bugün
yenile

    türkiye

    4
    +
    -entiri.verilen_downvote
    1989 yılındaki vaziyeti için; link - 1 link - 2 linkler için daha esaslı bir tanım yapmak gerekirse; eski türkiye - yeni türkiye arasındaki avantaj ve dezavanjları değerlendirme olanağı sağladığı için izlenilesi belgeseller. değerlendirme olanağı sunduğu bazı meseleler; türban yasağı, tiyatronun haddi, türk futbolu, 90'ların hemen öncesindeki arabesk müzik anlayışı, 1 mayıs ve türevi siyasi olaylar, işçi ve öğrencilere yapılan polis/hükümet baskısı, gece hayatı anlayışı, kadınlara tanınan yaşam alanı, o dönemde dünyanın en çok satan 3. mizah dergisi olan gırgır ve bedri baykam.. hepsi üzerine tekrar tekrar düşüneceğim. şimdilik çoğu hakkındaki fikrimin biraz daha demlenmesini istiyorum. sonra belki düşündüklerimi yazarım, belki yazmam. bilemiyorum. ama mesela türban konusunda vardığım ilk intiba şu; eskiden türban takan hanımlar, türban takmanın ağırlığının bilincindeymiş. yasaklara rağmen türban takmaları bile aslında ne kadar şuurlu olduklarının kanıtı. fakat şimdi baktığımızda türban serbest. ki bence de serbest olmalı. ama açıkça görünüyor ki türbanın o eski ağırlığı kalmamış. hatta kimileri türbanı bir maske olarak kullanmayı bile keşfetmiş.. taktığı türbana layık olmayan çok insan var. bazıları sırf çevreleri öyle istiyor diye türban takıyor. ama hal ve hareketlerine bakınca anlaşılıyor ki, başındaki türbanının kendi özüyle alakası yok. bazı şeyler, yasaklarda daha değerlidir. mesela televizyonda küfür yasaktır, ve biri çıkıp canlı yayında küfür ederse o küfürü de, ettiği şey de sansasyonel bir olay olur. ama televizyonda küfürün serbest olduğunu düşünün. aynı adam, aynı şeye yine aynı küfürü edecek olsa herhangi sansasyonel olay olma durumu yok.. türban dışında bedri baykam'ın dediğini de değinmek istiyorum; "demokrasi uğruna islamcılığa varoluş alanı vermek, aslında demokrasi için bir tehdittir." diyor. bugün fetö ile gelinen noktaya bakınca, bu adama hak vermemek elde değil. ama bu dediğini sadece islamcılıkla sınırlamamalıydı. ne de olsa adam kayırmaları, rüşvetleri, oy çalmaları ve dahasını, eline fırsat geçtiği vakit her iki taraf da yaptı, yapıyor, yapacak.. demokrasiyi tehdit eden şeyleri sayarken her seferinde islamdan başlanıyor olması da ayrı bir konu.. tehdit oluşturan onlarca şey var. amerika da bir tehdittir, işçilere haklarını vermeyip olası kargaşalara zemin hazırlamak da bir tehdittir. daha onlarca tehdit sayılabilirken, tehditleri saymaya her seferinde ilk olarak islamdan başlanılması bana samimi gelmiyor. amaç gerçekten demokrasiyi korumak mı, yoksa başka bir şeyi mi insan düşünmeden edemiyor tabi. bununla beraber demokrasi uğruna islamcılığa yer vermek her ne kadar (tıpkı diğer unsurlar gibi) tehdit oluştursa da, "demokrasinin gerçekleşmesi" için olması gerekendir. aksi halde ayrımcılık yapılmaması gereken bir anlayışa, ayrımcılık yaparak başlamak nerden baksan tutarsız ve ahmakçadır. müzik konusunda da şöyle bir kanıya vardım; 90'larda hareketli, neşeli ve eğlenceli şarkıların bir anda patlamasının sebebi bana kalırsa arabesk müzik. millet 90'lara kadar çilekeş arabesk içinde yüzmüş, eğlenceli müziği unutmuş. ee hal böyle olunca da, herkesin içindeki o coşku, yıllarca birikmiş, en sonunda da 90'lar sanatçıları sayesinde patlamış. (iyi ki de öyle olmuş..) all aşkıınıı, sokk gözüünne gözüünee, görüşmeyeliimm güzeeliimm.. neyse, sabah sabah çok bile konuştum. şu diğer konular kalsın bari. şimdi tek entryde bütün malzemeyi harcamayalım hsajhsjahs
    ... diğer entiriler ...