bugün
yenile

    asosyal itiraf

    23
    +
    -entiri.verilen_downvote
    (#4407752) ben ne yaşadım aq? ben neler yaşadım? o geceden sonraki gün hayatım boydan boya değişti. o günden bir gün sonra bana kanser teşhisi konuldu. entry’i hatırlayanlar varsa belki öldü sanmıştır. ölmedim, yaşıyorum hala. içinizdekileri yanınızda olan insanlara çok anlatamıyorsunuz. zaten üzülüyorlar, daha çok üzülecekler diye. şanslıydım ki her anımda yanımda olmak isteyen çok insan vardı. buna rağmen kendi kendime konuştuğum kadar kimseyle konuşmadım. şimdi yaşadığım her şeyi 3. kadeh viskimi içtikten sonra süzgeçten geçirerek buraya yazacağım. sonradan okuyunca içimde neler değiştiğini görmek istiyorum. alıntıladığım entry’i okuduktan sonra “keşke tek derdim saçlarımın dökülmesi olsaymış.” dediğim gibi mesela. bu entry’e de kimseye olmadığım kadar şeffaf olacağım. anonim olmanın tadını çıkaracağım bu entry’de. başlayayım; neler oldu? işin benim için en can alıcı kısmından başlayacağım. ölsem bu kadar koymazdı bana. 4 yaşındayım. annemler tutturmuş ağzıma bir laf, “ben pilot olacağım.”. ne anlama gelir bilmiyorum bile. yaş oldu 7. sorular başladı, “büyüyünce ne olacaksın?”. cevap hep belli. pilot. insanın fikri değişebilir. benimki hiç değişmedi. hiçbir şeyin peşinden koşmadığım kadar koştum. ne gerekir pilot olmak için? dil, iyi gözler, iyi bir sağlık vesaire. küçüğüm o zamanlar işte. yemek yemiyorum. hastalıklı büyüdüm zaten alerjik astım falan. yediğim abartısız 2 çeşit yemek var. pilav ve köfte. 2 sene geçti, yaş oldu 9. biraz bilinçlenmeye başladım. ne yapmak lazımdı pilot olmak için? iyi görmek. araştırdım nasıl yaparım bunu diye. makarna bile yemeyen ben, havuç yemeye başladım. gözlerim iyi görsün diye. her gün bir havuç yerdim. yaşıtlarım televizyonun dibine girerdi. uzaktan izlerdim, gözlerim bozulmasın. bilgisayara iki saatten fazla bakmazdım, gözlerime zarar gelir. yaş kemale erdi, oldu 11. başka ne lazımdı pilot olmak için? yabancı dil. ingilizce derslerimiz başladı. pür dikkat dinliyorum. devlet okulunda okuyorum. kısa keseceğim, devlet okulunda okuyarak c1 seviyesinde ingilizcem var şu an. liseye geçtik lisede ikinci yabancı dil almanca. üzerine düştüm. yeterli seviyede almanca biliyorum. lise bitti üniversiteye gideceğim. dedim ki direkt pilotluğa gitmeyeyim. elimde bir mesleğim daha olsun pilotluğu sonradan kurs ile alırım. gemi makineleri işletme mühendisliği yazdım. yaz tatilinde staj var, naylon yaptım ispanyolca kursuna gittim. iyi kötü ispanyolca öğrendim. okulda seçmeli ders vardı, fransızca seçtim. temeli oluşturdum. yine staj vardı yine naylon yaptım belçika’ya halamların yanına gittim. fransızca’yı da yeterli seviyeye getirdim. hedef şu; okul bitince 4 ay ispanya’ya gidip ispanyolca’yı tamamen söküyorum. gemide de 2 kontrat atıp sermaye oluşturuyorum ve 5 dil sahibi olarak pilotluğa başlıyorum. son stajımı gemide yaptım 5 ay sürdü. bok da paspasladım, kasırgaya yakalandım gemi alabora olmaktan zor kurtuldu, geminin makine dairesinde sıcaktan baygınlık geçirip (60°C) ölümden döndüğüm de oldu. yav bir tanesi de koymaz mı amk? hepsi zevk verdi. hayallerimin peşinden koşmak, henüz ergenken kurduğum planların tıkır tıkır işlemesi o kadar hoşuma gitti ki anlatamam size bu seviyeyi. velhasıl kelam, stajım 5 ay sürdü gemiden şirket dolayısıyla inmek durumunda kaldım. şirketle anlaştım, kalan 1 ay stajımı tamamlayacağım ve 4 ay daha gemide mühendis olarak kalacağım. aylık maaşım $4750. 