adalet

sadece binalarda görüp okuduğumuz kelime.

bağımsız olduğunu düşünen net gerizekalıdır. onlar için yapacak bişey yok. ama "bu işte bir yanlış var" diye düşünebilen arkadaşlar adaletin önemini araştırmaya başlasın. olmadığı ve ya bir kesime bağlı olduğu durumlarda neler olabileceğine baksın. fazla uzağa gitmeye gerek yok, 28 şubata bakın mesela. o günleri görmemiş ve ya hatırlamıyor olmamız yaşananları anlamayacağımız anlamına gelmez. ayrıca her fırsatta kur'an okuyan, namaz kılan, mitinglerde kur'an sallayan ve bunları fotoraflatıp video çektirmekten geri kalmayan devlet adamlarımızın şu ayetten haberleri yok mu; (bkz: maide suresi 8. ayet) adalet dinimizce de bu denli önemliyken siz kimsiniz amk münafıkları demek geliyor içimden. ama demiycem. çünkü ben desem biliyorum ki yalnız kalıcam. daha güçlü bir türkiye ile uyanmak dileğiyle.. (bkz: adaletin bittiği yerde anarşi başlar)

sadece çoğunluğun tarafında bulunursanız sahip olabileceğiniz kavram. eğer azınlık tarafta bulunuyorsanız, ne kadar haklı olsanız da haksız duruma düşersiniz. devlet oluşumlarının temelinde de bu yatar zaten. bir yeri işgal edersin ama yoğun bir topluluk arkanda olduğu için bu işgal meşruluk kazanır. işgal haksızlıktır, çoğunluk bu haksızlığı haklı gibi görerek haksızlık durumunu ortadan kaldırır. acımasız bir dünya vesselam.

anayasa değişikliğiyle tarihe gömülmeye çalışılan kavram. referandum halktan geçerse artık hakimleri başkan atayacak, yani seçilmiş siyasi parti lideri atayacak. şimdi diyeceksiniz ki zaten şimdi de atamaları erdoğan yapıyor ne fark eder? erdoğan gider ayak anlayışını ve akp'yi sağlamlaştırmaya çalışıyor. hasta olduğu belli, sağlık sorunu yüzünden görevini bırakabilir, yargılanmaktan korkuyor. bu anayasa değişikliği geçerse bakanlar ve başkan direkt meclisle denetlenebilecek. şimdiki sistemde meclis hükümet üyelerini denetleyebiliyor. bunun için 550 milletvekilinin 276'sının onayı gerekiyor. yeni sistemde ise 600 milletvekili var ve 400'ünün onayı gerekecek, evet 3'te 2'si! yani yargılanmak istemeyen siyasi partinin kendini garanti altına alması için 201 milletvekilli çıkarması yeterli. zaten başkanın ve bakanlarının başa gelmesi için 201'in çok çok üzerinde bir rakama çıkması lazım. sonuç olarak başkanın ve bakanların yargılanma ihtimali sıfıra yakın. yani çok övdükleri denetleme sistemi bu. sandığa gidelim, sandıkta 'hayır' var.

adalet bu dünyada sadece kadın ismi ulen mq

özdemir asaf şiiri. "i̇nsansız adalet olmaz adaletsiz insan olur mu? olur, olmaz olur mu! ama, olmaz olsun"

sözlük içinde; ayaklar altında olandır.. görüntü

adaletin bu mu dünyaa?? ah bu finaller ah bu mühendislik..

sadece bir kadın ismi..

ucu size dokunmadığı sürece, aklınıza dahi gelmeyen kavram. samimiyetsizlik içinde aranılan ve bireyin sadece kendi menfaati söz konusu olduğunda hatırladığı hak. (bkz: herkes için adalet istenmedikçe adalet sağlanmaz)

adalet insan eliyle verilecek şey değil ibrâhîm, anla. artık anla.

bugün adalete koşuyor milyon insan. hepsine selam olsun.

