bugün
yenile
    /
    1. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      i̇ki gün önce sol kulağım tıkandı. acile gittim. sıra beklerken sağ kulağımda psikolojik olarak az duymaya başladı. neyse yarım saat falan bekledim. direkt aklıma oğlum geldi. eeeğğyyy üyyyyğğğ diyor şimdi. ya kulaklarım açılmazsa baba deyişini duyamazsam diye korktum. ağlayacaktım neredeyse bekleme salonunda. allah kimseyi düşürmesin. not:sıcak suyla yıkadılar kulağımı, 27 senenin pisliği varmış içinde. size tavsiyem gidin yıkatın kulakları. doktor "örümcek bile ölüyor içinde." dedi. kanım dondu
      6nick başlık uyumsuzluğu... - eaglegodz 06.02.2020 09:41:17 |#3771738
      2o anı yaşayınca korkuyormuş insan - _korkmazy 06.02.2020 21:13:44 |#3771772
    2. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bir olay veya durum karşısında duyulan his diye tanımlarsam yanlış olmaz Bazı başlıklara entry girmeye çekiniyorum korkaklık değil çekinmek zira birinin yarasına parmak pasıp canını yakmak istemem İkinci olarak bazı ayrıştırıcı başlıklar var onlardan bilerek korku duyuyorum çünkü tünelin ucu hiç istenmeyen yerlere çıkabiliyor Sonuç olarak korku insanın kendi içinde büyüttüğü zehirli bir çiçek ise ölümüne kadar içinde taşır bunu
    3. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      nedenini bilmiyorum içimde sürekli bir korku var bitmek tükenmek bilmeyen
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir dönem inanılmaz bi ölüm korkum vardı. anneannemin vefatından sonra oldu. başlarda sevdiğim insanların ölmesinden korkardım. her seferinde "ulan bu son muydu acaba" diye düşünürdüm. babaanne ve dedeme aşırı bağlanmıştım. yanlarından ayrılırken bile ağlayasım geliyordu amk. sonra bu korku evrimleşti "ya ben ölürsem" oldu. tam uykuya dalacağım sıralarda "lan ya sabah uyanamazsam" düşünceleri beynimi sikmeye başladı. gecelerce uyuyamadığım oldu. ölümün ö'sünü duysam uyuyamaz olurdum. yemin ediyorum bok gibi korku. metrobüse veya arabaya bindiğimde kaza olur mu diye düşünmelere başlamıştım. sonra kendimi tokatladım "kendine gel kızım bu sen değilsin" dedim. kendi kendimi iyileştirdim bi şekilde. korku hala var ama herkeste olduğu kadar. ölüm hala var ama herkes için olduğu kadar.
    5. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Çocukken annemi çok üzünce abimle ben, annem gidiyorum diyip ortadan kaybolmuştu haklı tabi çok şımarmıştık. Tüm evi aradık yok,komşulara baktık yok, ağlamaktan artık gözlerim görmüyor, en son bahçede odunluğun oraya bakalım dedik ve bulduk. Fakat üzerinden belki 20 yıl geçti, ben evin içinde annemi hala görmesem anne anne diye endişeli bir vaziyette gezer bulurum onu. Korkmak benim için tam olarak bu sanırım. Birde bunun sonsuzluk boyutunda kaybetme düşüncesi geldikçe..
