aldatmak

paulo coelho romanı için >> link ahmet altan romanı için >> link *** adamlık kokan hareketler klasmanında iki numaradadır. bir numara malum; (bkz: am yerine göt siken erkek)

aldatmak emek ister. sevgide emektir. demek ki aldatmak sevgidendir.

hırsızlık.duygu, güven, sevgi falan olması farketmez

papua yeni gineli bilimadamlarının yaptığı araştırmalara ve edindiği istatistiki verilere göre kişi, partnerini aldatmak için dış güzellik olarak ondan daha çirkin kimselere yöneliyormuş. ve erkeklerin belli bir dönemden sonra cinsel dürtülerinin esiri olması ile birlikte bu, sebebi henüz anlaşılamamış ilmi olayların başında geliyormuş.

aldatmak sadece sevgilin varken başka biriyle yatmak olarak anlaşılmamalı bence eğer senin bir sevgilin varsa karşı cinse o gözle bakmak bile aldatmaktır karşı cinsle o anlamda konuşmak aldatmaktır bunu kimse bilmez duymaz anlamaz amaaaa içiniz rahatsa hala diyecek bir şey yok

kandırılmak, yanlış bilgilendirilmek, ekilmek, yanlış hissettirilmek, aslında öyle olmadığı gibi davranmak, hep bu aldatmak kelimesi altında birleşen kavramlar. aldatıldım diyince kimle diyolar. kimseyle değil, sadece ben aldatıldım. olan biten hakkında aldatıldım. hakkımda düşünülenler için aldatıldım. sahte davranışlar sergilenerek aldatıldım. sahte kimliklerle aldatıldım. kandırıldım ben. bir zeka oyunu gibi. aklım kurcalanıp duygularımın oluştuğu yer aldatıldı. kandırıldı duygularım. kandırıldım ben.

"aldatmak kafada başlar ve büyüğü, küçüğü yoktur. yatakta yakalamışsın ya da mesajlarını okumuşsun, bunun hiç bir önemi yok. bir kez dahi senden başkasını düşünebilmiş birinin, bunu tekrarlamayacağının hiçbir garantisi yoktur. çünkü tarih, tekerrürden ibaret bir pisliktir. " okuduğumdan beri asla aklımdan çıkmayan cümleler

insana en çok koyan olaylar arasında ilk üçe girer. bununla ilgili bir twert vardı; "ya kızım sevmesem neden gizli gizli aldatayım seni? üzülmeni istemedim çünkü." :)

kalite düşüren eylem.

yakın bir arkadaşımla kavga ettik bu konu yüzünden muhabbet bi soru üzerine başladı evlendiğin zaman karını aldatırmısın çocuk kadın güzelse aldatırım dedi tepkim biraz fazla mı geldi bilmiyorum ama sen aldatırsan doğal olarak karının da seni aldatma hakkı doğuyor dedim bu zaten dünyanın en basit yasası değil mi etki tepki yasası sen bir şey yaparsan karşılığı sana gelir sen aldatırsan seni de aldatırlar sen her boku yiyip tertemiz bir eş isteme hakkına sahip değilsin benim görüşüm böyle yanlışsam düzeltin

bilemiyorum. insan o kadar boş ve gereksiz yere konuşuyor ki... böyle bir eylemde bulunmadan önce veya bulunduktan sonra kendini karşısındaki kişi veya kişilere ifade edebilme gücünü bulabilmeli insan eğer böyle birşey yapıyorsa. ben seni aldattım diyebilmeli. şimdi kendimi aldatılan onca insan yerine koydum ve; aldatarak karşılık vermezdim diye düşünüyorum,belki affedebilirim bile. kendimi aldatan kişi yerine koyamıyorum bile çünkü utanç,namussuzca bir davranış. her türlüsü...

kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi karşındakine yapma. işte tek kural bu. evet tamamen bu.

ihanet cok kotu bir sey.ne karsinizdakine bu ayibi yapin ne de kendinizi kirletin.

götlüktür. sevmiyorsan ada'm gibi ayrıl sonra kime istiyorsan git aq kasma iki tarafında!

