satranç (oyun)

uygulama indirdim dünden beri hasta yatağımda aralıksız oynuyorum. muhteşem bir şey ya; düşünmek.

çok küçük yaşlarda oynamayı öğrendiğim, oynarken beyin kıvrımlarıma dalgalar çarptığını hissetmeme sebep olan oyun. ayrıca stefan zweige ait, çok hoş bir kitap.

İki oyuncu arasında (siyah takım ve beyaz takım) oynanan kimi zaman bireysel kimi zaman grup olarak turnuvaları düzenlenen bir masa oyunudur. Yaklaşık 13 yıldır oynuyorum. Hayatta iyi ki dediğim şeylerden biri. Öğrenme aşamasında yolun bu kadar uzun olacağını hiç tahmin etmiyordum. Hiçbir zaman tam anlamıyla “evet oldu öğrendim” diyemiyoruz mutlaka öğrenecek şeyler kalıyor. İlk turnuvamı hatırlıyorum toplamda 7 maç yapılmıştı sadece 1 puan alabilmiştim. Sonrasında her şey değişti çoğu turnuvadan sadece bir maç kaybederek elimde kupa/ madalyaya eve döndüm. Gerçekten çok emek verdim. Şehir şehir gezdim, yaşadığım şehirdeki iyi hocalardan ders alma fırsatı yarattım, kitapların arasında kayboldum ve her emek verilen işin sonunda olduğu gibi yüzüm güldü. Uzun suredir ara vermiştim üniversite, vize, final derken oynamayı ve çalışmayı sürekli erteliyordum evde kaldığımız süreçte üzerinden geçmeye tekrar fırsat buldum gönül bilgisayara karşı değil de normal oynamak istiyor ama şu an zor. Dipnot: Rakibin bilgisi olduğu sezildikten sonra çoban matına gitmenin küfür etmekten farksız olduğunu düşünüyorum.

siyah ve beyaz takımlardan oluşan bir masa oyunu. 14 yaşından sonra oynamayı bıraktım. 14 yaşına kadar benden 3 yaş küçük kuzenimle sürekli oynardım, kuzenlerimden bir tek o severdi, arkadaş çevreme baksam sorduklarım ya oynamayı bilmez ya da sıkıcı der istemezdi, uğraşmazlardı. o yaşa kadar sürekli o kuzenimle oynadım, ta ki 11 yaşında onu kaybedene kadar. üzerinden 8 yıl geçmiş abartma sen de, diyecekler olabilir fakat çocukluğumuzda kaybedilenler de çabuk aşılmıyor veya ben takıntılıyım.

t: Satranç, Hindistan 'da bin beş yüz yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Efsaneye göre Hindistan hükümdarı danışmanlarına, çocuklarının savaşta iyi düşünen başarılı bir general olmaları için bir yol bulmaları talimatını vermiştir. Satranç bunun sonucunda ortaya çıkmıştır. Satranç birçok yeteneği kazandırıp geliştirdiği için çocukların zekalarını geliştirmektedir. Çocuklara, bir hareketi yapmadan önce, düşünmeyi ve değerlendirmeyi öğretir. Satranç oynıyalım, oynatalım...

Ve satranç'ı bulan, kraldan şöyle bir şey istedi; "Satranç tahtasındaki ilk kareye 1 buğday tanesi, ikinci kareye 2, üçüncü kareye 4, dördüncü kareye 8; yani her kareye bir öncekinin 2 katı buğday konulacak şekilde 64 karenin tamamlanmasını istiyorum.” Başta basit gelmesine aldanmayın.İstenilen buğday belkide yıllarca ancak üretilebilecek bir miktardır. Zira her seferinde 2 katına çıkıyor.

Rakibi oynasın diye 9 saat bekleyen alçak gönüllü adamın en sonunda da dayanamayıp neden oynamıyorsun diye sorunca sıra sende cevabı alan adam geldi aklıma. Bide Stefan Zweig beyefendisinin güzel kitabıdır

satranç oynamayı hiç sevmiyorum. küçükken kursa yazılmıştım, hoca hepimizi dolandırıp gitmişti,hiçbir şey de öğrenememiştik, belki ondandır.

