kapalı kadınları dışlayan kesim

hiçbir renge saygısızlık etmeye hakkımız yok. genel örgütleme yapıp aşağılamak çok cahil bir yaklaşım. mardin'de kiliseden çıkan adam camii çıkışında rastlaştığı bireye “selamun aleyküm” deyip medeniyetini ve saygısını koruyorsa biz bu gençlik utanmamız lazım. algılarınızın yönlendirilmesine göz yummayın

günümüz türkiyesinde kapalı kadınlar değil açık kadınlarımız dışlanıyor daha çok. hele şort falan da giyiyorsa direk namussuz muamelesi görüyor. bununla kalsa iyi uçan tekme falan atılıyor. (bkz: ayşegül terzi)

yadırgadığımdan yada istemediğimden değil ama günümüz kapalı kadınlarını ben pek samimi bulmuyorum.özelliklede çevremde gördüklerimi

e artik komik ama biraz

bunu tesettürlü biri olarak yazıyorum birilerini dışlayan yada dışlanan insanlar içimizden birileri bunu yapan yada yaptıran da bizleriz. ben yıllarca konyada yaşadım şimdi de izmirde yaşıyorum belki tamamiyle 2 farklı şehir ama sen insanlara görüşlere ve farklılıklara saygılı olduğun sürece insanlar da sana saygılı olur ben bu yaşıma kadar hiç dışlanmadım herkesi saygı ve hoşgörüye davet ediyorum.

muhtemelen kendileri de bazı kapalı kadınlar tarafından dışlanıyorlardır. her iki türlüsü de şov bence.

söylediklerinin aksine asıl gerici örümcek kafalı kendileri olan kesimdir. bütün özgürlük düşünceleri sadece kendilerine kadar olan kesimdir.

idrak edilmeyen bir şey var. o da kapalı kadın olması değil, kapalı olmanın arkasına sığınıp, çirkinleşen ve haddini aşanlar. aynı şekil açık olan için de geçerli. erkek için de geçerli. velhasıl kelam insan olmayan herkesi dışlarım.

ya bişey diyeceğim bu, bi insanı kot pantolon giydiği için ya da saçlarını kırmızıya boyattığı için, bileklik taktığı için, mor rengini sevdiği için, en basitinden kahvaltıda çay yerine meyve suyu içmeyi tercih ettiği için dışlamak gibi bir şey değil mi? e yahu, hiçbir türlüsü elle tutulur sebepler değil ki birini dışlamak/yermek/toplumdan soyutlamak için en azından bana öyle geliyor

bir kadın ister şort giyer ister eşarp takar. i̇nsanları "yobaz, ülke düzenini bozan" diye görmek, kişinin kendi gericiliğidir.

metroda başörtülülerin fotoğraflarını çekip sosyal medyada küfürlerle paylaşanlar mı dersin şort giydi diye kadınlara saldıranlar mı dersin nereye gidiyoruz bakalım hayırlısı

kapalı kadınları dışlayamayız, açık olanları da,siyasi görüşü farklı olanı da hatta bırakın sıfat yüklemeyi insan insanı dışlayamaz. farkında değil misiniz birlik olmazsak dağılacağız canımızı daha çok acıtacaklar. ayrım yapmadan sırf insan olduğu için ne zaman seveceğiz birbirimizi

kapımız açıktır gelene... vicdanı olsun yeter.

bu kesimin hepsinin annesi türbanlı kız kardeşine de kapan diye baskı yapar ama ne hikmetse eleştirmek cazip geliyor bunlara i̇nsanlar kendine yapılmasını istemediği şeyleri başkasına yapmayı bırakınca ahlaklı bir ülke olacağız

niye dışlarlar anlamam arkadaşlar atatürk ün annesi karısı da kapalıydi neyin düşmanlığı bu bir insanı ilk önce insan olduğu için saygı duymaliyiz yani bu zihniyetler bizi geriye götürür bir insani inanciyla başına taktığı örtüyle yargılamak medeniyet değildir bu gericiliktir hala bunu anlayamamış sözde atatürkçülüler var

