yaşanan en ilginç anlar

evden dışarıya hiç çıkarılmayan 2 dişi kediden bir tanesinin hamile kalması. henüz daha çözemedik.

bir arkadaşımın başına gelmiştir. yaşayarak değil,ondan duyarak anlatacağım. çok yakın değildik biz bununla ama selamlaşırdık öyle. hayat dolu birisiydi,hep güler yüzlüydü ama muhabbeti çekilecek gibi değildi. bu yüzden de pek yanaşmazdım. bir gün şuram ağrıyor buram ağrıyor diye söyleniyordu. çevresindeki herkes doktora gitmesi için ısrar ediyordu. en son doktora gitti ve sonuç hüsran. arkadaşımız kanser çıkmıştı. üstelik oldukça da ilerlemiş bir kanser. bir süre sonra da ömür biçtiler şu kadar yaşarsın,şu kadar zaman sonra ölürsün diye. bizim eleman da madem öleceğim dibine vurayım o zaman deyip bankadan kredi falan çekmiş,insanlardan borç istemiş. dünya sikime minare götüme bir tip olduğu için ben ölücem yeaa deyip de kendini karanlık odalara kapatmazdı zaten. en başta da söyledim adam her zaman hayat dolu biriydi. bu eleman paralarla bir güzel yiyip içmiş,yurt dışlarına gezmeye gitmiş. paraları çatır çatır harcamış. son günlerini yaşadığını bilen arkadaşımız son kez doktora kontrole gitmiş. sonuçlar tertemiz. kanser falan yok ortada. ama adam da sevinemiyor borç falan yapmış o kadar. bizimki doktora avazı çıktığı kadar ''hani ölüyordum lan ben amına koduğum'' demiş. adam ölmeyecek olmasına bile sevinememiş o kadar borçtan sonra. şimdi ne yapar ne eder bilmem. umarım borçlarını ödeyebilmiştir...

otobüste çantam kapıya sıkıştı. şoföre durumu söyledim. çantan mı sadece dedi evet dedim o zaman durak yakın açmaya gerek yok gidelim böyle dedi.

geçen sene hoşlandığım bir çocuk vardı sürekli bakıyordum sonra (burdan beni kötü biri zannetmeyin) bu sene aynı sınıfa düştük diye sevindim sonra çocuk sınıfa yeni gelen kızla sevgili oldu gözümün önünde birbirlerini seviyolar bu da yetmezmiş gibi kız bana instagramdan istek atmış ppsi çocukla resmi hiç kimseye söyleyememiştim 🙈🙈

hiç unutmam birgün markette geziniyordum.teyzenin biri kıçının yanını kaşımak için elini pantolonuna sokmuştu .parmağı kaşıdıği sırada külotuna takıldı elini bir çekti külotta onun beraberinde uzadıkça uzadı dışarı çıktı. amk o külot nasıl birşeydi ki öyle uzamısti. ben şok :)

daha ufaktım lise dönemlerim tabi o zamanlar babamdan gizli içiyordum alkolü babam alkole laf etcek bir adam değildir ama 18 olmadan ictigimi ogrense beni harbiden islak havlu ile bam güm döver her neyse ben bir gün alkolü baya abarttım benim kafa zum oldu eve gittim baba korkusuyla evde efendi efendi oturuyorum bi su içtim tam odaya girdim babam sen bişeyler mi içtin dedi.yok baba dedim ne içmesi ben odama gidiyom dedim odadan çıkmak için arkama döndüm o da ne "tak" diye bi sesle yere kapaklandım.sözlük arkamda kapı yokmuş duvar varmış...sonra ne mi oldu "ah babaa vurma baba,ahh baba kemere hic gerek yoktu babaaa"