5 dklık zevk için ben hayatıma renk katanı bana hrrşeyini vermiş bi insanla değişmem aldatamam

yalan paradoksuna benziyor. ihtiyacı olmadığı için yalan söylemeyen birine dürüst mü diyeceğiz şimdi. hayır. imkânı olmadığı için aldatmayan heriflerlerin sevgi saygı konulu manifestolarına tahammül etmemiz şart mı. değil.

türlü bahanelerle üzeri kapatılmaya çalışılan orospu çocukluğudur.

"bir defa aldatan kişiyi affedersen, seni yine kullanır çünkü ihanet bir ruh hali değil, karakterin dökülüş biçimidir." -paul auster. (bkz: bu adam bi harika dostum)

bu dünya üzerinde yapılan en karaktersizce hareketler içerisinde top 3'te olan eylem aldatan erkek veya kadın olsun cinsiyet farketmeden benim gözümde karakter yoksunudur kendini kandırmaktadır tam olarak tanımı yoktur diye düşünüyorum bilemiyorum bir insan seni canından çok seven bir insanı aldatırki seni seviyorum dediği bir kalbi neden kandırmak istesin ki sayın yazarlar bilemiyorum dünya çok kirlendi sanırım tertemiz seven karşılıksız seven insanlar için çok kirlendi

ne demiş şair; "birine yar olduysan, başkasına lal olacaksın." insan kullanılıp atılacak bir şey değil veya duygusuz bir makine... eline bulaşır, yüreğine bulaşır, vebaline bulaşır etme.

(bkz: orospu çocuğuyum demenin alternatif yolları) neden bu kadar çaresiz ve acizce bir yola birine söz vermişken girmek istersiniz ki.. aldatmak, çok kötü, çok kötü bir şey. aldatılmış biri var karşınız da! hey susunda dinleyin şu densizi! size bağlı, size aşık, size bakışları bile güneş doğuracak cinsten olan bir insanı aldatmak nasıl bu kadar kolay olabiliyor? aklım almıyor, aklım almıyor. sonuçta size yaşanmışlıklar sunacak bir insanın duygularını kasten öldürüyorsunuz. bu tarafta cezasını bilmem ama öbür tarafta kalbim davacıdır. aldatmayın, beyninizle bile olsa aldatmayın. aldatmak "katil" olmak, aldatmak "haysiyetsiz" olmak demektir. madem aldatacaksınız, ayrılın. ayrılın ki, karşınızda ki insan sizi güzel hatırlasın..

lise zamanlarında sürekli yaptığım bir olaydı. aslında sadece ilkokuldan beri sevdiğim kızın beni aldatmasıyla başlamıştı her şey. çok seviyordum, inanmıştım da bir ilerimiz olduğuna. inanmakla kalmamıştım resmen aşık olmuştum kıza. çocukluk aşkımdı çünkü nasıl inanmazdım ki ? aslına oda seviyordu. kader bizi farklı liselere yolladı. biraz büyüdük işte. bir gün derste uyurken bir rüya gördüm. kız beni önceleri konuşma dediğim insanla aldatıyordu. bir uyandım ki ter içindeyim. hemen aradım sesini duydum sesinde hala aynı ton, hala aynı heves. ama rüyaların yol gösterici olduğuna inanırdım. o konuşma dediğim çocuğun ask.f* hesabına baktım. anonimden benim kızın yazısıyla aynı, ne bileyim konuşma tarzı aynı bilirsiniz o zamanlar herkesin yazma stili vardı. beynimden vurulmuştum. kıza hiç bir şey çaktırmadan çocuğun çalıştığı dükkana gittim. tabii hızlıydık da o aralar. çıkardım dükkandan çocuğu telefonunu aldım. baktım kızla konuşmaları var. tek kelime edemedim çocuğa. aslında oracıkta yıkardım. ama ne bileyim boğazım, elim, ayağım düğümlendi sanki. kıza bir şey demeden ayrıldım. ağladı peşimden ama ne fayda kalp kırılmış bir kere. anlatmadım da neden ayrıldığımı. canım yana yana ayrıldım, seve seve ayrıldım. uyuşturucu maddelere düştüm. öyle esrar falan değil eroine kadar. en kötülerine kadar. çok kötü durumdaydım. şeytan ya zamanını buldu girdi aklıma. bunu yapan bir kızdı. bir kızın bedelini ondan sonrakilere ödettim. istemeye istemeye her kızla çıktım, eğlendim, duygularıyla oynadım. inanın çok ah aldım. üzerinden 3,5 sene geçti böyle devam ettim. hep üzdüm hiç üzülmedim. sonra üniversiteye gittim kader ya. bir irkildim, kendime geldim. ne yapıyorsun dedim ya kendime. şu ailene bak, şu haline bak dedim. geride onca kız ahı, bir ton kötü arkadaş ve hatıra. üniversite düzeltti beni. söz verdiğim gibi hiç bir kızla birlikte olmadım. kimseyi üzmedim. aldığım ahların birer birer çıktığına inanıyorum sözlük. onca şey yaşadım sadece bir kısmını dile getirebildim. dile getiremediğim bir çok şey içimde yara. siz siz olun kimseyi aldatacak kadar düşmeyin. sizi üzene güler yüz ile karşılık verin. sevin sevilin. bu dünya kimseye kalmaz.