bir kuştur ve özgür olmaya mahkumdur... bir ortamda (devlet, şirket, kurum, topluluk vs.) eğer adalet yoksa, muhakkak adalet kuşunun kanatlarından kopartılmış, göstermelik bir kuş tüyü vardır. (george orwell romanlarında bunu çok rahat görebilirsiniz.) ardından o tüy bütün topluluğa gösterilir ve orada adalet olduğu ve her şeyin yolunda gittiği kanıtlanmaya çalışılır. aklıselim olanlar bu basit numarayı yemez. çünkü bilirler; her kim o tüy ile istediği kadar çarpınsa dahi asla uçamaz. o tüy özgür olmalıdır ve yeri koparıldığı kuşun kanadıdır. aklıselimler, adaletin kısır olduğunu söylediklerinde de türlü türlü yaftalamalarla karşı karşıya kalırlar. sonra bir şekilde bu aklıselim olanların hakkından gelinir. geriye de yapacak tek şey kalır; göstermelik olan, sözde adaleti temsil eden kuş tüyünü mürekkebe bandırıp kalanlara masallar anlatılır, yeni vaatler verilir. tarihte de bunun örnekleri fazlasıyla mevcut. ezcümle; kenan evren bunu büyük bir yüzsüzlükle yapmıştır.

kesinlikle televizyonda hamburger, pizza gördükten sonra kalkıp yumurta kırmak değildir :(

herkese lazımmış demek ki değil mi?

