din

gözüaçık şarlatanların en iyi para ve rütbe kazanma aracıdır. zira dinin her zaman müşterisi vardır. inancını inandığı gibi yaşayan herkese karşı saygımız sonsuz.

genelde bunun üzerinden heybesini doldurup, yandaşını kayıranlar ölümüne savunur bu olguyu. din hayatı kolaylaştırmak için vardır. zorlaştırmak için değil.

insanlığın ilk yıllarından beri bir yaratıcı güce yapılıyorsa (şimşek, gökgürültüsü, ateş, deniz, yağmur vb.) bir yaratıcıya inanmak için dine ihtiyaç duymadığımız kanaatindeyim

(bkz: he amk malı he)

din mecburiyettir, korkudan üstünlüğünü psikolojik olarak kurguladığımız modele tanrı'nın bizlerin mutlu olabileceğimizi öne süren zorunlu düşüncedir din. peki din neden gereklidir? dine ihtiyaç vardır çünkü insan her zaman sığınacağı üstün bir varlık ihtiyacındadır. bu varlık tanrıdır ve onun koyduğu kuralların olduğu devlettir din. tolstoy'un dediği gibi "din ruhsal bir gereksinimdir" aslında bakacak olursak din bir saçmalıktır kabullenmek istemessin fakat ona ihtiyacın vardır. o bazen vardır bazen yoktur. dini çürüten en büyük etken mantıkdır. aklı başında bir inzanın mantığın dediğini uyguladıktan sonra dine ihtiyaç olmadığını bilir. din her zaman ihtiyaç olarak kullanılmıştır fakat son yıllarda insanoğlu din ve aklın zıtlığını keşfetmiş olması din kavramını ortadan kaldırmasına yetiyor. iyi ve kötü kavramını ayırt edebilen birey dini saçma bulur zaten, nedeni ise tekrardan mantıkda bitiyor olmasıdır. dinden bağımsız olarak yaşam mümkündür psikolojik ihtiyaç dini doğru kılar evet mantıklıdır sığınmak istiyeceğin bir tanrı olabilir ama sana düşünmen için aynı mantığı verende tanrıdır. iman, gerçeği bilmek istememektir. – f. nietzsche bu sözden anlamamız gereken tekrar mantığın üstünlüğüdür. mantığın ağır bastığı konularda dini öne süren saçma olandır. binlerce örnek verilebilir bir konudur "din nedir?" ama tek cümle bunu özetleyebilir "inanmak, düşünmekten kolay. bu yüzden, düşünenden çok inanan var. "

(bkz: baba kompleksi ve tanrı inancı ilişkisi)

okunmalı

ilk iki entride saygıdeğer ağabeylerimizin bahsettiklerini islam; münafık diye adlandırır. bir insan hakkında kafir ya da münafık sıfatını kullanmak tehlikelidir zirâ eğer yanılıyorsanız büyük günahlardan birini işlemişsinizdir.

tüm dinlerin ortak noktası iyi insan olmaktır. hatta insanlığın ortak noktasıdır. hepsi insanı iyiye yönlendirmektedir. sonuçta diğer kutsal kitaplar da allah tarafından gönderilen peygamberlere inmiştir. ibadet şekilleri farklı olsa da ortak noktası budur

vardır.

gavurlarda yoktur.

insanoğlunun kullandığı en geniş kapsamlı uyuşturucudur.

(bkz: lev tolstoy) içerik bakımından ağır bir kitap. dinin, insan için fizyolojik ve anatomik bir ihtiyaç olduğunu örneklendirerek kabul ettirmeye çalışıyor. okunması gereken kitaplardan.

elit ve ateist kesimin sevdiği felsefecilerden voltaire'nin bir lafı vardır din ile ilgili din halkın uygun biçimde yönetimi için neredeyse şarttır.

insanların korkuları sonucu ortaya çıkmış bir kavram. şöyle ki hesap edin. "eğer uslu durursanız şirinleri de görebilirsiniz " . şuraya uzun bir yazı yazmak isterim ama çoğunuz okumayacağınız gibi eksileyeceğiniz için birşey yazmak gelmiyor içimden.

bana göre inançtan açığa çıkan, dünyanın sonunu getirecek yegane şey.

