soren aabye kierkegaard

Soren Aabye Kierkegaard (5 Mayıs 1813-11 Kasım 1855), Danimarkalı filozof ve teolog. varoluşçuğun öncülerinden sayılır. kendisi hakkında detaylı bilgi ve kaynak için; şöyle buyurun.

"herkesin maskesini çıkarıp atmak zorunda kalacağı bir gece yarısı vaktinin geleceğini bilmiyor musun?"

1813-1855 yılları arasında yaşamış danimarkalı filozof. düşünceleri kusursuza yakın. özellikle aşk ve varoluş konusunda fazla iyi. din temelli bir çevrede büyüyüp sonra dini dogmaları reddetmiştir. bu yönden aşırı cazip gelir bana düşünceleri. *** ekleme; (bkz: egzistansiyalizm)

i̇nsan kendi kendisini sessizce kaybeder. kaybettiği başka her şeyi fark eder de kendini kaybettiğini anlayamaz.

"aslında avarelik hiç de kötülüklerin anası değildir, tam tersi, neredeyse tanrısal bir hayattır, yeter ki can sıkıntısına kapılma." "felsefenin dediği doğru. hayat geriye doğru anlaşılır. ama burada bu cümleyi unutuyoruz: i̇leri doğru yaşanmalı!" "ne kadar saçmadır insanlar! sahip oldukları özgürlükleri kullanmazlar, sahip olmadıklarını isterler. var olan düşünme özgürlüklerini kullanmazken ifade etme özgürlüğü talep ederler." "her kötülüğün başı can sıkıntısıdır." "nefret, başarısızlığa uğramış sevgidir."

-kierkegaard'a göre herhangi bir şeyin var olduğu asla kanıtlanamaz. sadece var olan şeyin ne olduğu söylenebilir yahut o bir varsayımdır. -varoluşçuluğun babası heidegger olarak görünse de asıl fikir babası olan filozoftur. -birçok düşüncesi hegel'e cevap ya da eleştri niteliğindedir. -demiştir ki; * ruhum öyle ağır ki hiçbir düşünce artık onu yükseltemez ne de kanat vuruşlarım onu sonsuzluğun içine çekemez. herhangi bir şey onu kımıldatmazsa sadece yeryüzünde kalır, fırtınadan önce alçakta uçan bir kuş gibi. ezicilik ve kaygı iç dünyamın üzerine çöküyor, * büyüklük şu ya da bu olmak değil, kendin olmaktır, * kadının daha zayıf cinsiyet olması ile ilgili söylenenler bana bir şey ifade etmiyor, çünkü böyle olsaydı erkekten daha az kaygılı olurdu, * unutmak gerçekten sessiz sakin bir iştir, fakat hoş olmayanla olduğu kadar hoş olanla da pratiği yapılması gereken bir iş.

varoluşçuluk felsefesinin atası. felsefenin soyut konulardan büyüdüğünü ve insan hayatını kaçırdığını söyleyip sonra hrıstiyanlığa dönüp papaz olmak için nişanlısından ayrılan ve ardından kitaplarında hep ayrıldığı kadını anan, ''felsefe yapacağım diye sen niye hayatı kaçırdın şimdi var mı oldun sen'' demek için yanıp tutuştuğum danimarkalı abimiz. zaten kendisi de çok dayanamayıp 40 yaşında göçüyor.

''mutlu bir düşüncenin yolaçtığı geçici kızarma bir adamda güzel, delikanlıda daha güzel, kadında çekicidir.''

"...aşk eşitleri birleştirirken coşkuludur, ama asıl zaferi eşit olmayanları aşkta eşit kıldığında kazanır." - (bkz: meseller)

--- spoiler --- Hevesinizi biraz gizlemeyi öğrenmelisiniz. --- spoiler --- --- spoiler --- Ben bir özgürlük tutkunuyum ve bana özgürce gelmeyen bir şeyle uğraşmam bile. --- spoiler --- Kendisini açıklayamayan kişi sevemez ve sevemeyen kişi tüm insanların en mutsuzudur. Kimse bir insanı günaha sürüklememelidir: Farkında olmadan bile böyle bir şey yapmış kişi bundan sorumludur, ötekine borçludur, bu borcu ancak daha büyük bir iyi niyetle ödeyebilir. Kendinin sahibi olmayan bir adamın bir şeylere sahip olması çelişkilidir.

İbadetin işlevi tanrıyı etkilemek değil ibadet edenin tabiatını değiştirmektir sözünün sahibi filozof. Ülke halkının çoğunun müslüman olduğunu düşünürsek bu ahlaksızlıkların ve yozlaşmanın sebebi bu insanların ibadet etmeyişinden mi kaynaklanır yoksa ibadeti tanrıyı etkilemek için kullandıklarından mı? Hatta 3.bir seçenek olarak ibadetlerini diğer insanları etkilemek için yapıyor da olabilirler o zaman bu insanlar aslında tanrıya değil etkilemek istedikleri insanlara tapıyorlar diyebilir miyiz?