hayatım boyunca kimseye güvenmedim ve bu ciddi bir güvensizlik. hastalık tarzında. adalet konusunda da böyle. babamın adaletine bile inanmam. allah'ın adaletinden başka bir şeye inanmam. allah'tan başka da inanacağım kimse yok. şimdi size bir örnek anlatacağım. baya uzun olacak yalnız. tam anlaşılması için detay vermek istiyorum. şu anki yurdumda 2. senem benim. 2 senedir aynı yerde kalıyorum. net konuşayım boktan bir yurt. o zaman neden kalıyorum  çünkü mecburum. gerek okuluma olan yakınlığı(istanbul'da yol gerçekten büyük sıkıntı benim için) gerek cadde üzerinde ara sokakta değil babam izin vermiyor o tarz yerlere gerekse fiyat uygunluğu. çeşitli sebepler mecburi kalışlar. 2 senedir yaşamadığım sorun kalmadi. yönetimle etmediğim kavga kalmadı. net 2 ay işçilerle gecelere kadar yaşadık. şaka değil ya kız yurdunda gece 12 adam hala yurtta. defalarca kavga ettim defalarca sıkıntı çıkardım. önce inkar ettiler sonra da  tadilat yetişmiyor dediler. komiksiniz igrençsiniz genişsiniz. sıkıntı çıkaranın adaletsizlik yapanın sıkıntısı olurum. bir tek doğru için ölürüm. çünkü budur benim doğrum. her eksikte ben gittim konuşmaya, yüzlerce insan var yurtta hepsi de nefret ediyor yurttan. ama hiçbiri çıkıp konuşmaz. neden çünkü hepsi yalaka korkak insan sürüsü. hakkını aramayan insanın gözümde zerre değeri yoktur. kaç defa başka insanların haklarını bile savundum burda. pisliği ortaya döken insanları sevmez bu para köpeği yöneticiler. o nedenle sevmezler beni. susup oturmadığım için , konuştuğum için . pasif insandan da nefret ederim ve nefret edilen insan bile olsam  pasif kalmam asla. 2 sene her sıkıntı kendim çözdüm bir kere bile annem babam gelmedi yurda. sadece 1 defa annem aramıştır aha o kadar. olaya gireyim ; geçen gün yılbaşı gecesi yurttaki grupla otuyoruz bir odada. bakın burasını unutmayın kat 2! gerizekali 2 kız şarap çıkardı geldi. sorun içmesi değil elbette içsin beni bağlamaz ama yurtta içmesi yanlış. kocaman kız içme diyebilir misin hayır. dikkat et demekten başka bir şey diyemedik. biri bir bardak zor içti. öbürü bana bir şey olmaz ben alışkınım havalarında şişeyi bitirdi. 5 dk sonra. ağlamaya eski sevgilisine ağlamaya ve sonrasında kahretsin ki kusmaya başladı. ben ve bir kız dışında kimse ellemedi. diğer içki içenden bir ara yardım istedim çünkü kızı tutamıyorum ben ellemem dedi. ulan oç ben mi soktum içkiyi . gece 3 kadar kızın başındaydım. defalarca kustu poset poşet. ağlamasını susturamıyoruz. kahve yaptık filan uyutana kadar iflahim sikildi. hizlica geçiyorum neyse aradan 3 gün geçti okuldayım müdür aradı. konuşmamız lazım , neden dedim söylemedi. tmm dedim çıkışta gelirim.  ama inanın ki aklımda bu konu filan yok. dedim gene beni uyaracak. şöyle dönemin başından beri sürekli ikaz alıyorum. çok sesimin çıktığı ders çalışanlara engel olduğum söyleniyor. aha bakın bu konuda da çok kavga ettim. yurtta 5 kişiden oluşan arkadaş grubuyuz . beraber takılıyoruz ve kız grubu aga ses çıkıyor tabi. ama artık cidden abarttılar en ufak bir gülüşte ikaz. hatta öyle seviyeye geldi ki bir defasında bir grup kız gürültü yaptı ben de köşede tek başıma oturuyorum, etütten bir kız çıkıp direk bana gelip sessiz olur musun dedi. efendim dedim sen önce bir kimin ses yaptığına baksana dedim. sorun bu değil ama sorun ortak alanla etütün aynı yerde olması ve arada ses yalıtımı namına bir bok yok. tüm grup ses yapıyor. ama nedense ikazlar bana geliyor. neden mi çünkü yönetim bana gıcık ve kudurtmaya çalışıyorlar. her seferinde alttan alıp tamam dedim. hatta bir defa artık yine bir tartışmada konu şu; yurt yöneticisinin kocasi erkek kardeşi yurttan çıkmıyor. kaç defa dedim neden yurda geliyor eşin? yurtta yapılacak işler varmış kocasi bunları yapıyormuş. hahahahaa afedersin ama ya siktir! 