son iki haftada kime gözüm değse manita yaptı

lisedeyiz, geometri sınavı olduk, bir sonraki derste hoca sınav sonuçlarını okuyacak. testti, okuması kolay. ama bizim hoca biraz terelelli. en azından işlem yapmış mı yapmamış mı, ne kadar tutarlı diye bakar yani. neyse beni okudu 35 almışım 7 soruya doğru cevap verip. arkadaşım eda'nın kağıdına geldi sıra. ondan da pek bi beklentimiz yok. hoca okumaya başladı sonra yanına çağırdı eda'yı. -kızım bu soruda cevabı 6 bulmuşsun 4 ü işaretlemişsin hayırdır? eda durur mu, yapıştırdı cevabı: -içimden öyle geldi hocam. cidden de öyle, kopya çekilebilcek bir ortam olmamasına karşın, sanki içindeki bir melek ona doğru cevapları söylüyordu. çalışmamasına rağmen 70 aldı evet, tutarlı olması önemli tabi ama, optikte ne göründüğü sonucumuzu belirleyen. o yüzden, sana tek tavsiyem, içinden gelen sesi dinle arkadaşım. yanlış yapsan da doğru yapsan da. hayat senin hayatın, umarım bu sınavdaki gibi hep mutlu eder seni içinden gelen ses. güzel bağladım evet -,-

okula giderken servis arabasının koyun sürüsüne çarpması ve çobanın serviscimize elindeki sopayla vurması. bu olayın merkezi bir yerde olması beni şaşırtmıştı açıkçası

yaklaşık iki hafta önce sınıfımdan biri benden hoşlandığını soyledi yemin ediyorum hayatımın en ilginç anıydı.

önümdeki araba koyun sürüsünün içerisinden gecerken koyunlardan birini çalmaya kalkıştı bunuda çoban köpegi görünce arabanın içine atlayıp adamları ısırması.

az önce bir arkadasımla telefonda kötü kapıstık,çok da değer verdiğim birisidir kendisi.odama geçtim,ağlıyorum kendi kendime sessizce.birden babam odama girip gözüme gözükme git başka yerde agla dedi.odamdayım,kendi odam.aglamayı kestim,şok içinde babama bakıyorum.

lisede masatenisi oynarken bi kızı kesiyordum kız nöbetçi masasına oturdu masa kırıldı ulan nasıl gülme geldi yanımdaki kızda o göt bende olsa bende kırardım demişti orda yarılmıştım tutamadım kendimi

hho nün mülakatlarındayım koşuydu ön sağlıktı derken sözlü mülakata kaldım neyse bekliyom odanın önünde ulan uzaktan uçuş tulumlu biri geliyor ama tulumda tulum hani simsiyah rozetler falan ulan bi baktım solo türk rozeti dedim kim bu adam bi baktım yusuf kurt içimde savaş naraları atılmaya başlandı o anda sonra sen gel usul usul benim mülakat odasına gir elim ayağım boşaldı neyse girdik çıktık allahın izniyle (bkz: yusuf kurt)

otostop çektiğimiz arabanın 2 kişilik koltuğuna 5 kişi oturmuştuk ve oturduğumuz tarafın lastiği yarılarak patlamıştı çok üzülmüştük ama adam iyilik yapiyim derken lastiğinden oldu

arkadaşıma şaka yapıp kaçarken kızlar tuvaleti diye erkekler tuvaletine bodoslama dalmam sjsjsjsj

az önce duraktaydım. durağın yanında bir büfe var ve büfede şarkı çalıyor. adamlar her müşteriyi memnun etmek için bir müzik listesi hazırlamışlar, resmen kültür şoku yarattı ben de. türküden bir anda yabancı popa geçiyoruz. "erik dalı gevrektir" diye tempo tutarken aniden incesaz-bahriyeli çalıyor falan. neyse bana incesaz-bahriyeli hitap etti ve mırıldanmaya başladım otobüsümü beklerken. aniden kesip saçma bir i̇ngilizce pop açtılar. zaten otobüsüm gelmiyor, şarjım az, bir de böyle oldu sinirlendim ben de. nasıl "cık" diyip arkama baktıysam büfenin yanında mısır satan abi "müşteri memnuniyeti" adına şarkıları değiştiren adama seslendi: "bak tam adapte oluyor müşteri (durakta bekleyen masum vatandaşım) değiştirme!" diye. şarkıları değiştiren adam hangi şarkıyı istediğimi sordu ve benim istediğim doğrultuda şarkılar çalmaya başladı. i̇lginç mi saçma mı karar veremedim ama değişik yaşıyorum.

yaşamadık ki.

