kendisiyle ilgili yıllar evvel şunu yazmışım;
(#762868) ancak artık fikrim değişmiş vaziyette. bunun en büyük nedeni ise düşünce bazında benim de değişmiş olmam. düşünce olarak ileri vadede yine aynı veya başka noktaya gider miyim, bilmiyorum açıkçası.
birkaç gecedir
mehmet ali birand'ın eski belgesellerini izliyorum.
türk demokrasi tarihiyle ilgili. ve talat aydemir inanılmaz şekilde ilgimi çekti. iki defa darbe girişiminde bulunup ilkinde affedilen, ikincisinde ise idam edilen bir zat kendisi.
gariptir, talat aydemir'i
raskolnikov'a benzetiyorum.
suç ve ceza'yı okuyup anlayanlar ne demek istediğimi anlamışlardır. orada da raskolnikov
güç ve
güç istencini sorgulayıp
napolyon'u napolyon yapan şeyin acımasızlık olduğunu kabul etmişti.
talat aydemir'i başarısız kılan şey işte tam olarak budur! girdiği yolda acımasız olamamak. verdikleri sözden dönen silah arkadaşlarını öldürmeyi ve ülkeyi kan gölüne çevirmeyi istememek. belki de korktu bu durumdan. bilemem. gerçi zamanında genelkurmay başkanına bile gider yapmışlığı var ama bir kurmay albay olarak çok da etkili olacağını sanmıyorum. tamam, harbiyeliler emrindeydi ama bilemedim şimdi.
talat aydemir türk siyasi tarihinin en önemli kişisidir! atatürk'ten sonra. fikirleri tüyler ürpertici cinsten. düşünce seviyesi ise toplumun genelinden en aşağı 100 yıl ötede. örneğin, idam edilmeden önce mahkemede şunları söylemiştir: "siyasi partileri, türkiye'de finanse edenler, köyde ve kasabada ağalar, küçük ve orta vilayetlerde eşraflar, büyük vilayetlerde sermayedarlar ve patronlar oldukça vatandaşın serbest seçimle rey kullanmasına imkan yoktur." (talat aydemir, hatıratım, yky, s.284.)
bu denli müthiş bir bakış açısına sahip insandan ötürü kalkıp da "en büyük hatası acımasızlık yapmamasıdır" demek saçma açıkçası. çünkü yine kendisi hatıratlarında belirtmekte: "ben demokrasi istiyordum. eğer bu yolda her şeyi mübah görseydim, dikta olacaktı."
değişik bir zat. ilginç bir kişilik. ve muhteşem bir entelektüel.
(bkz: 27 mayıs 1960 askeri darbesi)
(bkz: 12 mart ihtilalin pençesinde demokrasi)
son olarak, aslında kendisinin savunduğu şey doğrudur. 1960 darbesinin yüzeysel kalıp herkesin hala ve hala aynı şaşkınlıkla hayatına devam etmesi. devlet ve toplum fark etmeksizin. oysa talat aydemir darbenin yapılma gerekçelerine uygun davranılıp o uğurda bir kalkınma planı istemiş, kendisini kimse ciddiye almadığı için de iki kez (1962 ve 63) ihtilali denemiştir.
başarsaydı ne olurdu, ülke daha güzel bir hale mi bürünürdü, bilemeyiz.
kenan evren'den veya
ismet inönü'den daha entelektüel olduğu kesin ve net. hatta arttırıyorum,
mustafa kemal atatürk'ten sonra askeri ve siyasi anlamda en entelektüel insan. belki
hasan ali yücel ve
ismail hakkı tonguç kendisinden daha entelektüeldir. diğer türlü, eşsiz bir beyin, talat aydemir.
***
türk gençliği'nden ötürü de şöyle demiştir: "büyük önderin emaneti olan
gençliğe hitabesini, içine gömmeden ve üzerine düşen vazifeyi yapamadan, emanet taşıyan atatürkçü geçinen nesle acıyorum."