2 senedir tanıyorsun beni lan yer miyim ben bunları. sonra bir gün ben bunu yurtta toplantı olduğunda tüm yurt öğrencileri orda yalnız tekrar dedim konuyu. bu buna zaten iyice gıcık oldu. yalnız ben de ne kaşınıyorum. ertesi yanına ikaza çağırdı. beğenmiyorsan başka yere gidersin dedi. öyle mi dedim öyle dedi. tamam dedim. üsluba bak lan. çıldırdım.  çıktım yurttan gittim hemen başka yurt buldum. lakin arka sokakta ve 4 kişilik odaya daha fazla vereceğim. onu bile göze aldım.  odalara baktım kadınla anlaştım. gittim sahile oturdum ve ben o gün akşam 5 e kadar orda oturdum düşündüm. döndüm yurda eşyalarımı toplamaya yolda da babama haber verdim. bulduğum yurdu sordu aga arka sokak. kizmadi sadece fevri karar verdiğimi söyledi. amk allem etti kullem etti gene sakinleştirdi beni. neyse dedim tamam biraz daha sabır. o güne geri dönüyorum yanına çağırmıştı. okuldan çıktım direk aşağıya indim. baktım kapıda gruptan bir kız daha . beni gördü sessizdeyimdünya allah aşkına sakin ol dedi. amk benim kafa iyice karıştı. ne oluyor dedim gel içeri sakin ol ama dedi. girdik içeri. meğer bu kizin haberi varmış olaydan hatta beni yolda aramış kızlar ben müzik dinlerken filan duymamışım. oturduk karşısına. koydu önüme ihtarnameyi. yazı şu; yurdun kurallara uymadığınız nedeniyle çıkış işleminiz başlatılmıştır. kadın bana çıkış yapmanız lazım yurt bulun dedi. gram şaşırmadım biliyor musunuz. gülümsedim. ne sebeple dedim. (verdiği kağıt da bilgisayarda rastgele yazılmış ve kendi mührünü basmış vermiş. kimi yiyon bacım sen?) çok ses yapıyor ve yurt ortamını bozuyorsun , veliler şikayet etmiş üst yöneticilere , imza toplamışlar dedi. utanmasam kahkaha atardım o an. ha bir de sinirden kuduruyor olmasam. him dedim. diğer kıza döndü seni savunacağım ama seni savunmam ve savunmak da istemiyorum sessizdeyimdünya dedi.( savunurum dediği kız fiziksel tartışmaya bile girmiş biri benimse bir yüksek sesle tartışmam bile yok kimseyle. komiksin kadın komik.) sikimde mi? değil. etme abla dedim ben kendi savunmamı yapar ve alnımın akıyla çıkarım. lakin bil ki ben bunların hiçbirini kabul etmiyorum bana delil göster dedim. sustu. çünkü yok lan. kadın beni atmak için bahane arıyor zaten. ben bana delil göster abla dedim tekrar. i̇mzalar var şikayetler var dei. i̇mzaları da gösteremem dedi. i̇mza yok belki neden sana güveneyim yada dur sen nerden güvendin o imzalara belki kendi kankalarina attırdılar? ben böyle deyince bu direk dedi ki; yılbaşı gecesi naptığını biliyorum. ne yapmışım dedim bakın hala kafamda bir bok yok. evet doğru bildiniz içki benim üzerime yıkıldı. i̇çki içmişsin odada. hahhaha. i̇ftira da yedim ya bu hayatta sikseler şaşırmam artık bir boka. ben mi içmişim dedim. evet senin katta odadan kokular gelmiş sesler duymuş kızlar. kızların amk. atacaksan bir iftira altında bir temeli olsun. yukarıda kaçıncı kat demiştim 2 dimi. benim odam kaçıncı katta biliyor musunuz 6 . hahahahhaa arada 4 kat var lan 4. allah'ım nasıl bir iftira. ayrıca o gece ben 3 e kadar kıza baktım odaya girmedim bile. odada oda arkadaşım bile vardı git sor ona odaya girmişliğim var mıymış. ama ışte amaç doğruları bulmak değil ki. tüm suçları bana atmak ve atmak. lan senin yurdun benim sikimde mi bir sorsana. yurt mu yok. 10 kat çile çeker yine siktirip giderim ben burdan. zaten gidecektim babam zor tuttu. neyse gereken savunmamı yaptim. içki içmediğimi ve haberim olmadığını söyledim. arkadaşlarıma bu olayı anlattığımda bana neden kimin içtiğini soylemedin dediler. lan ne söyleyeyim oç muyum ben. ispiyoncu muyum. adamlık midir bunu