bir an bile aklımdan geçirmediğim bir olay. aldatılmadım da, yani en azından bilinen şekliyle aldatılmadım. aslında her şey birisiyle sevgili olmadaki amacınızla alakalı. sevmeyip vakit geçirmek ise derdiniz muhtemelen yapma ihtimaliniz yüksek bi olay bu. birini aldatacak kadar karaktersiz olmayın. sevmiyorsanız açıkça söyleyip ayrılın. sizin o ne hissedeceğini umursamayıp, duygularını hiçe saydığınız kişi için bir başkası acı çekiyor da olabilir. ya da kısaca şunu söylemeliyim ki; sevin. sevmiyorsanız kandırmayın, karşı tarafın zamanını da heba etmeyin. yaşayacaksanız şu aşk denen siktiğimin şeysini, onurunuzla yaşayın, ayrılırsanız da adam gibi acısını çekin.

asla bir hata degil igrenc bir tercihtir ne sekilde olursa olsun affedilmemesi gerekir

"gecenin sürtüğü için hayatının kadınına asla yalan söyleme."

aldatılanın sanki kendi çok kötü bişey yapmış gibi üzülüp büzülmesi tam bir salak oruspu çocukluğudur net

kulak verir misiniz bana, bir şey anlatacağım size. bu sabah 7.30 sularında her günki yaptığım gibi bilgisayar kursu için otobüse bindim, ben en arkada otururken bir amca bindi. en fazla 50 yaşındadır. geldi yanıma oturdu. şehrin sorunlarından insanlardan bahsederken -tabi bu sırada gülmemek için kendimi zor tutuyorum- laf evliliğe ve kadınlara geldi. tabi ki ben dinliyorum ama sanki ben konuşuyorum gibi "sus, dinle, başlatma şimdi" gibi şeyler söylüyor. aldatmaktan bahsetti. çevresindeki her erkeğin aldatıldığını ve arkadaşlarının heba olduğundan bahsetti. otobüste son ses bunu anlatıyor tabi. bir arkadaşı sırf bu yüzden intihar etmiş. dedi ki bana aldatacaksınız madem neden evleniyorsunuz. paramız olduğu için evleniyorsunuz bizle dedi. ağlamaya başladı belliydi anlattıklarının içinde kendisi de vardı. rahmetli müslüm gürses örneğini verdi. muhterem nur ile evlendiğinde herkes laf etmişti ama o kadın hala "evlenirsem beni yanına gömün diyor" ağlayarak diyor ki böyle seveceksin işte böyle. 5 dakika öncesinde neden böyle konuşuyor diye anlamadığım adam epeydir dolduğunu gösterircesine her şeyi anlattı. sonra ineceği durak geldi ağlayarak indi. allah sonumuzu hayır etsin dedi inerken. i̇şin gücün rast gelsin dedim sağol yeğenim sana da dedi. burda cinsiyetçilik yapmıyorum. 50 yaşında belkide elinde tek varlığı bir parça simit olan bir adamı asla ağlatmayın. bunu bir kadına da yapmayın tabi ki. o yaşa kadar her şey normalmiş gibi getirip de kimseyi yalnız bırakmaya hakkınz yok. kaç yaşınızda olursanız olun yalvarıyorum adam gibi sevin. i̇yi geceler, yani şimdilik...