"fakirler zenginleri öldürmesin diye vardır." der, napoleon bonaparte abimiz. haksız mı? hayır. dünyanın haline bakmamız yeterli.

ne geliyorsa bundan geliyor. müslümanı, hristiyani hepsi bu uğurda canını verir, kazanan hükümet olur.

marx'a da fikirlerine de saygım yoktur ama kitlelerin afyonudur.

bob marleyin oğlu ziggy marley izah etmiş https://www.youtube.com/watch?v=r-eXYJnV3V4

uğruna savaşıp, insan öldürecek bi sebep daha yaratmıştır (bkz: din savaşlari) ammaa can almak o canı verene mahsustur da aynı zamanda.!? beyini etkin kullanmayı engelleyen şeydir.

palavra diyerek bir anda binlerce yıllık tarihi çöpe atanların yalanladığı şey. yapma yav palavraymış.. bunu söyleyebilmen için somut bi delilin olması lazım. din denilen şey soyuttur, kişiden kişiye değişir, his ile alakalı bi şey. inanmazsın la din dersin, ama polovrodor demek salaklık. tanrının varlığının ve yokluğunun bilinemeyeceği gibi, dinlerin de gerçek olup olmadığı bilinemez. bana göre atomlar palavradır? bunu diyebilir miyim. ve ya big bang? diyemem çünkü yalan olduğunua dair makul somut bi delilim yok. rabbım dinsizin de akıllısını versin. booom boş dinsizler var booomboşş.

din kelimesine fazla anlam yüklememek gerektiğine inanıyorum. din kelimesinin arkasına saklanan kaçıkların inandıkları tanrı adına her türlü kötülüğü yaptığı dünyada kutsal olan doğruyu seçebilmektir.

yaşanması gereken, kişiden kişiye değişen kavram olgu. 3 büyük dinin inananları bile aynı şekilde inanmıyorlar kendi içlerinde. bırakın, herkes istediğini istediği şekilde yaşasın. kimse bize zarar vermedikçe karışma hakkımız yok. basit düşünün, basit yaşayın. her şey çok daha kolay olacaktır. zorlaştırmayın.

islam. allah a şükür.

t: kimilerine göre "kitlelerin afyonu" olan olgu. tabii yukarıdaki tanımın filizlenmesini sağlayan birçok isim var. ilk aklıma gelenlere değinmem gerekirse; ailesinden dolayı yahudi olsa da, sigmund freud dinin pek çok insan için bir kaçış olduğunu düşünmüştür. keza karl marx da öyle. o da dinin toplum için bir uyuşturucu olduğunu ve yayılmaması gerektiğini belirtmiştir. neyse, fazla isim zikretmeden yine freud üzerinden gidelim; bu abinin bazen ciddi ciddi bir sapık olduğunu düşünsem de, adam hayatının büyük çoğunluğunda, dini/mitolojik kurumlarla uğraşmış. çoğu dini, birçok eser toplamış. fakat asıl nokta şu; freud'u tanıyan bazı bilim insanları, freud'un dini, insanın zihinsel sıkıntısının merkezinde yattığı düşünülen, gizlenmiş psikolojik gerçekler olarak gördüğünü öne sürmüşlerdir. bu ne kadar doğrudur bilemeyiz ama freud'la örtüşen bir teori olduğu aşikar. zira freud için hemen hemen her şeyin gerekçesi gizlenmiş dürtü ve arzulardır. sonuçta rüyada görülen şeftalinin aslen meme olduğunu öne sürmüş bir adamdan bahsediyorum. ancak... mesela freud'a karşı en güzel antitezleri oluşturan carl gustav jung'un din hakkındaki yaklaşımına bakıyorum, o da fazlasıyla kayda değer; carl için din, bireyleşme sürecinin gerekli bir parçası. dolaylı yoldan da insanlar arasındaki bir iletişim yöntemi. bu, farklı dinlerin çoğunda bulunan arketiplerin ve sembollerin tümünün aynı anlamlara dönüştüğü fikrine dayanmaktaydı. -ki bu çok mantıklı. sadece ilahi dinlere baktığımızda bile bu teorinin, insanlardaki din algısıyla örtüştüğünü görebiliyoruz. bu arada; ilahi din dedim diye de yanlış anlaşılma olmasın. jung'un herhangi bir dinle pek de bir yakınlığı yok. hatta jung, bizzat freud tarafından antisemitizm -kısaca; "yahudi düşmanlığı" ile suçlanmıştır. ama bana kalırsa carl'a verecek bir cevabı olmadığı için böyle bir şey yaptı. bir nevi; ad hominem yani. ancak tüm bunlar carl'ın asla boş durmadığını göstermez. zira adam boş durmamış, özellikle doğu felsefeleri/dinleri hakkında arketipsel bakış açısıyla araştırmalar yapmış. hatta bu araştırmalara paganizm bile dahil. düz mantıkla bakınca, araştırmalarına ilahi dinlerden başlamıştır diye düşünüyorum. ve paganizm'e varana kadar bilgisi olduğunu düşünürsek, carl'ın din hakkındaki kanısının ne kadar değerli olduğunu anlayabiliriz.