yapmak. zaten insansa gider itiraf eder o kızın suçu yok ben soktum odaya diye. ha bu arada söylemediler arkadaşlar. biz soktuk demediler. hsjsksksha ben malım ışte. sabaha kadar sen ona bak başında dur. beraber işbirliği kız bile elini sürmedi lan ben baktım sana oruspu çocuğu. ne gittim ispiyon ettim ne gittim kiza için benim üstüme kaldı dedim. çünkü gerek yok çünkü şerefsiz biri değilim. bu da ona adamlığım insanlığım olsun, sorun değil. ha kız benden özür diledi ama gidip bir şey de yapmadı. özrün bir değeri yok! kimse iyiliği hak etmiyor. ona sırtımı dönüp gitmeliydim belki de. sonra da neden böyle bir insanım deniliyor. ulan yapıyorum da noluyor adam ağzıma sıçmaya çalışıyor. vermem ama aileme bile bu insiyatifi vermeyen ben oruspu ç birine bunu vermem. dedim yöneticiye çağrı üstüne ben savunmamı yapıp çıkacağım şu kapıdan. ses çıkaramadı hala ben seni savunmam diyor. ya dedim abla savunma allah aşkına. sen milletin abartmalarına iftiralarına inanmışsın sen beni savunma ben kendimi savunurum. bu kadının 2 yıldır anlayamadığı bir şey varmış. benim müthiş bir savunma mekanizmam vardır. öyledir ki ağzın kalır öylece. beynine eror verdirtirim. bak annem misal bana 2 yıldır hiçbir şey diyemiyor çünkü korkuyor. çünkü kaybeder farkında. o da kaybetti. saçma sapan suç saymaktan ki bunlar suç değil söyleyip durdu. ha bana dedi ki fotoğrafların videoların ses kayıtların var. hahahaha aha bir komedi daha. öyle mi göster dedim. gösteremem kızlar verdi. dur bir tane göstereyim dedi. buyur dedim. fotoğraf şu; ayaklarım var sadece masaya uzatmışım. hsjsksljaha ya şaka mısınız abi. bu mu dedim başka ?? başka gosteremem dedi. çünkü uyduruyorsun be insan olmayan kişi. öyle belli ki uydurduğun. ayak uzatmak ne yani. evet çok doğru değil ama ne yani. millet neler yapıyor ben bir kere şikayet ettim lan. kaç defa görmezden geldim. i̇nsanların rahatı bozulmasın, insandır boşver dedim. demek ki dememek gerekiyormuş. korkak bir got gibi gelip demek gerekiyormuş. dedim ki kadına sen bunun suç olduğunu bilmiyor musun? nerde özel hak? kimse benim fotoğrafımi filan çekemez. ya sen bu adalete göre bile suç olan şeyi utanmadan kızla işbirliği yapıp bana gösteriyorsun ama bana atilanlara inanıyorsun? dedim. bu arada kızın da kim olduğunu biliyorum çünkü fotoğrafın yarısında laptopu çıkmış. salak bir hainlik yapacak onu bile becerememiş. dedim neye göre inandin neye göre. nerden biliyorsun dedim yalan söylemediklerini . tık ses yok. ne delil gösteriyor ne açıklama yapıyor. neyse baya konuştum  ben en son dilekçe verdim. sen bir şey yapamıyorsan üstünü getir açıklama ve savunma yapacağım, ha bir de o kızı biliyorum sen bana bu kağıdı bu kadar kolay verebiliyorsan benim için de buraya avukat yığmak bir o kadar kolay dedim çıktım. o kadar berbartlar ki. neleri var aklımaşu an gelmeyen. her boklarını biliyorum. zaten beni bu yüzden sevmiyor kadın. geçen sen ruhtatsız çalıştırmışlar burayı. deflarca su bastı el kadar fareler geziyordu aşağıda. neler çekmedim ki neler. belediyeden bir sürü adam geldi defalarca, mühürlendi. işte ondan zaten bir sürü tadilat işi çıktı çünkü her şeyleri eksikti. yangın merdivenini geçen sene son dönemde yaptılar. i̇şçilerle yaşadım lan aylarca. bir kere bile bir kuruma bir yere şikayet etmedim geldim her şeyi sana anlattım be kadın. çöz dedim. ben bu yurttan çıktığım anda kapattırırım burayı. bir sesime bakar. babamın arkası sağlam evellalah ki gerek bile yok her işleri boktan anında kapatırlar. ama zaten ışte adalet kısmı burda başlıyor .  