bugün
yenile

    hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları

    5
    +
    -entiri.verilen_downvote
    öyle çok garibanlıklar yaşamadım ben, umarım da görmeyiz öyle günleri. ama benim ufaklığımda şu anki kadar rahat da değildik. bankada büyüdüm ben. anaokulu ve 1. sınıf boyunca, ki ben 4 yaşında başladım anaokuluna çünkü ne şehir içinde bana bakabilecek kimse ne de bakıcıya ayırabilecek kadar bütçemiz vardı, okuldan çıkınca herkes eve giderken annemin çalıştığı bankaya gelirdim. mesai saati bitene kadar bi köşede oturur ödev yapar, resim çizer mesai bittikten sonra da güvenlik görevlisiyle şube içinde kağıttan top ile maç yapardık. mesai bitimi dediğim de bankaya insanların girme saati ha, o dönem kriz falan vardı bankalar 10-11 e kadar çalışırdı. uykum geldiğinde iki tane döner sandalyeyi birleştirir onun üstünde uyurdum. şube müdürü de istemezdi beni orada, anneme her fırsatta "şu çocuk problemine bir çözüm bulun" derdi. dolayısıyla gıkım çıkmadan bir köşede otururdum o oradayken. beni çekingen ve daha oturaklı, ağırbaşlı bi insan yapan şey de tam olarak bu yıllar oluyor herhalde. neyse, dediğim gibi garibanlık yok pek olayın içinde ama benim küçüklüğümle alakalı hatıralarım da hep bunlardan ibaret. bir banka şubesi, istenmeyen çocuk, şubenin yanındaki lokantanın kurufasulye-pilavı, uyumak için birleştirilen sandalyeler ve şube müdürü yokken oynanılan oyunlar..
    ... diğer entiriler ...