bir anekdot olarak Timur'un kılıcı Buhara Emirliği tarafından Kurtuluş Savaşı sırasında destek amacıyla çeşitli armağanlarla birlikte Ankara hükümetine verilmiştir.
Atatürk bu kılıcın İzmir'e ilk girecek olan subaya verileceğini duyurmuştur.
İzmir'e ilk giren subay olan Yüzbaşı Şerafettin Bey bu şerefe erişmiştir.
Günümüzde bile bizden kopuk olarak gördüğümüz Türkistan Türklerinin 1920'ler gibi iletişimin ve bilgiye erişimin oldukça kıt olduğu, modern anlamda milliyetçilik kavramının yeni yeni ortaya çıktığı ve Avrupa dışındaki bölgelere Avrupa'ya nazaran çok daha az nüfuz ettiği bir dönemde, üstelik Rus yönetimi altındayken Anadolu'daki kurtuluş mücadelemizin farkında olmaları ve Anadolu Türklerini kendilerinden bilip bu mücadeleye destek olmaları Türklük bilincinin sandığımızdan çok daha eski ve güçlü olduğunu ortaya koyuyor. Bağlarımız sandığımızdan çok daha derin ve kuvvetli.
Çok kısa bir süre öncesinde din kardeşimiz olarak görülen ve yüzyıllarca aynı devlete tabii olarak aynı coğrafyada yaşadığımız Arapların ihanetini tecrübe ettikten sonra yüzyıllarca uzak coğrafyalarda yaşadığımız diğer Türklerden gelen bu hareket milliyetçiliğin ne kadar önemli olduğuna ve insanın özüne olan bağının asla kopmadığına dair müthiş bir örnek.
ayrıca İzmir'in fatihi Timur'dur. Osmanlı Timur'dan sonra İzmir'i 10 günlük kolay bir kuşatmayla almıştır. İzmir'in fatihi Timur'un kılıcının yüzyıllar sonra, İzmir'e giren ilk Türk subayına armağan edilmesi bu bilince açık ve güzel bir örnek