pek anlam veremediğim bir kesim. mesela diyor ki işte şort için açık giyindiğim için şöyle oluyor böyle oluyor özgürüz falan özgürlüğü savunuyor ama aynı özgürlüğü dini inancı gereği kapanan kadın için konuşmuyor hatta ve hatta yobazlık olarak görüyor. eğer kişi özgürlüğünden bahsedeceksek özgürlüğün herkes için olduğunu bilmeliyiz. bu tam tersi için de geçerli bir kadın şort giyiyor diye ona şiddet uygulayamazsın, sen kafa olarak muhafazakar isen herkes senin gibi düşünmek zorunda değil. şu ülkede şort giyen kadına da başörtülü kadına da uygulanan kötü şeylere ses çıkartılmalı. açık bir kadını kapalı bir kadın, kapalı bir kadını da açık bir kadın savunabilmeli. sadece kadın olayı değil erkekler için de böyle. olaylara 'biz insanız' şeklinde yaklaşılmalı dini,dili,ırkı ile değil. insanlarımızın saygıyı hoşgörüyü hayatlarına yerleştirmeleri gerek.

önemli olan insanın kalbidir. i̇çindeki sevgidir. kimisi zorunlu kimisi isteyerek başörtüsü takar. açık olup yobaz olanı da gördük kapalı olup geniş görüşlü insanları da gördük

artık bunu konuşmak yerine icratt göstermek lazim. biliyorsunuz artik,rahatlama gereği dergahlara giderim. bi dergaha gittim şehrini hatirlamiyorum... bi kadin geldi kadinin hayat kadini olduğu bariz ve göğüsleri dışarda o derece. sonra görevliler geldi kadina ilk sorduklari neydi biliyor musunuz? aç misin? kadin; açım. hemen yemek getirdiler kadina dinlenmesi icin kendi odalarini verdiler ve gozlemedigime göre kimseye gostermedikleri ilgiyi ona gösterdiler:) vakit gec oldu ben ordan ayrıldım. uzun bi sure sonra tekrar yolum düştü. kadin orada insanlara hizmet eden bambaşka birine dönüşmüş.:) bunu kapalilar cok güzel yapıyor. örnek almak lazim....

biraz da şurama da mağduriyet toplum artık siz gibi düşünenlerle çevrili,ben başörtüsüne de saygılıyım ama hal her şeyde bir mağduriyet yaratma havanız sıktı

boyle bir kesime sahip olduktan sonra şort giyen kadın da dışlanıyor basortulu kadın da sorun bizde değil beyni mine etekten kısa olan insanlar da o yüzden siz istediğinizi giyin kimin ne dediğine bakmayın çünkü aklı kısa olan insana uzun cevap verilmez

şort giydiği için bir kadına taciz tecavüz edenlerle aynıdır gözümde. iki kesimde insanlıktan nasibini almamış birer çomardır fikir alışverişine kapalı tek düze yaşarlar tek hücreli amiplerden farksızdırlar. her şeyleriyle amiplere benzerler mesela çoğalmaları. içerisinde bulunduğumuz teknoloji çağı itibariyle hala nasıl bu kadar hızla çoğaldıklarını anlayabilmiş değilim

anlamlandıramadığım durum. yaklaşık 2 yıldır kapalıyım. tamamen kendi isteğimle kapandım ve hiç pişman olmadım çok şükür. açıkken de kötü gözle bakan vardı şimdi de var. açıkken 'niye kapanmıyorsun?' diyen de vardı, kapandıktan sonra ' bu yaşta niye kapandın ki ya?' diyen de. 'saçı açık giymiş tşörtü geziyor kim bilir ne haltlar yiyordur' diye bakan da var, 'yedikleri haltları başörtüsünün altına saklıyordur ' diyen de. kimine göre doğru kimine göre yanlış tercihler yapıyoruz ve bu tercih başkalarına batıyor, anlayamıyorum. benim günahım da, sevabım da, doğrum da, yanlışım da benim. ve sadece beni ilgilendirir. kimseyi dışlamak kimsenin haddine değil.