benim bir yere şikayet etmeme gerek kalmadı. allah'ın adaleti olduğunu bir kez daha gördüm. onun adaleti gerçekten var arkadaşlar. ha bir gün sonra ha yıllar sonra ama çıkıyor . o aldığın hak senin ya canından ya götunden çıkıyor. bana ihtarname verdiği akşam aileme anlattım. ve allah şait ben o gece sabaha kadar ağladım. çünkü zoruma gitti lan.ben parmakla gösterilen bir insanken birkaç şırfıntı yüzünden sorunlu huzur bozan bir insan profiline düştüm. ben okul hayatim boyunca babama onur teşekkür takdir belgesinden başka belge götürmedim. ben babamın eline böyle rezil bir kağıt vermedim. zoruma giden kağıt değildi zoruma giden yediğim profil ve iftiralar. babama da bunu dediğimde bana kızdı. sen kendini bilmiyor musun he,  neye takıyorsun, sana 10 kişi oruspu dese oruspu mu olursun dedi? hayır dedim eee dedi , ama dedim sus saçma sapan konuşma dedi. ben ilk uçakla geleceğim.hayır gelme ben savunmamı yaptim dedim. babam arkadaşlar babam bana uzun zamandır ilk defa bağırdı. hayır seni sahipsiz sanıyor bunlar geleceğim dedim bu kadar. babamı biliyorum canına dokunurlarsa eceli olur milletin. başta anlatmak istememiştim ama sesimden anladılar bir şey olduğunu. yurtta olan hiçbir şeyi saklamam anlatırım onlara . ondan zaten anladılar gene bir şey olduğunu. aşırı sinirlendiler. annem bir ara  allah onun diyecek oldu anne dedim beddua okuma kadın hamile bir şey olur filan çocuğa yazık. ha öyle mi tmm o zman kızım allah'a havale et. bırak ona o yapsın işini. sen sakin ol. o gece allah'im dedim sana bırakıyorum. kim suçlu ise sen var cezasını. gerçekten çok dua ettim.beddua etmedim gidip de fotoğraf çeken kiza tek söz söylemedim ama çok istedim adaleti dua ettim. o gece o kadın yani yönetici doğum yapmış. o günü unutmam perşembe günüydü. cumaya bağlanan gece. ertesi gün haber aldım doğumu çok zor geçmiş bebek çok ağırmış sezeryana almışlar. çok perişan haldeymiş kadın. kızlar görmeye gitmişler.  her dikiş ağrısında beni hatırlasın isterdim sadece. i̇ki gün sonra fotoğrafımı çeken kızın odasından fare çıkmış kız çığlık çığlığa kafayı yemiş. sanırım fareye karşı aşırı hassasiyeti varmış, eşyalarını toplamak için bile odaya girmemiş. oda arkadaşı toplamış onunkini. kız o gün çıkmış yurttan. durmamış direk kaydını almış gitmiş. allah işte. kaç oldu 2 dimi. devam ediyorum. kız gittikten 2 3 gün sonra yurda 10 15 tane adam geliyor belediyeden. tüm yurdu kontrol ediyorlar. odaları her yeri. 6. katta sorun buluyorlar ve katı kapattırıyorlar. yurt 6 katlı her katta 6 oda var. 6. katı kullanamaz buluyorlar.  aradılar beni,  yönetimden bir kız. o kadın doğum yaptığı için yok yönteminde bu başka biri. aşağı katlara taşınacak o kattakiler, 6 kat kullanılmayacak böyle böyle oldu, şikayet etmişler diye. anladınız dimi kimin ettiğini. o kız. kyk yurdu çıktığı için giden çok öğrenci oldu bu dönem. onlar da etmiş ama ele baş bu. temizlik işlerine bakan ablaya kadar şikayet etmişler. yani 6. kat elinde kaldı yurdun. o 6 odadan para alamayacak büyük vurgun. neden 6. kat dedim. neden özellikle orası? neden oranın diğerlerinden farkı neymiş? bilmiyorum dedi. arkadaşlar ben de 6.katta kalıyorum! benim de taşınmam gerekiyor . kadere bakın ki ben o kızın odasına taşındım. boş odaları saydı burayı bilerek istedim. her odaya girişimde hatırlayacağım her odaya girişimde unutmayacağım. tüm bunları öğrendiğimde naptım biliyor musunuz ? oturdum ve ağladım. çünkü arkamda allah var benim. hayatımın pek değeri yoktur benim. hayatımı bitireli yıllar oldu. şimdi sadece tek bir şey için yaşıyorum. daha doğrusu çabalıyorum ve bekliyorum. ama allah sanki dedi ki benim adaletim var arkanda. görmüyor musun? allah'ım sen büyüksün diyerek oturdum ağladım.  gördüm . allah'ın adaletinden kimse kaçamıyor. kaçıyorum sananlar asla kaçamayacaksınız ve ben sadece buna inanıyorum.