yeni kimliklerimizde belirtilmeyen özel bir seçimdir.

neredeyse bütün dinler "isyan" ile başlamıştır. hak ya da batıl din olgusunun fitilini ateşleyen ilk güdü isyandır. gidin bakın dinler tarihine. özellikle ibrahimi dinlere. i̇sa isyankardır, muhammed isyankardır, musa isyankardır, yusuf isyankardır. hele ibrahim peygamber günümüz şartlarınca neredeyse anarşist bir peygamberdir. hepsinin ilk çıkardığı ses devirlerinin firavunlarına karşı bir adalet arayışıdır. adaletsizliğin çözümü için ahirete randevu vermemiş basbaya adaleti sağlamak için zalimler ile mücadele etmişlerdir. tağutla mücadele etmişlerdir, diktatörlüklerle mücadele etmişlerdir, faiz ve tefecilikle mücadele etmişlerdir, haksızlıkla mücadele etmişlerdir, kölelikle mücadele etmişlerdir, zorbalıklarla mücadele etmişlerdir., kula kullukla mücadele etmişlerdir. ne kadar put varsa hepsine "isyan" etmişlerdir. adamların ortaya koydukları ideoloji/din/felsefe adına ne dersen de isyan ile başlamıştır. ama sonra noluyor? dinler haksızlıklara boyun eğmek için uydurulmuştur oluyor. bu peygamber ahlakı anlatılan insanlar buradan "boyun eğmeyi" anlıyorsa o onların salaklığı. buradan böyle argüman sıçmak da ayrı bir salaklık. ekşi sözlükten çıkarsanız gerçekleri konuşmaya beklerim. allah'ın orta çağ katoliklerinin, uzak doğu gurularının, ortadoğu şeyhlerinin kurduğu tezgah koskoca bir başlığa mal ediliyor deliriyorum amk.

t: kürtçede deli anlamına gelen sözcük.

kötü niyetli siyasetçilerin cahil halkı kandırmak için kullandığında siber silaha dönüşen büyük güç. allah için yaşayan herkesten allah bin bir kere razı olurken menfaatleri uğruna dinin arkasına saklanan herkesin ailesine bela musallat olsun inşallah.

din halkın afyonudur.. karl marx

işini bilen bir insanın elinde korkunç raddeye ulaşabilecek unsur. ülkemizde din sömürüsü oldukça yaygınlaştı, ben allah'ım diyerek milleti dolandıranı mı dersin, ''onların doları varsa bizim de allahımız var'' diyen mi dersin. daha uzar gider bu örnek. mesela bu ülkeden bir jet fadıl geçti.

insanlar açlıktan ölürken onların hayatta kalmasına yaramayıp tam tersi, otorite ve sermaye sahiplerinin servetini ve gücünü arttıran din, din hükmünü tümden kaybedip insanların zihnini körelten bir uyuşturucuya ve hakikatin üzerini örten kalın bir örtüye dönüşür. ‬ (bkz: siyasal islam) (bkz: türkiye) *** bu arada, bu cümleler yayımlanacak üçüncü kitabım yok’tan. belirtme gereği duydum. çünkü entryi tekrar okuduğumda sanki bir yerden alıntı yapılmış da belirtilmemiş gibi gözüküyor.

İnsana hem en yararlı hem de zararlı şeydir bence. Yararlıdır çünkü yaşama anlam verir. Zararlıdır çünkü sana hazır bir anlam verir aramana, pek fazla düşünmene gerek kalmaz

Din şeklinde açılan her başlığın altında siyasetle ilgili entryler görüyorum. Dini sadece bu şekilde düşünmemeliyiz. Din insana her konuda doğru yaşamayı, iyiliği öğretir. Baştakilerin yaptığını dinin getirileri olarak görmemeliyiz onlar gelip geçici kalıcı değil. Dini bunlar yüzünden kötülememek, dinin gereğini yapanları da siyasi olarak etiketlememek gerek. Herkesin düşüncesi kendine.

