu deniz,
ve karıştın denize ela gözlerinle sen...
yaşar nabi nayır