bu yıl düzenlenen 76.
cannes film festivali'nde en iyi film ve yönetmen ödülünü alan nefis film. koca filmde sadece bir veya iki yerde konu az da olsa sığlaşıyor. onun dışında çok çok çok iyi bir film. konu itibariyle, karı koca yazar olan çiftten erkek olan bir gün şüpheli bir şekilde ölüyor ve olayın az da olsa tek tanığı, ikilinin yıllar evvel kör olan erkek çocuğu.
koca hikaye
evlilik ekseninde devam ederken
aile,
şiddet ve
önyargı konusunda herkes bir diğeriyle yüzleşiyor. ve tabi ki, bir de kendiyle.
mahkeme sahneleri çok çok çok iyi olmakla birlikte diyaloglar yönünden eşsiz bir filmdi. çoğu insan başrol
sandra hüller'i çok beğenmiş ve
merve dizdar bu kadının elinden bu yıl en iyi kadın oyuncu ödülünü cannes'da nasıl almış diye sorgulamış ancak bence o kadar da iyi bir oyunculuğa sahip değildi. filmin yönetmeni
justine triet ise cannes'da en iyi yönetmen ödülünü tarihte üçüncü kez kazanan kadın yönetmen olmuş.
---
spoiler ---
hikayenin belirsiz bir sonla bitirilip katilin gerçekte kim olup olmadığının belirtilmemesi çok güzeldi. adam gerçekten intihar mı etti yoksa karısı mı öldürdü, hiçbir zaman bilemeyecek olsak da şahsi fikrim kadının öldürmüş olacağı yönünde. hem çocuğun sonlara doğru köpeği üzerinde yaptığı deney ve babasıyla arabada yaptıkları konuşma hikayesi az da olsa bunu kanıtlıyor. bir de annesinin beraat ettikten sonra bunun yanına gelip çocuğun göğsüne başını koyması ve çocuğun onu affeder gibi davranması yine fikrimi az da olsa destekliyor. gerçi filmin en sonunda köpek gelip kadının yanında uyuyor ama bence katil kadındı. katilin çocuk çıkmasını çok isterdim ama. babasını bilerek değil de kazara öldürmüş olsaydı daha iyi olabilirdi. filmin öne çıkarmaya çalıştığı şeyin polisiye değil de ilişki dinamikleri olduğundan buna pek de takılmıyor insan.
---
spoiler ---