Oynayan insanların yeteneklerinin beni etkilediği oyun. Kriz yönetimi ve dikkat gerektirir. Analitik zeka gibi doğal bir yeteneğe sahip oyuncular ön plandadır oyunda kanımca. Ben ise diğer oyunları oynamayı beceremediğim gibi bu oyundan da hiç anlamıyorum. Kabiliyetsizim. Rasyonel olmak gerekiyor sanırım biraz da, anlık bir dürtüyü bastırıp oyuna soğukkanlılıkla devam etmeli.

asla ve asla istikrarlı olamadığım oyun. yaklaşık 15 yıldır pasif, 5 yıldır da aktif bir şekilde satranç oynuyorum. hala konsantre olamadığımda vezir bile uyuduğum oluyor. işin kötü yanı kötüyken tam kötüyüm, iyiyken beynimden alev atıyorum resmen. ufak bir dikkat dağınıklığı bile tüm oyunu mahvedebiliyor. yine de kulu köpeğiyiz tabii.

Tam olarak öğrenemediğim , sürekli yeni kuralların çıktığı oyun... arkadaşım bir kere rok yapmıştı, hile yapıyor diye bir daha onunla oynamamıştım bkz: the gambit queenn

Satranç analizlerine bakıyorum son zamanlarda harika maçları, mükemmel stratejileri ve taktiksel hamleleri gördükçe tekrar oyuna hayran oluyorum. İzleyip kardeşimi darlıyorum sonra oynayalım hadi diye.

Şu günlerde vakit geçirmek için çok güzel bir oyun. Hem ileri görüşlülük kazanıyorsun hem de farklı bakış açıları. Kendimi baya kaptırdım the queen's gambit dizisini de 1 oturuşta bitirdim.

Kim milyoner olmak ister yarışmasında bu konuda bir soru sormuşlardı : 4 piyonu , 2 fili ve bir atı yenilen kişinin kaç taşı kalmıştır? Kadın , iki joker kullanmış ve buna rağmen soruyu yanlış cevaplamıştı...

Özür dileyerek söylüyorum ki malum dizi çıktığından beri satranç kelimesini sessize almak istiyorum her yerden. Diziyi izledim. Çok çok sevdim. Çok iyi dizi evet hemfikirim. Bir diziden heves edip öğrenilecek bir oyun değil maalesef. Pratik yapmak, okumak bir yana gerçekten üstün zeka gereken bir oyun. Ha hobi olarak yine oynanır tamam ama en fazla arkadaşlarla toplaşıp okey oynamak gibi bir seviyeye getirir insanı. Yani boş vakit geçirtecek seviye. Zaten diziden heves edip öğrenenlerin çoğu da zorluğunu, ne kadar uğraştırdığını fark edip çok kısa sürede bırakıyordur muhtmelen. Şahsen geçen sene daha dizi falan yokken ortada hocamın isteği üzerine başladım ben de. Zaten eskiden beri biliyordum ama hobi olarak oynayacak kadar. Sonrası 2 hafta falan sürdü.

The queen's gambit dizisi ile unutulmuş oyunu oynamak isteğim artmıştır. Eğer bu oyunu oynamak isterseniz kesinlikle izlemesiniz. Anya Taylor-Joy oyunculuğuna hayran kalacaksınız

Person of İnterest dizisinde Finch abimiz makineyi eğitirken satranç oyununa değinmişti. O sahneyi izlerken bayağı şaşırmıştım. Farklı bir açısı katıyordu oyuna. Bir hamlenin aslında ne kadar sonuç doğuracağını anlatıyordu çok güzel bir şekilde. --- spoiler --- ... - İlk hamle korkutucu olabilir. Oyunun sonuna en uzak olduğun noktadır. Sen ve karşı taraf arasında sonsuz bir olasılıklar denizi vardır. Ama bu aynı zamanda bir hata yaparsan neredeyse sonsuz sayıda çözüm yolu olduğu anlamına gelir. Video --- spoiler --- --- spoiler --- .... - Ama hiçbir şey hatırlamazsan bile lütfen şunu unutma, satranç sadece bir oyundur. Ve gerçek insanlar birer taş değildir ve bazılarına diğerlerinden daha fazla değer veremezsin, ne bana ne de bir başkasına. İnsanlar feda edebileceğin şeyler değildir. Öğrenmen gereken ders, bu dünyayı sanki bir satranç oyunuymuş gibi bakan herkes kaybetmeyi hak eder. Video --- spoiler ---