emre aydın'ın "sen beni unutamazsın" adlı şarkısını dinliyordum otobüste, dışarıyı izliyordum sonra eski sevgilime benzeyen birini gördüm o anda şarkının "bir adam bir akşam, misal bana benzeyen tutar geçer tam önünden" yeri çaldı yemin ederim tüylerim diken diken çok garibime gitmişti.

bugün hayatımın en ilginç ve en güzel anlarından birini yaşadım sanırım. hiç tanımadığım büyük ihtimalle de bir daha hiç görmeyeceğim birinden hediye aldım. arkadaşlarla bugün sığacık'a gidelim dedik. tam da bugün pazarıymış oranın bir sürü sarma dolma börek falan satılıyor. neyse aldık bi şeyler geçtik sahile. denize salladık ayaklarımızı oturuyoruz. ben diğer iki arkadaşımın ortasında oturuyordum ve o sırada aldıklarımızı yemekle meşguldük. yanımdaki arkadaşın az uzağında bir amca oturuyor ama çok dikkat etmemiştim ben ona. bir süre sonra amca önce arkadaşımla konuştu sonra bana anlattı durumu. meğer amca parkinson hastasıymış ve orada çizim yapıyormuş. ben yemekle meşgulken benim resmimi çizmiş, bir yandan izin almadığı için özür diliyor bir yandan da almamı rica ediyor. halbuki görüş açısı açısından arkadaşımın konumu daha iyiydi beni net göremiyordu bile neden beni çizdi anlayamadım. ben yok önemli değil çok güzel olmuş çok beğendim falan derken "bir de şunları yazar mısın üstüne eğer sende istersen, ben parkinson hastasıyım yazı yazamıyorum ama çizebiliyorum hastalığımın ilerlememesi için çizmem gerekiyor" dedi. bende istediğini yaptım teşekkür ettim. bu hastalık nasıldır tam olarak tedavisi var mı bilmiyorum ama inşallah o da sağlığına kavuşur. çok garip bir andı benim için. her şeyden habersiz hem de yemek yerken bir anda resmim elime verilince ne diyeceğimi bilemedim. şaşkınlıktan ismini sormayı bile unutmuşum :) bana söylediği dizeler şiirden mi bir kitaptan mı bilmiyorum hiçbir yerde rast gelmedim. ama epey mutlu etti bu olay. i̇zmir'i seviyorum. i̇zmir insanını seviyorum. buradaki ilişkileri seviyorum. buna benzer bir çok şey yaşadım bu şehirde ve bir o kadar da duydum. 5 yıldır buradayım ve bu sene gideceğim için aşırı üzülüyorum. --- spoiler --- yusuf'u bekleyenler züleyha'yı yaşayacak. uçurumu sevenler kanatlarını takacak. --- spoiler --- 11.03.2018 seferihisar/sığacık

en garip değil ama az önce banka tam sekiz kere aradı. yanlış okumadınız sekiz kere. normalde 1 kez arardı ve meşgule atınca bir daha aramazdi. bugün 8 kere çaldı. i̇lginç.

Köyde buz gibi hava koşullarında hayatta kalmak için etrafta battaniyeyle geziyordum. Amcam gördü "bu hal ne öğrencilerin görse deli bu der" diyor. Sokakta battaniyeye sarılıp gezmek deli olmaya bir sebep mi arkadaşlar? Konum köy yav...

10 yaşlarında cılız bi çocuk yolda yürürken el hareketi çekmişti halâ anlamlandıramıyorum. Çok ilginç..

tuvalete girdim. yan kabinde 15 saniye aralıkla iki deklanşör sesi geldi. 6 senedir düşünüyorum, tuvalette ne çekti diye? daha da kötü, çektiği neyi beğenmeyip tekrar çekti?

geçen 3 tane ekmek aldım fırından 6 lira tuttu. 5tl vardi cüzdanımda uzattım parayı sonra cebimden 1tl bozuk para var diye düşünmüştüm onu aradım bulamadım. 5lira yi geri istedim 10 lira uzattım. karşımdaki ne derse beğenirsiniz; 1 lira var mi????