şort giyen kadını tekmeleyen ile aynı zihniyettir

her ne kadar yok öyle bir durum denilsede var kardeşim gittiğim çalışma ortamında bir beyin seni ilk gördüğümde yobaz sandım demesinden tutunda okuduğum bölümdeki hocaların ayrımından tutunda düşük not vermesine kadar bal gibi var örtü özgürlüğü gelmişmiş özgürlüğü savunan insanların başkalarının özgürlüğünün kısıtlandığı yerde kendi özgürlüklerinin bittini algılayana kadar yok öyle bir şey

böyle bir ayrımcılığa denk gelmememe rağmen bu başlığı uplayıp kimse lafını dahi etmezken kendi kendinize gelin güvey olmanız hoş değil. amacınız prim ise gelin seri artı vereyim.

benim gözümde cahil insanlardır. dağdaki çobanla ben bir miyim yea? diyenlerden bir farkı yoktur.

bizim insanımız neye saygı duyuyor ki ?

yok öyle bir algı diyenler hadi gelinde bir kadıköyde taksimde dolaşın bakalım herkes demesemde bir kesim resmen iğneleyici iğneleyici bakıyor ve bu iğrenç.

i̇stediği kadar medeniyim diyen bir şehir olsun, ben kapalıyken iş bulamayıp açık olan arkadaşım kafasına göre sıkıntı çekmeden iş değiştirebiliyorsa kusra bakma kardeşim sen olmamışsın

bunu kaç defa daha söyliyeceğim bilmiyorum ama başımızda baş örtümüz var beynimiz de değil yani başımızı örttüğümüz için beni dar görüşlü olarak düşünemezsin ki bu senin dar görüşlüşüğün olur. ben dinim gerektirdiği bir şeyi düşünüp mantıklı olduğuna karar verip kıyafetimi değiştirmişim sense kendi düşüncenle saçının açık olmasına karar vermişsin.kafamız farklı değil ikimiz de düşünebiliyoruz kararlarımız farklı sadece. ben kapandım diye sen benden asla üstün olamazsın. belki ben daha üstün olabilirim kendimi kısıtlamayı göze alabilcek cesaretim olduğu için. bide şeyler var feministyiz biz diye dolaşıp kapalı kadınlara düşmanmış gibi bakanlar. (bkz: yazık)

vallahi nedenini bilmiyorum ama bu tarz başlıklar bana hep berlin duyarı‘nı hatırlatıyor. insanlar ortada bir sebep yokken bile kendini dışlanmış hissedip duyar kasmasa muazzör olur. tabii ki bunun istisnaları var ve gerçekten üzücü bir durum. o yüzden siktir edin, elin emperyalist amerikası uzaya koloni gönderecek, biz hala şu amk muhabbetini yapıyoruz. ha türban seven bir insan mıyım ? hayır. ama giyene karışır mıyım ? hayır. çünkü umurumda değil milletin ne giydiği. o yüzden türbanlı bacılar, siz de ortada bir sebep yokken durduk yere kendinize polemik yaratmayın. kalın sağlıcakla, bu yakışıklı uykuya dalar.

yaklaşık 3 senedir kapalıyım. böyle bir kesim yok mu? tabii ki var. umursuyo muyum? yoo. benim kararım bu, benim inancım bu. etrafındaki insanların düşüncelerine saygı duymayan insan, kendine saygısı olmayan insandır. bunu sadece kapalıları dışlayan kesim için değil, tam tersi yukarıda da bahsedildiği gibi şort giyen veya etek giyen kesimi dışlayanlar için de söylüyorum. yalnız şunu anlamıyorum ben elimi sıkmadı, benimle konuşmadı, triplere girdi gibi şeyler yazıyosunuz ama bunun da bir tercih meselesi olduğunu anlamıyorsunuz sanırım. başörtülü bir insanın başını kapatması veya ona göre giyinmesinin nedeni kendisine namahrem olan insanlardan kendisini saklamaktır. namahrem olarak gördüğü bir insana elini uzatması onun düşüncesine tersse sen buna da saygı duymak zorundasın. sana elini uzatmadığı için gerici yada örümcek kafalı olmuş sayılmıyo yani bu insan. son olarak, saygı duyuyorum demekle saygı duymak arasındaki farkı öğrendiğimizde eminim daha güzel olacak her şey.

etek giyene orospu gözüyle bakılan bir ülkede başörtü duyarı kasmaya hiç mi utanmıyorsunuz amk? ayıp lan, harbiden ayıp. insanın az biraz utanması olur bilader.