Ortaokulda hemen hemen her gün oynuyor ve satranç kulübüne gidiyordum, şimdi bir turnuva olsa ilk turda elenirim.

güzel oyun. ama satranç deyince aklıma hep şu görsel geliyor yarım saat gülüyorum abartısız alın amk satranç

Bu aralar adaylar turnuvası sebebiyle tekrar haşır neşir olmaya başladım. Kazanan kişi dünya şampiyonu Magnus Carlsen ile bu unvanı elde etmek için oynayacak. Gönlümüz ian nepomniachtchi'den (google'dan baktım bu nasıl soy ad be) yana tabii ki. Ancak para için İtalya'yı bırakıp ABD'ye vatandaşlığını aldıran hain Fabiano Caruana da çok sıkı geliyor. Şu an birincilik Nepo'da. İnşallah böyle devam eder de Carlsen'e karşı sürekli tokatlanan Caruana yerine uzun süre sonra finalde bir Rus büyükusta görürüz.

Açılış, oyun ortası, kombinezon falan bilmem ben. Bugün stajyerimiz ile oynadım, "hmm Fransız açılışı" dedi. "Hee öyle miymiş, ben açılış bilmiyorum" deyince "ama gayet güzel yaptınız" dedi. Birkaç hamle sonrasını da hesaplamam; pozisyon pozisyon pragmatist değerlendirmemi yaparım, biraz da his meselesi sanırım. Bazen dalgınlığıma gelir, hata yaparım, olur öyle :D Çünkü, pek çok aktivitede olduğu gibi, sadece eğlenmek için oynuyorum. Uzmanlaşmak yok, hazzı alıp gitmek var. Açılışlar, varyantlar çalışırsam biliyorum ki "böyle aşkın ızdırabını s..." der, komple bırakırım.

"Kadınlara fırsat verilmiyor" vs deniyor ama ben oyunun kadınların ilgisini çekmediğini düşünüyorum. Çeşitli mecralarda çeşitli sayfaların paylaşımlarına bakıyorum; like ve yorumlar ağırlıklı olarak (%90+) erkeklerden geliyor. Ayrıca çekmeyebilir yani, düşük oranı fırsat eşitsizliği ile açıklamaya gerek yok. Ha; profesyonel anlamda belki erkeklere daha fazla destek ve sponsorluk veriliyordur, eğer öyleyse katılırım.

sırf kızlarıma öğretebilmek için satranç öğrenmeye başladım. çünkü (bkz: analık ) bizim çocukluğumuzda çok önem verilmezdi böyle şeylere o yüzden çok yabancı kaldı bana satranç. aynı şekilde spor, müzik falan da. bizimkilerin okul dışı aktivitesinden anladığı kuran kursuydu, ben de yalnızca kuran kursuna gitmiştim haliyle. satrancı hiç öğrenemem sanıyordum. çok zeki işi gibi geliyordu ve açıkçası kendimi zeki olarak görmüyorum. ama her daim yenilsem de sırf taşların ne işe yaradığını, hangi hamleleri, nasıl yapmaları gerektiğini vs. anlatabilmek için öğrenmeye başladım. gerçi o taş öyle hareket etmez dediğimde, dört yaşındaki cadaloz olan, ben eder diyorsam eder inadını kırarsa daha verimli çalışabiliriz de, bakalım. nasipp.

YouTube’da videolarını izlerken oyunun mantığını çok kolaymış gibi anlıyorum hazır bulmacaları dahi çözüyorum fakat oynayınca zorluğu ve hamlelerin olasılığını görünce mala bağlıyorum. Buna rağmen kafa yorması eğlenceli oyun.

Platform mecra fark etmez her türlü kapışmaya hazırım. (Çok da iddialı değilim uzun süredir oynamıyorum).

Chess.com üzerinden gelecek olan taliplerimi bekliyorum.

kralini tanimam.

Yıllardır 2.oyunu çıkmayan eski bir oyun. En azından bi remake ya da remastered falan olsa fena olmaz.