adalet sadece kanunlardan mı ibaret

mülkün (yani devletin) temelidir. ayrıca; kamuoyunun dikkatini çeken birtakım olaylarda veya bazı paravan davalarda, varlığının ya da yokluğunun reklamı yapılandır. emsal; x davası ülke çapında sükse yapmış ve tüm kamuoyunun yakinen markaja aldığı bir davadır. ve eğer mahkemen çıkan sonuç, kamuoyu nezdinde tatmin ediciyse, birileri adaletin varlığı hakkında "tek dava üzerinden" olumlu yönde ahkam kesmeye başlar.. aksi durumda da yine başka birileri aynı adaletin varlığı hakkında olumsuz anlamda propagandalar yapma eğilimindedirler. göz ardı edilen husus şudur ki; bir maçlık galibiyet veya mağlubiyet, bizi, o takımın kötü ya da iyi olduğu hükmüne ulaştırmaz.. takımın esas durumunun idraki için, günü birlik başarı ya da başarısızlıklarından ziyade, uzun vadeli bir süreçte gelişim babında ne kadar istikrar sağladığına bakmak gerekir. demem o ki; ülke çapındaki "bir" davaya adil karar çıktı diye, o ülkede "adalet var." denemez. herkesin o davanın ne kadar adil sonuçlandığını konuşacak olması ister istemez bir algı yararsa da, o algı hiç kimseyi o çapta bir hükme götürmemeli. "yıl içinde adil olmayan 517256151 tane dava var senin bihaber olduğun? onu nasıl yapalım?" derler adama.. (tam tersi durumda da dediklerim aynen geçerlidir.) bu şey gibi; sen tuttuğunu söylediğin takımdan bütün sene bihaber ol. takımın aylarca vasat performans sergilesin. sonra derbi günü otur o sene ilk defa takımının maçını izle. takımın sadece o maçta güzel performans sergilesin ve sahadan galip ayrılsın. ama sonra yine vasatlığına devam etsin. sen de o derbi galibiyetinden ötürü sağda solda hava at "ulan var ya bu sene de mükemmel top oynuyoruz yav." diye.. not: (#2260165)

yanlış, çok yanlış, olmaması gereken bir kavramdır. göze göz dişe diş. budur halkın adalet temeli. halbuki şunu anlamazlar suçluya karşı suç işlemek de suçtur. suçludan ne farkın kaldı o zaman? bazen bir cinayet insanlar tarafından öyle bir yargılanır ki cinayet haksızdır, cinayeti işleyen orospu çocuğudur algısı yaratılır. kimi zaman da öyle bir savunulur ki cinayet haklıdır, cinayeti işleyen bir halk kahramanıdır algısı yaratılır. insanlar salaktır işte. 2 cinayet arasında zerre fark yoktur. her zaman seçim şansı vardır. kötüye kötülük yapmak iyilik değildir. hayat matematik değildir eksi eksi artı yapsın. ama anlatamazsın. yapamazsın bunu. çünkü salaklar. yarebbim bu akılı madem bir tek bana verecektin vermeseydin keşke aq. insanlar savunulmayı hak etmiyor. adalet kavramları yanlış temellenmiş. adalet mi istiyorsunuz? bulamayacaksınız. tek yol devrim de demek istemiyorum ama bir şeyler yapmak lazım. sadece benim çabamla olmaz ki abi. şimdi gel gelelim size. sizin ben yargılarınızı sikeyim. ben, tüm insanlara nefret dolu olan ben, sizden daha çok seviyorum onları. hepsini ayrı ayrı ve toplu olmak üzere seviyorum. hepinizden nefret ettiğim gerçeğini değiştirmiyor olabilir. fakat seviyorum. neden anlamıyorsunuz. hiçbir şey gerçek değil. her şey yalan. hiçbir şeyiniz yok. bir yaşamınız yok. kavgalarla nefretle bitirdiğiniz ömrünüzde bir an olsun mutluluk için çabalarınızın bir manası yok. boşa yaşıyoruz amına koyim boşa. bu dünya bu evren bu hayat adil değildir olmayacaktır da. ta ki başkaldırana kadar. sadece bizi yönetenlere değil hayatın kendisine de. çocuk yapmayı bırakıp bir kez sahip olduğumuz bu hayatı doyasıya yaşayıp hep beraber ölmeliyiz. kıyametimiz bir tanrı’nın elinde değil kendi elimizle olmalı fikrimce. korkmamalıyız tanrılardan yasalardan devletlerden. onlar bizden korkmalı. hepsi bizden korkmalı. bizler bir kez olsun yaşamayı denemeliyiz. sonsuzluk umudu değil ölüm karamsarlığı olmalı içimizde. başkaları için değil kendimiz için yaşamalıyız. yıkmalıyız duvarlarımızı ve durmalıyız bu uçurumda. gözlerimizi yumarken gülümsemeliyiz tüm kontrol olgularına. ve küfür etmeliyiz herkese her şeye. can yakmalıyız. canımız da yanmalı. zaten yanıyor gerçi, bu hayat böyle olmamalı.