Geçen gün çıktı almak için gittiğim baskıcıda ilgilenen abi çıkmadan önce elime bir kartvizit tutuşturdu. Sen bu yaz evlenirsin düğününe orgcu olarak beni çağır, indirim falan yaparım diyor. Şoka girdim, ne alaka abicim ya...

hala içinde bulunduğum andır. çok uzun süre oldu. zaman durdu.

Bugün tam Yeşilköy’de ineceğim vakit bir teyze rayların üzerine düştü. Marmaray durdu, insanlar çığlık kıyamet. Kimi dizlerine vuruyor kimi gitti gitti diye bağırıyor. Biz içerde kaldık haliyle, kapılar açılmadı. Tam benim olduğum vagonun altından paramparça bir ceset çıkaracaklar çıkaracaklar diye öyle bekledim. Tabi çıkarılana dek kimi bacağı kopmuş dedi kimi kolu. Ben de artık düştüğü yere arkamı dönerek beklemeye başladım. Sonra bi baktım teyzeyi ordan çıkardılar. Lan nasıl yani? Teyze sağ taraftan düştü ve sol taraftan sağsalim bir şekilde, yalnızca başında kanamayla çıkarıldı. Verilmiş sadakası mı var denir, görecek günleri, alacak nefesi mi? Ne denirse densin o anı unutmayacağım.

Çok yakın bir tarihte (03.07.2023) yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Bunu aslında daha önceden anlatacaktim ama bugüne kısmetmiş. Dibe düşmüştüm, moral- motivasyon sıfırdı. Ve o kadar kötüydüm ki o sıralar yataktan çıkmak istemiyordum. Eften püften bir sebep de değildi üzüldüğüm, yaşadığım olay. Neyse o gece uyudum. Saat sabah 03.00 - 05:00 arası civarıydı. Rüya görüyorum sanmıştım. Kuş sesleri, cıvıl cıvıl kulağımda yankılanıyordu. O kadar gerçekçiydi ki ama ben hâlâ rüya sanıyordum. Uyandım, megersem gerçekmiş. Hep camim açık yatarım. Yatağımin tam yanındaki camdan baktım dışarıya (yatağım camin tam yanında) ne bir kuş var ne de başka bir şey. Cam'a dogru gittim, sesleri dinliyorum. O kadar yakından geliyor ki belki de önümde binalar vardı diye kuşları görmedim ya da kuslar benim kaldığım binanın tepesindeydi. Ama sürü halindeydiler. İçim o kadar tuhaf oldu ki, (bizim burada ilk defa da böyle bir kuş sesleri geliyordu bu arada) hemen telefonumu aldım sesi kaydettim. Gerçekten moralimin çok bozuk olduğu gecenin sabahinda bu sesleri rüya sanmam ama gerçek olması beni çok sevindirdi. Evrenin verdiği bir mesaj olarak algıladım. Evrenin, doğanın gücüne o kadar inanıyorum ki... o cıvıl cıvıl gelen kuş sesleri belki de yaşadığım bu sorunun geçmesine işaretti, güzel bir mesajdı. Sabretmemi, içimi ferah tutmami sağlamam için bir motivasyondu belkide. Ki öyle de oldu... Ara ara hâlâ o sesi açıp açıp dinliyorum... Bundan önce de buna benzer olaylar yaşamıştım. Ve evet dedim, bu yanımı kesfetmem gerekiyor. Evrene, doğaya olan saygımı arttırmam gerekiyor. Küçüklüğümden beri hep farklı şeyler değişik olaylar yaşamak isterdim. Geçmişimde buna benzer bir kaç olay daha yaşamıştım. Ve bu yüzdendir ki spritüel inanisim, witchcraft dalına bu kadar merakım buradan gelmiştir. Bazı insanlar için bu tarz konular çok basit ve dalga geçilecek, hafife alınacak bir durum olsa da. Benim için hep bir müjde ve haberci olmuştur bu tarz olaylar. Hani bu toplumun batıl inançlar meselesi gibi de gözüküyor bir nevi. Ama bu olay daha farklı bir yer kaplıyor, benim için... Sesi yuklemeye çalıştım, hem video olarak hem ses kaydı olarak iki türlü de kabul etmedi :/