şundan altı sene önce bir kuşu bir kedinin ağzından kapıp eve getirdim, annem evde sur'u (Sûr) üfledi ama evde kalmasını başardım. işte besle büyüt iyileştir falan asla olmayacak şey oldu evde hayvanım oldu. tabii alıştık sevdik biz bunu, bu uçmayı bilmiyor neredeyse ama. işte bayağı zaman geçtikten sonra bunu evde uçurduk falan dışarıya bakıp durdu. dışarıya hasret kalmasın diye pencereyi açardık bu da gitmeye korktuğundan pencerede otururdu. bi gün yine pencereyi açtık bekliyorum yanında tabii birden hiç alışık olmadığımız şekilde ötmeye başladı.. lan noluyor dedik herkes yapar bununla konuşmaya başladık. biz bitirince bu ötüyor kendince sonra biz konuşuyoruz bu tekrar ötüyor.. ulan biz böyle gülerek bakarken birden karşı evin çatısına uçtu.. gel babam git babam gelmedi. ben karşı evin çatısına çıkmaya falan çalıştım beceremedim. sonra bu amını koyduğumun hayvanından geldi bir tane, gagasının siktiğim benim kuşun kafayı gagalarının arasına aldığıyla koparması bir oldu.. gözümün önünde oldu lan bi de. bilen bilir böyle su şişelerinin kapak kısmına balon takıp silah yapardık taş atardık birbirimize işte ben hiç ses çıkarmadan gittim onu aldım hiç ürkütmeden bu anasını siktiğimin kargası kuşumu yerken kafasından taşla vurdum bunu. afallayınca da daha büyük bir taş ile ezdim direk başını. hayatımda ilk defa intikam hırsına böyle yenik düşmüştüm. hala çok derin yaradır hem kumrumun gözümün önünde ölmesi hem de bir kuşun kafasını ezmem.