Lut kavmi bile bu kadar aşağılık bir dönem geçirmemiştir. Bazen yer yarılsa da her şeyi içine alsa diyorum.

Adalet topaldır, ağır ağır yürür, fakat gideceği yere er geç varır. (bkz: Mirabeau) Ben bu sözü bir osmanlı padişahına ait diye hatırlıyorum oysa. Söz ne kadar gerçekse, o kadar da acı bir yandan.

Adaletin tecelli ettiği günü görmeden ölmek istemiyorum.

Sözde mülkün temeli olan kavram. Anlayan anladı.

sözlüklerde, eskitilmiş a4 kağıtlarında yazılı olan hede. adalet aramaktansa karşıda bulduğun eksikliği adalet olarak nitelemekse sözlük anlamına yeni anlamlar katmaktan öte gitmeyen hezeyanlardır. ayağı kaydı. bak işte bu adalet demek yanılsamanın aynada boydan fotoğrafını çekmektir.

sözde mülkün temeli, tıkamış kulağını duymaz ne dediğini.

Bu medeni mi? Biz yiyemiyorken senin kürkünün bile yemediğini Sizin polisiniz silahını çekip güpegündüz ortalıkta vuramaz dilediğini Medya, basın, hukuk, asker hepsi sizin için çalışırken Aslen güneş bile üzerine doğuyo bu çocukların İşe gidip geliyolar canlarına kasten Silahınızı kin! Bu çektiğimiz bizim günahımız değil Planınız iyi! Ben bilmem bunun inananı kim? Ama bilirim, gel Silahımız dil!

kadın ismidir.

Herkese bir gün lazım olacak. Şu anda adaleti sağladığını düşünenler zamanı gelince o adaletin zerresini bulamazlar umarım. link

Ülkemizde saraylarıyla meşhurdur.

Saray ismi

orospu cocu garen

6 harfli bir kelime. Sözlükte; hak ve hukuka uygunluk; hak ve hukuku gözetme ve yerine getirme; doğruluk olarak geçiyor. Gerçekte var mıdır, varsa böyle midir bilemiyorum. Bilemiyorum çünkü varlığını malesef göremedim. Hem de en ihtiyacım olan konuda göremedim. Vardır ümidiyle bulma çabam ve sürekli arıyor olmam. Azıcık bir şey bulup ona tutunup kendisine ulaşmaya çalışıyorum.Tam diyorum ki şuradan şu olursa ulaşırım, yok yine olmuyor. Herkese bu kadar lazım olan bir şey nasıl bu kadar bulunmaz olur, anlam veremiyorum. Anlayamıyorum... İç ses: Çok üzgünüm küçüğüm kendisini bulamıyorum... Edit: düzenleme yapıldı.

tasını tarağını toplayıp gideli çok oldu bu ülkeden. adil davranıp haklıya hakkını vermek, haksıza hakkaniyeti peşkeş çekmekten çok daha zor hatta imkansıza yakın artık. bir zamanlar mülkün temeliydi adalet, şimdiyse ye kürküm ye temelli.

bu dünyada olmayandır link

bu dünyada olmayandır link