böyle bir şeyin çirkinliğini ifade etmek için birkaç kelimeyi bile bir araya getiremiyorum.

dünyanın en saçma olayı aldatmak, eğer başkasıyla olmak istiyorsanız neden ötekiyle olasınız ki ayrılın o zaman aldatmak ne salak mısınız

“bir defa aldatan kişiyi affedersen seni yine kullanır; çünkü ihanet bir ruh hali değil, karakterin dökülüş biçimidir.” -paul auster

sebebini kavrayamadığım eylem.

orospu çocukluğu

bu ara birisi beni kendime getirmezse yapacağım eylem. aslında benimki aldatmak sayılmaz falan demiycem çünkü bu da aldatmak oluyor. bir flörtüm var 2 aydır konuştuğumuz beni seviyo çok iyi birisi. eski sevgiliminden sonra çok kötü denk gelmiş çok iyi birisi. en başta psikolojik olarak eskisini düşünmemi engelleyecek birisi gözüyle bakıyodum ama sonra o masumluğunu gördüm, çevresi ailesi gerçtekten bana uygun birisi. ama ben artık kadınlara güvenmiyorum düzgün bir şey düşünmüyoru dediğim bi zamanda çıktı karşıma.bundan sonra sadece takılırım derken uzun ilişkilik kız çıktı karşıma.. girdiğim klüpten tanıştığım birisi yazıyo bu aralar, tam bir güvenilmez biraz da kaşar bi kız. mesaj atıyo, şurdayım gelsene diyo, sarılıyo vucudumu okşuyo falan. tam aradığım kız. arada kaldım sözlük hep güvenilir birisi olarak bilinirim, serseriliğim olmamıştır ama bilmiyorum napsam. takılıp diğeriyle konuşmaya devam mı etsem. şerefsiz mi olsam.

sevmiyorsanız, istemiyorsanız gidin, hep gidin, nolur gidin ama aldatmayın

aldatmadım hiç,aldatılmadım da bazı kırıkların telafisi olmaz aldatmak bunlardan biridir

yalnızca bir kadınla veya erkekle yapılan tensel tesmas değil çok daha ötesidir.

kızın erkek arkadaşı izin vermiyor tanımadığı erkekleri takip etmesine. kız gitmiş notlarına ayrılırlarsa takip edeceği "yakışıklı" erkekleri yazmış ve kilitlemiş notu erkek arkadaşı görmesin diye. bu aldatmaktır bence.

söz verip güven kazandıktan sonra, verilen sözleri "zor geldi" bahanesiyle yoksaymak da bir çeşit aldatmadır.

aldatmayı sadece bedenen olarak düşünmüyorum, zihnen başkasına ilgi duymak veya onu arzulamak göz çapkınlığı yapmakta aldatmaktır.

üniversiteden bir arkadaşımın 6-7 aydır birlikte olduğu bir kız arkadaşı vardı. arkadaşım x, kız y olsun. bizi y ile tanıştırmak istediğini söylemişti. ben, m ve ö, x ve y ile buluştuk. o sırada da m topluca bir fotoğrafımızı instagramda paylaşmış. m ile takipleşen bir kız arkadaşı bu olaydan bir hafta sonra m’ye mesaj atıp arkadaşımın kız arkadaşını yani y’i sorup siz arkadaş mısınız onunla, nerden tanışıyorsunuz gibi sorular sormaya başlamış. m’de arkadaşımın kız arkadaşı, tanıştırmak istedi bizi onun buluştuk diyince kız “yalnız o benim kuzenimin 2 yıldır sevgilisi” diyip tüm fotoğrafları atıyor arkadaşıma. aileler tanışmış, yüzük takmak için kızın mezun olması bekleniyor ama kız hem bizim saf x’i hem de 2 yıldır birlikte olduğu çocuğu ayakta uyutuyor. ilk önce arkadaşıma yalvardı “ben seni seviyorum, ondan ayrılıcaktım ama görevde olduğu için(polis) kıyamadım, söyleyemedim.” diye. arkadaşımdan yüz bulamayınca ertesi gün polis olan 2 yıllık sevgilisine yalvarmaya başlıyor. olayın şokunu ben hala atamadım üzerimden, arkadaşım doğal olarak benden kötü durumda. neden böyle şeyler yapıyor insanlar anlayamıyorum gerçekten. birine sevgin bittiyse, başka birine ilgi duymaya başladığını hissettiğin an ilişkini bitirmek gerekirken, ikisini birden idare etmek neden algılayamıyorum ben. bir kere de bir kız arkadaşımın 2 yıllık sevgilisinin 5 yıllık başka bir sevgilisi olduğunu öğrenmiştik. s i z k a f a y ı y e m i ş s i n i z a r k a d a ş l a r