şu dışlanma olayina cok takıyorsunuz. ben de kapaliyim, ben de yasadim lakin umursamiyorum. ha baktim işimi terse ceviriyor, kimse kusura bakmasin cıngar çıkartırım. yani bana saldirana saldiririm. dişli olacaksiniz, zaten bu hayatin kolay oldugunu kimse soylemedi. bu açık insanlar icin de gecerli. size bakışlari umursamamak kolay degil, evet lakin umursadikca kendinize zarar verirsiniz canlar. saygilar...

bu tesettür konusu dinimizdeki hassas konulardan bir tanesi benim için. ama ne yazık ki etrafımızda bu konuya gereken özeni göstermeyen kapalı arkadaşlarımız çok var. her şeyin farkında olup neden kapandığını bilenlere karşı değil tavrım, sadece allah'ın bir ayetini basit bir şeymiş gibi yaşayanlara. yemin ediyorum o kadar insan tanıdım ki neden kapandın dediğimde boş boş yüzüme bakakalan. tamam hadi dinimizde zorunlu diye kapandın ama araştırdın mı kuran'ın hangi ayetinde yazıyor diye. bir kere açıp meal okumayan insanlar işte günümüzdeki modern kapalılardır. haa bana gelince ben de kapalıyım ama bunun bilincindeyim. tabii ki her şeyi bilmiyorum ama öğrenmek için çabalıyorum, eksiklerimi kapatmaya çalışıyorum bilgi konusunda. bu konudaki tek temennim kapalı kardeşlerimin ve benim hakkıyla bu işi yapabilmemiz. son olarak kapalılığın fiziksel boyuttan çok düşünce boyutu da olduğunu düşünüyorum. i̇nsanları dış görünüşüyle yargılamamalıyız...

aynı şekilde açık olanların da dışlandığı kesimler var. her iki ayrım da yanlış. kimin nasıl giyindiği kişinin kendisinden başka kimseyi ilgilendirmemeli.

başkalarını dışlayan insanlar, kendilerini oldukları gibi kabullenmeyen insanlardır. kendini kabullenmeyen bir insandan sizi başörtünüz ile kabul etmesini beklemeniz biraz saçma olur

onlar için örtünmediğimize göre dedikleriyle ilgilenmemiz saçma bence.

önemli olan kimin neresinin kapalı olduğu değil asıl önemli olan kişinin fikirlerinin ne kadar açık olduğu olmalı bence.