    6. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bugün instagram'da gezerken bazı kadınların tweetlerini okudum. Genelde hepsi eski sevgili ya da eşlerinin kendileriyle birlikteyken şiddet, işkence ve istismarına maruz kaldığını; şimdi ise o erkeklerin kendileri hiç yapmamış gibi pınar gültekin cinayetini (vahşet desek daha doğru olacaktır) paylaşarak üzüldüklerini - kızdıklarını paylaştığını söylüyorlar. Şimdi ben korkuyorum. Bugün yüzümüze gülen, bizi sevdiğini söyleyen adamlar yarın bizi öldürme potansiyeline mi sahip? Ya da bize zamanında şiddet uygulayanlar ileride bir gün hiçbir şey olmamış gibi utanmazca, arlanmazca, vahşice, canice ve daha bir sürü şekilde öylece ortada gezip, egosunu tatmin edip, göz boyamaya devam mı edecekler? Nasıl diyorum, nasıl? Korkuyorum. Bir gün ben de onlardan biri olacağım ve bunu yapan hem sevdiğim hem tanıdığım (belki de) yapmaz dediğim insan mı olacak? Öylece hiçbir şey olmamış gibi, sanki sütten çıkmış ak kaşık gibi başkalarına üzüldüğünü mü belirtecek? Korkuyorum. Vahşet yaratma potansiyeli olan birisiyle yaşamaktan. Evliyim evet. Ama korkuyorum. Ya olursa? Ya ben de susan bir kadın olursam? Çok şükür bir sorun yok evliliğimde ama.. Ama işte. Ya olursa? Şu kurduğum cümleye bakar mısınız? Sorunsuz bir evlilik yürüttüğümü belirttiğim cümlede "ama" ifadesi var. Allah'ım neler oluyor böyle?
    7. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Korkmaktan yana bir sorunum yok açıkçası. Hepimizin bir takım korkuları var. Daha kötüsü, ailenden kalan korkular. Anneden, babadan miras kalan korkular. Sözlükte evli, ebeveyn olan sayın yazarlar, lütfen korkularınızı çocuklarınıza miras bırakmayın. Çocuk sahibi olmak isteyen bütün yazarlara söylemek istiyorum bunu aslında. Çocuğunuza borç dahi bırakın ama korku bırakmayın.
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İnsan kendi kalp atışından korkar mı demeyin korkuyorum işte.
    9. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Artık eskisi kadar korkmuyorum çoğu şeyden. Çünkü farkettim ki kaygılarım hep korkularımdan doğuyor. Bir kere yaptığım veya yapamadığım bir şeyden dolayı başıma kötü bir şey gelmişse tekrar aynı şey olursa yine kötü şeyler olur diye düşünüyordum. Mesela bir kere sevdiğime mesaj atmayı iki gün erteledim ve iki gün sonra ölüm haberini aldım. O zamandan sonra birine mesaj atmayı ertelersem o kişi ölür sandım, daha doğrusu ya ölürse diiye düşünüp korktum. Sırf bu yüzden iki elim kanda olsa da hiçbir konuşmayı ertelemedim. Ama farkettim ki bütün bunlar beni çok yoruyormuş. Üstelik sevdiğim ben geç mesaj attım diye ölmedi. İşin aslı şu ki değiştirmeye gücümün yetmeyeceği şeyler var. Ben ne kadar çabalarsam çabalayayım, ne kadar hesap yaparsam yapayım gözden kaçırdığım şeyler olacak. Çünkü benim yapabileceklerimin çok daha üstünde, her şeyi bilen ve tasarlayan biri var. Ona inandığımı söylerken, ona ibadet ederken bir yandan da kontrolü sağlamaya çalışıyor olmam kadar tutarsız başka ne olabilir ki? Bütün bunlardan sonra, kabullendim. Korkunun ecele faydası yok. Bazen müsait olamayabilir ve o konuşmaları erteleyebilirim, çünkü ben bir insanım. Ben sonradan olacakları bilemem. Ve her şeyden önce, milyon kere ertelediğim konuşmaların ardından ölüm haberi almadım. Niye o milyon olaya değil de illa milyonda bir olan kötü olaya takılıp kaldım ki? Bu ne kadar mantıklı? Üstelik başka insanların yaptıklarının bedelini de ben ödeyemem, çünkü ben kendi yaptığım şeylerin bedelini başkalarına ödetmem. Yani, ben akıllandım. Sanırım biraz da evcilleştim. Bu, huzurlu hissettiriyor.
    10. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yaşadığım durum. pandemi, kısıtlama, işsizlik, genel ekonomik buhran, umutsuzluk... harika bir karışım gerçekten. hiçbir yerde yazamamak bir şeyleri haykıramamak. özgürlüklerimize ket vuruldu ve gün geçtikçe iyice sıkılaştırılıyor her şey.