4. sınıfı da tamamladım ve şirketle irtibat halindeyim temmuz 2022 gibi gemiye çıkacağım. sonrasındaki pilotluk kursunu dahi ayarladım. aylardan haziran, bacağımda bir ağrı. mr çektirdim bir doktora gidiyorum diyor ki “senin yanında kimse yok mu? ailen nerede?” diğerine gidiyorum yine aynı muhabbet. sonra anladım ki kemik kanseri şüphesi varmış. tetkikler yapıldı, o esnada da alıntıladığım entry’i girdim işte. teşhis kondu. kemik kanseriymişim. teşhis konulduğu an benim 5 dil de götüme girdi, paspasladığım bok da. gemide geçirdiğim 5 ay vakit de. yakalandığım kasırga da. makine dairesinde sıcaktan bayılmam da. $4500 maaşım da. hayallerim de. yakından izlemediğim televizyon da. yediğim havuçlar da. kısacası 7 yaşındayken kurduğum, 18 yaşındayken adım attığım tüm hayallerim götüme girdi. sağ dizimin eklem kısmı komple alındı. bacakta 55 cm protez var. yaklaşık 8 aydır değnekle yürüyorum. tam olarak 8 dönemde verdiğim 108 ders boşa gitti. kalan 1 aylık stajımı tamamlayamadığım için diplomamı dahi alamadım. üniversite mezunu dahi olamadım. 2. sınıfta tuttuğum kaleme, 5 yaşındayken kendi kendime öğrendiğim okuma yazmaya, 5. sınıfta türkiye 3.’sü olduğum deneme sınavına, 1. sınıfa götürdüğüm beslenme çantasına kadar sövdüm. ameliyat olduktan sonra hastanede yatarken uykumda sayıklamışım “anne ben pilot olamayacağım, ben valla çok istemiştim.” diye. hemşireler, annem birbirine sarılıp ağlamış. o günden sonra babamdan gelen mesaj. herkes üzülüyor, ağlıyor sızlıyor da; baban yıkılınca sen 5 saniye dahi ayakta duramıyorsun. annem ağlayarak geliyor, “gelen allah’tan gelir” diyorsun. abin, ablan salya sümük ama sen dik durabiliyorsun. babamın “atlatacağız oğlum” derken sesinin titrediğini duyduğun an sen de ağlamaya başlıyorsun ama. alıntıladığım entry’den sonraki gün teşhisin kesinleşmesini beklerken abime mesaj attım, abi çıktı mı sonuç diye. cevap yok. evin üst katında yatıyorum. yanıma da 2 saattir kimse uğramıyor. sonra abimin öksürük sesini duydum. abimi de sikseler dükkanı bırakıp öğlen vakti eve gelmez. anladım mevzuyu. bağırdım aşağıya “abi kanser miyim” diye. ses yok. sonra ablam, abim ve yengem geldi yukarıya. hepsinin ağlamaktan gözler şiş. “atlatacağız abim” vs. indim aşağıya. bi sade soda açtım. verandaya çıktım. bir sigara yaktım. tek başıma ağladım. ölme ihtimalim olduğu için değil, hayallerimin yıkılma ihtimali olduğu için. o zamanlar farkında değilim tabi her şeyin. sonrası malum işte. kemoterapi alırken beni o halde görüp üzülmesin diye annemi telefonla konuşacağım bahanesiyle dışarıya yollayıp