acı veren şeyler

izlediğim filmin yada okudugumun kitabın sonunun söylenmesi...

acı çekerken gülmek

arkadaş sevdiğim kadının başka bir adamın kollarında fotoğraflarını görmek yemin ediyorum şu iki kaburga kemiğimi canlı canlı kesip kalbimi kızgın yağa atmışlar gibi canımı acıtıyor be

kurduğumuz hayalleri başkasıyla yaşamasının verdiği acı tarif edilemez.

"artık olmayalım"

tam clutch or die dersin koşarken hs yersin ya...

aşık olmak

başın sağ olsun cümlesini duymak

dis teli aq bundan acısı mi olur hele ki alt üst telse abi manyak acısı olur bunun ayda kontrolleri oluyor teller değişir falan eve geldiğinde bastırır acısını sanatsın ki bütün dişinin arasına et kacmis hani kurbanda et kaçar ya dişe öyle bi acı ve bütün dişlerinde abi hala çıkmadı amk telleri çok doldum yazmasam olmazdı saygılar...

dersin iptal olduğunu unutup sabah 9'da derse gelmek. ve buna daha anca ayıkmak.

yalnız olmaya alışmak zorunda olmak.

(#1981593) bir diğeri için; (bkz: kağıt kesiği) sakarlıkta bir deha olduğum için her gün farklı bir yanık, darp, kesik tadıyorum. misal az önce bişeyden korktum. korkunca telaştan kağıtla elimi kestim. kesebildim. başardım. b e n. kısa günün zararı, yarına allah kerim.

biber değil mi bu ya?

ağızda çıkan ucu açık yaralar.

yine oldukça realist davranacağım. (bkz: gaz sıkışması) iki gün acı içinde kıvrandım ve dedim ki kendime ne yalnızlığı ne özlemi... yüce rabbim her şeyin başı sağlık mızıkçılık yapma perceive dedi adeta.

yeni bir ülkede arkadşın olmaması?

(bkz: jalapeno ) ne!? yalan mı?

lp i̇stanbulu inletiyor ben ders çalışıyorum içim acıyor sözlük

rüyada onu görüyorsun sonra bir uyanıyorsun rüya olduğunu farkediyosun falan. üzünçlü yani, can yakıyor biraz.

vazgeçtiğim ve defolup gitmek istediğim şu hayatta hala çabalamaya ve kendimi yormaya devam etmek zoruma gidiyor.

(bkz: insanlar) ne acı veriyorsunuz lan bana köpek ısırsa daha iyi.

yıllarca konuştuğum sevgilimin şuan evleniyor olması hemde en yakın arkadaşımla

havaya aldanip fon cekip tam disari cikacakken yagmur yagmasi

biber ?

vizeler

arkadaş ortamında çocukluğu güzel geçen insanların anılarına dair sohbetleri ve senin sadece dinlemen

sen

sevilmediğini bilmek.

kramp ha bir de kalp ağrısı

sabahtan beri telefonumla evde video izliyeyip, story paylaşıyorum. youtubedan şarkılar dinliyorum. ve suan farkettim kendi internetimi kullaniyormusum.yeminle cok acı be. beyninden vurulmuş ibrahim tatlıses gibi hissediyorum.

yavaş internetten başka hiçbir şey bana bu kadar acı vermiyor.

bugün önemli bir sınavım vardı ve ben sınav kağıdının en arkasındaki soruları cevaplamayı unutmuşum. bekle beni yaz okulu.

