bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bazıları, bazı dini kuralların, dini bir kural olmak­tan öte, her top­lum sanat­çı­la­rına, şair­le­rine ve ermişlerine beslediği, tarih­ten bağım­sız endişeyi dile getir­di­ğini söy­ler. bunun nedeni ola­rak da, sanatçıların, top­lum­lar tara­fın­dan otoriteyi teh­dit eden kişi­ler ola­rak algılanma­sı göste­rilir. haki­ka­ten tarih­sel pers­pek­tife bakıl­dı­ğında, benimsenen ide­oloji ne olursa olsun, ikti­dar­la­rın ve iktidar­lar tara­fın­dan dene­tim altında tutu­lan, aile, okul, işyeri gibi kurum­la­rın her zaman sanat­çıyı alaşağı etmeye çalış­tı­ğına tanık olu­ruz. çünkü; sanatçı, top­lum tara­fın­dan birer "put" haline geti­ri­len tüm değer­lere mey­dan okur ve tasav­vur kabiliye­tini kul­lan­ması yönüyle de, düşünür­ler­den çok daha teh­li­keli adde­di­lir. otoriteye göre; dev­le­tin ide­olo­jik aygıt­ları, sunu­lan meka­niz­maya uyumu amaç­lar, sis­tem pürüz­süz işleme­li­dir ve sis­te­min en ufak bir aksamaya tahammülü yok­tur. her şey şema­laş­tı­rıl­mış, hukuk norm­ları vası­ta­sıyla oluş­tu­ru­lan "yaşamı kul­lanma tali­matı" okul döneminin baş­la­ma­sıyla bir­likte birey­lere dayatılmıştır. dün­ya­nın hangi nok­ta­sında olursa olsun, sis­te­min, kabul gören düşünce for­mu­nun dışında olu­şan hayale taham­mülü yok­tur. hayal kurmak hatta daha da öte­sine geçip hayale inan­mak eyle­mi­nin, çocukların ya da delile­rin tasar­ru­funa bıra­kıl­dığı günü­müzde, insanı yeryüzünde var olan tüm canlılardan ayırt eden unsurun "akıl" olduğu söyle­nir. çünkü; batı moder­ni­te­si­nin ürünü olan ras­yo­na­list düşünce, hayal gücünü çok daha doğru ifade etmek gere­kirse tasav­vur kabi­li­yetini zapturapt altına almış ve insanı, sonlu olan mad­deye yani mut­lak yok oluşa mahkum etmiş­tir. sanatçı, tasav­vur kabi­li­ye­tini kul­lan­ması yönüyle sırf ikti­dar tarafın­dan değil ama aynı zamanda top­lum tarafın­dan da afo­roz edil­miş­tir. tasavvuru da kısaca şöyle ele almak gerekirse; söz­lük­ler, hayal ve tasav­vu­run eş anlamlı oldu­ğunu söy­ler. oysaki hayal, var olan nes­ne­le­rin ve bili­nen eylem­lerle oluş­tu­rul­muş kom­po­zi­­onla­rın, zihinde oluş­tu­rul­muş birer imge­sin­den iba­ret­ken tasav­vur, yoktan var etmek­tir. daha açık söy­le­mek gere­kirse hiç kimse tara­fın­dan varlığı bilin­me­yen yahut var­lığı bilinse de algılanmayan yön­le­riyle zihinde tasarlamak. somut ola­nın kavranması ancak soyut ola­nın idrak edil­mesi ayrımı da bura­dan gelir. sanatçı, tasav­vur vası­ta­sıyla bir anlamda varo­lu­şun kabul gören norm­la­rını yok sayar.
      0louis bence milleti kör etmeye çalışmaktan vazgecmelisin😀 - bluess 07.08.2017 04:56:28 |#3469917
      0"inadım inat giderim, tersine filim fenerim." - louis froziel 07.08.2017 05:06:23 |#3470270
      0hay klavyemi seveyim. o filim değil "dilim" olacaktı :/ - louis froziel 07.08.2017 05:06:57 |#3470359
      butun yorumlari goster (5)
    2. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      esasen kullanmaktan hoşlanmıyorum bu kavramı. türkçede bir şeyin sonuna -cı/-ci eki eklediğinizde, bu; o şey üzerinden maddi çıkar elde edildiğini ifade eder. örnek: sütçü - süt satarak para kazanan kimse. bohçacı - bohça satarak para kazanan kimse. vaziyet böyleyken söz konusu söz öbeği sanatçı olduğunda "sanat satarak para kazanan kimse" gibi bir manaya erişmiş oluyoruz. tam olarak da bundan haz etmiyorum aslında. zira söz konusu olan şey simit ya da kebap değil, sanat. sanatkarın hali ise, sanatçı ile aynı şeyi ifade etmesine rağmen kulağa sadece "sanat icra eden kimse" olarak geliyor. en azından bana göre öyle. velhasıl; bomboş bir takıntı olduğunu kabul ettiğim şu durumda; sanatkar > sanatçı. arz ederim.
      0röntgenkar ismet > röntgenci ismet.. - louis froziel 16.02.2020 03:16:15 |#3772280