Size çaresizlikten bahsedeyim
Yatay ve dikey çaresizlikten
Tırnak diplerinden, saç uçlarına kadar olandan
Ve hala içinden çıkamadığım bataklıktan.
Keşkeler dolu, huzurdan uzak
Ve kafamın içinde ki seslerden
Size kendimden bahsedeyim
Enine ve boyuna benden
Yatıralım bir masaya beni
Keselim ortadan ikiye
Yarısı kelime yarısı çaresizliktir
Hep bir çırpınış içinde hayatım
Hep bir kaçış
Bir tek kendimden kaçamıyorum
Bir tek annemin gözlerinden
Size umuttan bahsedeyim
Beni ayakta tutan o ince ipten
Kopsa, kopacak hayatla bağım
Ve kahkahalar atarak gideceğim
Hepinizin gideceği o son durağa
İçinde pişmanlık olan kadınlar olacak
İçimde pişmanlık olanlar da
Sesimin ve gülüşümün azaldığı gibi
Yavaş yavaş azalacak umudum
Ve sonra bir gün...
Size gitmelerden bahsedeyim
Avaz avaz sessiz çığlıklar atarak
Sesini kimseye duyurmadan
Sessizce olan gidişlerden
Bir devrim gibi
Yeni bir gün gibi
Ve bir çığ gibi olan
Size ayrılıktan bahsedeyim
Ölümün eş anlamlısı olandan
Tüm kemiklerinizin tenine battığı
Ve doğuma eş değer olan o acıdan
Susmayı öğretiyor insana
Azala azala susmayı
Ve sonra bir gün
Bir ölüm gibi sessizce gidiyorsun
"Ölümü özlemeyen, aşkı bilemez."
Çok özledim.
Mehmet YEL