akla gelişi zihinde canlanışı bile aman allahım kanım çekiliyor yahu. böyle bir şeyin herhangi biri için haberini söylentisini şüphesini dahi duyduğumda beynimde ilk izlediğim pornonun iğrenç tiksinme sancısını yaratıyor. sokakta karısını döven adamların kamera görüntülerini izlemiş gibi oluyorum. canlı canlı yakılan hayvanları izlemiş gibi hissediyorum. mahvoluyorum

Sadace cinsel olarak algılamayın şu başlığı. Her insan aldatır.

Bir arkadaşım vardı, yıllar evvel deli gibi aşık olmuş. İlk aşkıymış. Ne dese, ne istese önüne serecek kadar deli divaneymiş. Kız da onu seviyormuş, arayı çok uzatmadan evlenmeye karar vermişler. Herşey çok güzelmiş, hatta bu evliliklerinden güzel bir kız çocukları vardı. Kızının adını bile o kadar özenle seçmiş ki.. Fakat evlilikleri son yıllarda sekteye uğramış, boşanmaya karar vermişler. Buraya kadar herşey normaldi, hatta arkadaşım anlatırken hala 'karımı ve kızımı çok seviyordum ama beni sevmiyorsa karımın mutsuz olmasını istemedim' diyordu. Ne kadar aşık olursa olsun, bırakmak istemese bile onun mutluluğu için kendi mutsuzluğunu göze almış. Boşanma davası açılmış, arkadaşım kızını ayda yılda bir de olsa görmek istemiş ama karısı bunu istememiş. Arkadaşım da haliyle sinirlenmiş, vekaletini almak için babalık testi yaptırmış. Bunu söylerken susup sigara yakışı, gözlerindeki o bakış halla aklımdan silinmiyor. Babalık testi negatifmiş. Bana düşünsene demişti, 'bebekken ağladığında bile kalbim sıkışıyordu ağlamasın diye dört dönüyordum. Uykusuz gecelerimden hiç şikayet etmedim, kızımın melek gibi uyuyuşunu seyrederken sanki rüyadaydım, o kadar güzeldi ki babalık hissi. Bir şey olacak canı acıyacak diye ödüm kopuyordu, kokusuna bile kıyamıyormuş gibi düşün. O yazıyı negatif gördüğümde benim ne hissettiğimi bir düşün. ' demişti. Hala aldatmak kelimesini duyduğumda bile düşünüyorum ne hissedebileceğini ama yok sözlük, kalbimin en derinine bir ağrı saplanıyor bulamıyorum cevabını.

aga bir insana umut verip daha sonra onu piç gibi kahpece ortada bırakmakta aldatmaya girer öyle elit elit sağda solda gezmeyin ruhu fahişeler..

Nası aldatabiliyosunuz ya aklım almıyor. Hiç mi vicdan yok? Sevmiyorsanız oyalamayın kardeşim net olun.

ne diyebilir ki bunun üzerine insan ya da ne hisseder tam olarak. Onu sevdiği için kendine mi acır ? yoksa nefretiyle birlikte onun ölmesini mi diler. Pek çok şey ister o anda insan. Onu hiç tanımamış olmayı, yaşadığı şeyleri hiç yaşamamış olmayı veya onun bir yabancıdan farksız olmasını diler. Ne kadar kabul etmemek istesede güvenip kalbini açtığı insan, o kalbin içini nefret, acı ve öfkeyle doldurmuştur.