bugün
yenile

    geç kalmak

    16
    +
    -entiri.verilen_downvote
    ameliyat sebebi ile hava değişimi izninde, evimdeyim. insan uzakta iken nedense bütün aile üyelerinin birbirine daha fazla kenetlendiğini, sıkı sıkı sarıldığını zannediyor. oysa güzeller güzeli hanemi üzerinde zifiriye çalan kapkara bulutların cirit attığı bir dönemde buluyorum. babam anneme küs, annem kız kardeşime dargın, o da küçük abisine öfkeli. kimse kimsenin yüzüne dahi bakmıyor. ben aralarında kalmışım, çok zor durumdayım. onlarla aynı anda şakalaşamıyor, hiçbirine sözümü geçiremiyorum. sofraya sürekli içlerinden biri ya da birkaçı eksik şekilde oturuyoruz. deli gibi birliğime geri döneceğim günü özlüyorum. bir gün, kız kardeşim zaten kaale almadığı abisini, evlilik planları yaptığı kıza ispikliyor. abim seni başka kızlarla aldatıyor diyerek telefonu da suratına kapatıyor. söylediklerinde haklı mı haksız mı meçhul. ama gerçek şu ki, yediği halt boyundan büyük. merdivenleri güç bela tırmanıp terasa çıkmıştım o iğrenç gün. havadaki cehennem sıcağını bir nebze olsun yok edebilmekti tek niyetim. saat akşam suları. erkek kardeşim eve döndüğünde acaba neler olacak diye kafa patlatıyorum. telefonum bipliyor. bakıyorum. -abi, o gelecek birazdan yazmış kız kardeşim. belli ki çok korkuyor. normal tabi, korkmalı. bok vardı işleri arapsaçına çevirecek değil mi. "o" dediği de güya öz abisi. herkes kafayı yemiş. gene üzülüyorum. tamam birazdan inerim aşağı diye cevap yazıyor, gökyüzünü ve etrafı seyretmeye devam ediyorum. zaman su gibi akıyor. allah cezamı versin. beni yerimden zıplatan bir gürültü oluyor aşağıda. yarı sakat halimle fırlayıveriyorum lakin çok geç. ağabeyi, kız kardeşini ite kaka odanın tekine sokup içeriden kapıyı kilitlemiş, dövüyor. her darbeyi hücrelerimde hissediyorum. ödüm kopuyor. eline bir şey aldı mı bu çocuk? beşinci kattayız. açık pencereler... gerizekalı ibra. annem aklını yitirmişçesine haykırıp duruyor. onu öyle görmek kahredici. mahvoluyorum. kapıyı yumruklamaya, omuzlamaya, tekmelemeye başlıyorum. sunta paramparça hale geliyor ama kapı açılmıyor. oracığa yığılıyorum. odadan sesler yükselmeye devam ediyor. o kadar çaresiziz ki. kimbilir ne zaman sonra dışarı çıkıyor adam. bizim biradere hiç benzemeyen birine dönüşmüş. kuduz gibi bakıyor. diğer yanda pek sevdiğim o kusursuz saçları darmadağın şekilde yüzüne dökülmüş bacım var. hıçkıra hıçkıra ağlıyor. kalbim, ah kalbim. güç bela atlatıyoruz zor dönemleri. hepsi vakit ilerledikçe olgunlaşıyor ve yumuşuyor. şimdi her şey yolunda çok şükür. fakat erkek kardeşimi elindeki bıçakla odaya daldığını, bıçağı görür görmez düşünce yetisini yitiren savunmasız kızın kendisini pencereden aşağı atmasını hayal ediyorum hep. kabuslar görüyorum. sahiden ucuz atlatmışız. geç kalmak, bazı şeyleri pahalıya ödetebilir. ve ödetirken bile telafisi olmayabilir o bazı şeylerin. olayın ardından telefonumu elime aldığımda okunmamış yeni bir mesajla karşılaşmıştım. koskoca adamım, ne zaman aklıma gelse hala gözlerim dolar: -abi, o geldi.
    ... diğer entiriler ...