ciğerlerim çıkana dek kusmalarım, verdiğim 20 kilo, bir yudum su içip kusmayınca sevinçten havalara uçmalarım, kemoterapi esnasında yediğim yemekleri hala yiyememem. zor şeyler yaşadım. ama acayip bir arkadaş grubum var, ilkokuldan beri 9 kişiyiz ve yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez. yanımda nöbetleşe durmaları, belki bir şey isterim diye ağzımın içine bakmaları, saçlarım tamamen döküldüğüne hepsinin saçlarını sıfıra vurmaları vs. herkesin desteğini çok hissettim bu dönemde. yine hem meslektaşım, hem o 9 kişininin içinde yer alan, hem ilkokuldan beri arkadaşım olan kişinin gemideyken bu haberi öğrenmesinden sonra gemiden inmek için şirketten izin isteyip uçak biletine varana kadar alan, benim iknalarım sonucu gemide kalmaya devam eden dostum vardı. anlatsam sabaha kadar uzar bu liste. dostluğunu göremediklerim de oldu tabii ki ama dostluğunu görmek istediklerimin dostluğunu sonuna kadar gördüm. allah hepsinden razı olsun. onlar benim yanımda oldukça babamın, annemin, ablamın, abimin mutluluğu gözümün önüne geldi şimdi. kendim için değil de en çok onlar için seviniyordum o zamanlar da. yine velhasıl kelam, 24 saatlik günün 20 saati seruma bağlı olduğum günleri de atlattım. işin son raddesi. tedavim tamamlandı, son tetkikler yapıldı. onkoloğa gittim, her şey temiz çıktı. ağlayarak babamı aradım. “baba her şey bitti, kanseri yendim.” dedim. babam konuşamadı. karşılıklı ağladık. her şey bitti sözlük. yendim kanseri. saçım sakalım yeniden çıktı. yeniden kendimle barıştım. şapka takmayı bıraktım. bazen değneksiz de yürüyebiliyorum. kendime geldim. egzersizlerle, yüzmeyle bacağı güçlendirmeye çalışıyorum bu günlerde. peki şimdi ne yapıyorum? bok paspasladığıma bakmayın, o hayallerime ulaşmak içindi. ailemin durumu yeterli. en azından bu konuda şanslıydım. mecburi olarak aile şirketine döndüm. anonim olduğum için rahatlıkla söyleyebilirim, bakkal hesabıyla yönetilen milyonları bir muhasebe sistemi kurarak kayıt altına aldım. ben ceo oldum. babam yönetim kurulu başkanı. diğer diller pek yaramasa da, ingilzceyi iyi kullanarak, fuarlarda fabrikamızı iyi pazarlayarak şirketin ilk ihracat anlaşmasını imzaladım. belirli aylarda yurt dışı seyahati yaparak hem keyifli vakit geçiriyorum hem de iş yapıyorum. çıkmaz sandığım yer bir virajmış meğer. o virajı döndüğümde karşıma çeşitli fırsatlar çıktı. o yüzden hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmayın. çok uzattım ama bunlar hissettiklerimin yarısı bile değil. burada bitiriyorum. allah sizi, ailenizi bu tür musibetlerden uzak tutsun. düşmanımın başına bile vermesin. içimi dökecek böyle bir platform olduğu için çok şanslıyım. hepinizi seviyorum ve öpüyorum. alıntıladığım entry’i ilk girdiğim zaman bana destek olan herkese de selam olsun. adettendir, hayırlı forumlar.
    2geçmiş olsun, çok sevindim senin adına. - kıpçak bey 11.05.2023 04:18:25 |#4540984
    2çok geçmiş olsun yaser. allah bir daha yaşatmasın. - daddy is here 11.05.2023 12:15:42 |#4541033
    ... diğer entiriler ...