bugün
yenile

    değişmek

    2
    +
    -entiri.verilen_downvote
    değişmek ne yazık ki ilerlemek ve gelişmek kelimeleri ile karıştırılıyor. bu birbirine karıştırılan 3 şeyin her biri aynı zamanda karıştırıldığı esnada hem kendinin hem de diğer kelimelerin içlerini boşaltıyor. sürekli de yapıyor bunu. * insanlığın ilerletilmesi * insanlığın değişmesi * insanlığın gelişmesi bir örnek verecek olsak; - 100 yıldır diktatörlük ile yönetilen bir yerde hakların, şartların iyileştirilmesi diktatörlüğün değişmesi değildir; gelişmesidir. - aynı yerde 100 yıllık diktatörlüğün daha kapsayıcı (eylem alanını genişletmiş olarak düşünelim), ömrünü uzatmış, mümkün mertebe geleneğine pek iyi kötü rötuşlar yapmaksızın onu idame ettirebilmişse burada ilerleme' söz konusudur. - değişim için ise yukarıdaki örneği de dahil ederek kapsamlı ama elbette yüzeysel bir şey söylemek istiyorum. şey'in kendi özünü teşkil eden şeylerin büyük ya da önemli paydasına ya da bütününe başkalaşması, ondan farklı hale gelmesi. pekala beni yanıltacak çelişkili örnekler sunulabilir. benim bile aklıma bir kaç tane geliyor şu an. özellikle maksadıma ve maksadımın amacına hizmet etmeyi haklı ya da doğru olmaktan yeğ görürüm. : duygusal ya da düşünsel bağlamda bir halt olduğunuzu zannettiğinizde -artık daha bir adam daha bir kadın olduğunuzu mesela- kendinize bu 3 kelimeyi yöneltin. teknolojiye bunu yöneltin. dinlere ve anlayışlara bunu yöneltin. çağlara bunu yöneltin. bir çok insan vardır ki, belki aramızda da vardır onlar; herhangi bir ideolojiyi yanlı ya da yansız farketmeksizin referans almaksızın hayatlarını kendi hür iradeleri ile sürdüğünü öne sürebilecek... daha alışık olduğumuz cümlerle; aga yok ya ne bilim ne siyaset ne din ne kadın, beni hiç bir şey bağlamıyor, ben kendimim ya kendim olmayı seviyorum faso fiso... tarım döneminin tanrıları ile savaş döneminin tanrıları farklıdır. aga' diye cümleye başlayan söz gelimi arkadaş/lar için diyeceğim şey -kusura bakmasınlar aramızdakiler- en sıkıcı ve en sıradan marjinaller onlar, her arka sokakta, her kaldırım kenarında, her balkonda bitiyor onlar. kendilerinin duygusal bağlamda, depremlerde olduğu dönemlerde anlaşılmazları, anlatılmazları ve metafizikleri artıyor, büyüyor. ekonomik olarak standartların biraz üstünde seyrettiklerinde ya da idame ettirilebelir bir çizgi tutturduklarında mantıklı yanı büyüyor. kıvrak bir insan zengin olanın alt yapısında neden sağduyu olabildiği halde çağının duygu durumuna yabancı kalışını, fakir olanın umarsızca yüceltmeleri -aslında yüce olabilecek olanı olsun bizim allahımız var seviyesine indirgemek- ile kendine güzergah biçtiği, hayatı üzerinden idame ettirebildiği stresi nasıl gözü gibi koruduğunu çıkarabilir buradan.
    ... diğer entiriler ...