Din neden kötü bir şey gibi lanse ediliyor anlamıyorum, dini de kula göre yargılamamak gerektiğine inanıyorum. Ayrıca dinini hakkıyla yaşamayanlara da sallamamak gerektiğini düşünüyorum. Herkesin kendi hayatı sonuçta. Bir insan gerçekten dinin gerektirdiği gibi yaşıyorsa, dedikodu yapmıyorsa, insanların kalbini kırmıyorsa, namazını kılıp kuranını okuyorsa, harama el uzatmıyorsa, sapık gibi insanları süzmüyorsa, kendi halinde bir bireyse ne güzeldir. O size zarar verecek ya da sizi kısıtlayacak biri değildir. Kendi ahiretini kurtarma derdindedir. Siyasete din karıştırılması ise ayrı bir şey ve baya da saçma buluyorum. Dindar birine gidip “biz özgürüz, burayı Arabistan’a çeviremeyeceksiniz” falan diyorlar gram anlamıyorum. Dediğim gibi dinini hakkıyla yaşayan ve yaptığı bokları din ile örtmeye çalışanlar iki apayrı kesim. Tıpkı Chp’de gerçekten halkını milletini savunan kesim ve gidip bir de Hdp’ye oy veren dangalakların olduğu gibi. Sağ sol mevzuları kadar bana saçma gelen başka bir olay yoktur herhalde. Girdiğim ortamlarda da böyle boş konuşacak insanlardan hep uzak durmuşumdur.

şu an yaşanan şey din değil. insanlar kendi çarpık kurallarını din adı altında başka insanlara pazarlamakta ki koyunları etkileri altına alabilsinler. böylece sorgulayan, başkasının kalıplarını kabul etmeyen, kendi gerçeğini arayan belirli ve az sayıdaki o zümreyi bastırmaya çalışabilirler.

Din-dışı eleştirinin temelini şu oluşturuyor: insanı yapan din değil, dini yapan insandır. Yani din, henüz kendine erişmemiş ya da çoktan yitirmiş bulunan insanın sahip olduğu kendinin bilinci ve kendinin duygusunu oluşturuyor. Ama insan, dünyanın dışında herhangi bir yere çekilmiş soyut bir öz değil. İnsan, insanın dünyası, devlet, toplum anlamına geliyor. Bu devlet, bu toplum, dünyanın tersine çevrilmiş bilinci olan dini üretiyor, çünkü kendileri alt üst olmuş bir dünya oluşturuyor. Din bu dünyanın genel teorisini, onun ansiklopedik özetleme kitabını, onun halksal biçimdeki mantığını, onun tinselci point d'honneur'ünü [onur sorununu], kendinden geçmesini, ahlaksal onaylanmasını, görkemli tamamlayıcısını, teselli ve aklanmasının evrensel temelini oluşturuyor. Din insanal özün doğaüstü gerçekleşmesini oluşturuyor, çünkü insanal öz gerçek gerçekliğe sahip bulunmuyor. Öyleyse dine karşı savaşım vermek, dolaylı olarak dinin tinsel aramasını oluşturduğu dünyaya karşı savaşım vermek anlamına geliyor. Dinsel üzüntü, bir ölçüde gerçek üzüntünün dışavurumu ve bir başka ölçüde de gerçek üzüntüye karşı protesto oluyor. Din ezilen insanın içli ezgisini, kalpsiz bir dünyanın sıcaklığını, tinin dıştalandığı toplumsal koşulların tinini oluşturuyor. Din, halkın afyonunu oluşturuyor. Halkın aldatıcı mutluluğu olarak dini ortadan kaldırmak, halkın gerçek mutluluğunu istemek anlamına geliyor. Halkın kendi durumu üzerindeki yanılsamalardan vazgeçmesini istemek, halkın yanılsamalara gereksinim duyan bir durumdan vazgeçmesini istemek anlamına geliyor. Öyleyse dinin eleştirisi, dinin aylasını oluşturduğu bu gözyaşları vadisinin tohum halindeki eleştirisi anlamına geliyor. Zincirlerin her yanını örten imgesel çiçeklerden eleştiri, insanın süssüz ve umut kırıcı zincirler taşıması için değil, ama onları atması ve canlı çiçeği devşirmesi için zincirleri arındırıyor. Dinin eleştirisi insanın yanılsamalarını, insanın kendi gerçekliğini akıl çağına erişen ve yanılsamadan kurtulmuş bir insan olarak düşünmesi, etkilemesi ve biçimlendirmesi için, kendi kendinin, yani kendi gerçek güneşinin çevresinde dönmesi için ortadan kaldırıyor. Din, insan kendi çevresinde dönmediği sürece insanın çevresinde dönen aldatıcı bir güneşten başka bir şey oluşturmuyor. (bkz: Zur Kritik der Hegelschen Rechtsphilosophie) (bkz: Karl Marx)

(bkz: din değil insanlar kötü) e iyi insanlar nerede o zaman?