i̇lk baharın gelişi içinde mutluluk yaratmıyor öyle değil mi ? yüzünde saçma bir gülümseme olmuyor eskisi gibi, dışarı çıkıp oyunlar oynamak istemiyorsun da .. çünkü sen büyüdün artık. evet biliyorum bunun büyümekle alakası yok, bunun tek sebebi de yok ama özetlersen eğer, acılarla ve kaybetmişliklerle büyüdüğün , büyümek zorunda kaldığın beliriveriyor be, sen artık sonbahara aşıksın, o havalar, gökyüzünün o parlak mavi rengini gizleyen karabulutları kendi karanlığına daha yakın buluyorsun , kendini yabancı hissetmiyorsun gökyüzüne . yağmurlar yağarken sonbahar da o karabulutlardan , sende eşlik ediyorsun kendi kararmış gökyüzünden. . son'baharla son bulacağını umud ederken içindeki kırılmışlıklarının parçaları daha da batıyor canına, sen sanıyorsun ki son bulacak bu boşluk, ama unuttuğun bir şey var ki sen artık o boşluğa aitsin. . alıştın diğer türlü yapamazsın öyle değil mi? bunu kendinde biliyorsun da bir türlü itiraf edemiyorsun kendine, geçecek demiyorum artık sana , ama alışacağından hiçbir şüphem de yok hem alışmayıp da ne yapacaksın ki ? eğer bir şeyler değişecekse değişir bunu biliyorsun ve bekliyorsun , ne diyeyim canına yandığım beklemek de bir yaşam nedeni olduysa artık , bekle her son'bahardan sona . aklına gelen ilk şey susmak olduysa da , susturanları asla affetme . o susturanlar zaten bırakıp gidenler degilmiydi? unutanlar ve gidenler unutma , unutulanlar unutanları asla affetmezler ve unutulanlar için yaptıklarından sonra, benliğinde seni unuttu .. affetmez, affetmezsin affedemezsin.

ayak tırnağınızın arasına kürdan koyup duvara tekme attığınızı hayal edin. cidden baya acır be

(bkz: stalk) üzünçlü.

küçükken yengem oğlunu bize verdi parka götürün biraz sallayın die bi ara dalmışız salıncak sallan sallan gel çoçuğun suratına dudak patladı ağız yüz kan içinde valla bana çarpmış gibi içim acıdı

"en farklı sandıklarımın sıradanlardan daha sıradan olması"

(bkz: cin biberi) deyip konuyu uzatmıyorum

i̇yi geçen sınavdan düşük not almak.

polyannacılık oynamak

kalbime batan sütyen teli sjksjsjsjs

işemek. allah affetsin idrar yolu enfeksiyonu ne kötü bişemiş

ders notlarına,fotokopilere verdiğim para. okuldaki kırtasiyeci çocuk ile kanka olma aşamasına geldim. az önce gene gittim. o kadar çok dersim var ki notları almak bile uzun zaman alıyor. hdjfkdlşd çocuğa hazır mısın diye bir bakış attım, sıralıyorum dedim kafa salladı, güldük zira artık komik olmaya başladı. çocuk notları verirken bile kıs kıs gülüyordu. kucağımda bir tomar notla çıktım, teşekkürler hayat, üzgünüm babacığım paraların gidiyor. (bkz: nolcak lan bu öğrencilerin hali)

terk edilmek

hayatta olmayan birinin geride bıraktığı anılar,izler en acısı sanırım. yıllar önce sosyal medyada tanıştığım birisi vardı.çok sık olmasa da ufak tefek konuşmalar geçerdi aramızda. geçen yıl ameliyat olduğunu öğrendiğimde geçmiş olsun mesajı attım sonrasında konuşmadık.nadiren de olsa aklıma düşüyordu "acaba bilgehan ne yapıyor?" diye.profiline bakıyordum yeni fotoğraf yok. bir profilde eskilere bakarken karşıma çıkan gönderide ameliyattan kısa bir süre sonra beyin tümöründen hayatını kaybettiği yazıyordu. boğazımı sıkan bir el eşliğinde eski mesajları okudum,fotoğraflarına baktım,videolarını izledim.karşımdaki (yaşasaydı 21 yaşında olacak) çocuğun çoktan toprağa karıştığına inanmakta güçlük çekiyorum.kabul etmek çok çok zor... bu yüzden diyorum ki acı veren şeylerin en büyüğü sahipsiz kalmış anılardır.

hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını fark etmek