defolu'yu özleten başlıklardan.. bu tarz bayatlamış konuları konuşmamız gerçekten garibime gidiyor. ama galiba konuşmamız da lazım. zira görüldüğü üzere hala yeterli şuura kavuşamamışız. kavuşana kadar da susmayacağımız kesin. başlığa şöyle bir göz gezdirdim de, dile getirilen çoğu şeyde bence noksanlık var. örnek olması açısından; biri, "ben kapandım diye sen benden asla üstün olamazsın. belki ben daha üstün olabilirim kendimi kısıtlamayı göze alabilcek cesaretim olduğu için." demiş. bunu diyene kadar kendisini güzel ifade etmiş de, bunu dediği vakit pozisyon ofsayt.. adama derler; ee damacanaya bile tecavüz edenlerin olduğu bu memlekette açık olmak da bir cesaret örneği değil mi, ne bu kendine pay çıkartma çabası diye? adil olması açısından karşı görüşten de bir noksanlık söylemem icap eder. başka biri "o yüzden siktir edin, elin emperyalist amerikası uzaya koloni gönderecek, biz hala şu amk muhabbetini yapıyoruz." diyor. isyanında haklı mı? evet. peki bu dediği ne kadar tutarlı? bence pek bir tutarı yok. çünkü bu başlıktan çıktıktan sonra biz yine laylaylom kıvamına gelicez. sonra vurucaz, kırıcaz, patlıycaz.. aradan zaman geçecek. yine böyle bir konu zuhur edecek, yine aynı amerika örneğini verip yine köşemize çekilicez. bu döngü böyle ezelden geldiği gibi devam edecek.. başka bir tutarsızlığı da şu; zaman zaman o bahsettiğimiz amerika'yı dolaylı ya da direkt olarak geliştiren şeyler hakkında entry giriyorum/giriyoruz. misal; metalik hidrojen başlığı. bakın bakalım kaç kişi ne kadar siklemiş? ee hani amerika'ya yetişmemiz lazımdı? neden gelişimle alakalı şeyleri siklemiyoruz? demem o ki; bu tarz konuların "bu şekilde" konuşulması yanlış. ne karşı taraf anlaşılır, ne de sen konuştukça haklı olursun. kazanan zaten yok, kaybeden "bu şekildeki" tartışmaya katılan herkes.. neden ciddi bir konu konuşmaya başladığımızda o konu direkt olarak ayrışmalara sebebiyet veriyor? öyle makul ayrışmalar da değil ha, bildiğin göğüs göğüs çarpışıyoruz. bu söylediğim agresif ayrışma olayını aşsak ne bu tarz başlıklarda bahsi geçen olaylar cereyan eder, ne bunlar için başlıklar açılır, ne de biz kan kaybetmeye devam ederiz. ayarsız genellemeler, tutulandan ziyade kördüğümle bağlanılan taraflar, kısır empati, miadı dolmuş ve stabil bakış açıları, can çekişen eleştiri seviyesi ve dahası, sahamıza yabancı madde olarak atılmış unsurlardan sadece bazıları. bunlara rağmen hala mı devam etmek? önce (aklımızdaki) sahayı biraz arındırmamız gerekmez mi? bakın şuradaki; (#2178173) belgesel 1989 yılını gösteriyor. yani üzerinden tam 29 yıl geçmiş.. belgeselde açık kadınların sokakta yürürken tacize uğradıklarından da bahsediliyor, türban meselesine de değiniliyor. yani aslında; dün de, bugün de her iki taraf da kendi içinde mağdur. ama konu bunu anlamaya gelince devasa çuvallıyoruz, hatta sidik yarışı başlatıyoruz. şu sözlüğe kapalı kadınların yaşadığı bir dert yaz, yoruma "ama açık kadınlarda bunları bunları yaşıyor." diye bir şey yazılır. ya da tam tersini yap yine aynısı olur. veya kapalı/açık için değil, sadece kadınların bir yanlışını söyle, yorum olarak "ama erkekler de böyle böyle yapıyor." denilir :d ne müthiş cevap tekniği değil mi? benim odaklandığım konunun tam zıttında benim olduğumu var saymak ve kendini haklı çıkartıp karşı tarafta gördüğü beni zedelemek için o konuya ateş etmek.. ama beni anlamaya bile çalışmamak.. neyse, yine öz ve normal eleştiri yapıyorum ayağına çok boş konuştum. bari o hidrojen meselesine bir göz atın da hiç değilse bu yazıdan eliniz boş dönmeyin. şuraya da bir şarkı iliştireyim; link

toplumda öyle bir kesim var ki hak ve adalet diye bağırıp duruyor ama sadece kendilerine istiyorlar bunu. herkes onlar gibi düşünsün onlar gibi giyinsin istiyorlar. ben istediğim kadar açılayım, istediğim her şeyi yapayım, ülkede adalet olsun da herkes eşit olsun da diye bağırır dururlar sosyal medyada. ama karşılarına bir kapalı bayan veya dindar bir adam çıktığında da dalga geçmekten ve aşağılamaktan geri kalmazlar. ve bunların çoğu da atatürkçüyüm diye dolanır etrafta. erkek olsaydım bunlara mnakodumn şrfsizi der pata küte girerdim ama cinsiyetim naif olmamı öğütlediği için sadece uyarıp bildirmekle yetiniyorum.