İnsanlar bir dinleri olduğu için ahlaka ihtiyacı kalmamış gibi davranıyorlar.' - Amin Maalouf Bu söz çoğu şeyi özetliyor. Dini yanlış anlıyor veya bazen hiç anlamıyoruz. Aslında anlaşıldığında insan hayatına anlam ve kıymet getirecek olan yegane gereklerden biriyken kopuyoruz. Bazen dini anlama konusundaki kendi tembelliğimizi, dini yanlış anlayıp yanlış yorumlayan kişilerin düşünceleriyle birleştirip dini kötülüyor, ondan uzaklaşıyoruz. Oysa ki her şey açık ve ulaşılabilir. Ahlak da dini doğru anlamayla, onu güzel uygulamayla güzelleşir diye düşünenlerdenim. Umarım anlamaya çalışma konusundaki azmimiz, onu bizden uzaklaştırmaya ve onu kötülemeye çalışanlarınkine galip gelir.

“Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; Yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı’yı kullanırlar...”

Din yoksa maalesef iyi kötü yoktur. Ahlakın temeli de olamaz. Belki de bu yüzden insanlar bunu farkedip ürettiler. Bilemiyoruz. Anlam vermesi de çok etkili dinlerin yaşamasında. Ama bu din halkın afyonudur diyip iki yazı okuyup her şeyin farkına varmış ayağı yapanlara tavım. Emin ol senin de afyonun başkadır. Onla ilgilen siktir et milletin afyonunu.

Tüccarlığı yapılabilen, Siyasette kullanılabilen, İnsanların gözlerini boyamaya alet edilen, Tamamen birey ve inandığı şeyler arasında kurulu olan bağı temsil eden, aslında kurallar bütünü olmasına rağmen anlaşılmaktan ziyade her defasında saçma şekillerde yorumlanan Kullanılarak kitlelere yön vermeye yarayan, Turizm odağı haline gelmiş, altın varaklı klozetlere sahip insanlar sırf onun kutsal olarak kabul ettiği değerlere ev sahipliği yapan yerlere sahip olduğu için insanlara statü kazandıran Esasında bütünleştirici olması gerekirken insanları birbirinden ayıran, Anlaşılması için okunması ve özümsenmesi gereken bir yaşayış ve/veya inanış biçimi

Olmasaydı dünya çok sıkıcı bir halde olurdu bu kesin. Olmasaydı ayaklarınızın altındaki medeniyetin onda birine bile sahip olamazdınız bu da kesin. İnsanlık tarihinin en önemli mihenk taşıdır. Edit: Daha önce buraya bir şey yazmış mıyım diye arattım. Birine cevap diye bir entry girmişim. Şu: (#2166641) Anlamlı, favlayalım.

kullanılmaya elverişli insanları kısa yoldan kıvama getirmek için aracı olan inanç sistemi.

Din halkın afyonudur

marjinalleşen çıksın arkadaşlar başlık kasıyor

bir üstte apartman yengesinin sevgilisi dinden ötürü şöyle yazmış; “elinde ölüm kağıdından başka avantajı olmayan olgu. tek tanrılı dinler ölüm ve zenginlik gibi kavramları öteki dünyaya atarak insanları bir tür hipnoza sokar.” dinler böyle bir şey değil. dinler, her türlü adaletsizlik ve eşitsizliğin karşısındadır. ve her biri özünde adalet/eşitlik ister. bu yüzden günümüzdeki şarlatan din adamlarına bakmayın siz. dinlerin özüne inin. ki peygamberler yaşadıkları çağın en büyük devrimcileri/anarşistleridir. birçoğu öldürülmüş, sürgüne gönderilmiş ve her türlü hakarete & işkenceye maruz kalmıştır. dinler, yozlaşmış toplumlarda bir güneş gibi doğmuş, ilk başta yanına köleleri ve fahişeleri (yani, ezilenleri) alarak tüm dünyaya yayılmıştır. dinlerin gücünü gören otorite ve sermaye sahipleri, zamanla dinleri ideolojiye dönüştürüp sistemin en sert ve kırılmaz dişlisi haline getirmiştir. dinlerin özü iyidir. güncel halleri ise rezalet.