    11. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kendi kendine konuşmak Korkuyorum. Son zamanlarda korkularım ciddi arttı. Kaygı demek istemiyorum çünkü ota b*ka kaygı demeye başladık. Dümdüz korkuyorum işte. Mesela 2 gündür tepki vermem gereken bir şey yaşıyorum ama tepki vermeye korkuyorum. Tepki vermem gereken kişinin bendeki yeri, tepki vermemi zorlaştırıyor. Tepkisizim. Görmezden geliyorum ama onun da tepkisiz olması üzüyor beni. Korkumun sebebi hissettiğim şeyleri nasıl ifade edebileceğimi bilmiyor olmam ve üzmek istemiyor olmam. Salak gibi üzülen olmayı tercih ediyorum işte. Haberlere bakmıyorum mesela artık. Gerçi bakmamak bir şeyi değiştirmiyor her şey çok kolay yayılıyor artık, muhakkak görülüyor duyuluyor. Eskiden biri birine kötü bir şey yapardı diğeri bir anlık gaflette birini öldürürdü. Artık ölümler bile sebepsiz. İyi insan olmak kurtarmıyor. Misal öldürülen taksici videosunu izlemedim hiç. taksi kamerasından alınıp zoom yapa yapa paylaşılan o katilin fotoğrafı beni korkutuyor. Acaba babam abim ailemden biri çevremden biri bugün evine sağ salim ulaşabilecek mi diye korkuyorum. Saçma sapan sebepler yüzünden birinin ölüm haberini almaktan çok korkuyorum. Yolda yürürken çift kulaklık takmaktan korkuyorum. Ya arkamdan biri bana yaklaşır zarar verirse diye korkuyorum. Kimseye bulaşmasam bile ölebilirim. Başak Cengiz böyle öldürülmedi mi? Hem de kılıçla. Ölümden korkmuyorum ama ölme şeklinden çok korkuyorum. Allah ölümün de hayırlısını versin. Bir baltaya sap olamamaktan çok korkuyorum. Beklentileri karşılayamamaktan ya da fazla beklenti odaklı olup hayatımı yaşayamamaktan korkuyorum. Her şey iyi güzel gitti diyelim. Savaşlardan korkuyorum, depremlerden korkuyorum. Rutin rahmettir yazmıştı biri, ben de duymuştum bir videoda bunu. Bazı rutinlerimi kaybetmekten çok korkuyorum. Bir depremle bir savaşla bütün rutinlerini kaybetmedi mi insanlar? Yeteri kadar şükretmiyorum sanırım ya da şükretmem gereken şeylerin bilincinde değilim. Şunları yazarken bile bakıyorum mesela hep dünyevi şeylerin derdindeyim diyorum kendime. Eee bilsen hani inançlıydın? Nerde? Tamam biliyorum uyuyup uyandığımda bu korkularım yerini teslimiyete bırakacak hep öyle oluyor ve beni de bu diri tutuyor ama bu yeterli mi? değil. Maneviyatımdan korkuyorum. Eksiklerimden korkuyorum. Bunlara rağmen rahmetine güveniyor biraz da olsa rahatlıyorum ama fazla rahatlamaktan korkuyorum. Buradan biri bir sohbetimizde “biraz ürkek gibisin” gibi bir şey söylemişti. Aşırı üzülmüştüm. Birkaç gün bunu düşünmüştüm. Neden bana bunu söyledi diye değil neden böyleyim diye düşündüğüm için üzülmüştüm. Sonuçta ben ürkek doğmadım ama yaşadıkça ürkek bir hal aldım. Bunun fark edilmesine üzülmüştüm. Yazdığım kadar mutsuz umutsuz değilim ama güzel şeyleri dillendirmek kötülerden kolay oluyor. E bu korkularımı da atmam lazım içimden napayım :/ kimseye bile bulamazsan taşa anlat demişler, anlat kalmasın içinde. Kimseye anlatamıyorum bari yazayım dedim. 2 saattir mutfakta yere çökmüş davlumbaz ışığında yeşil çayımı içerken bunları düşünüyorum. Yazmak korkularımı azalttı mı? hayır ama yine de anlatmış gibi iyi geldi bir nebze. Neyse, yazacak daha çok şeyim var ama yazmaktan da hoşlanmıyorum. İyi geceler
    /