yorgunum ve fiziksel değil.
24 yaşındayım ve ruhen ölmüş gibiyim. pazarda annesini kaybedip sağa sola bakan o küçük çocuğum. ne yöne gideceğimi bilmeden sağıma soluma bakmaktan başka yapacak bir şeyim yok. ileriye dönük herhangi bir planım yok. ki plan yapacak takatim de yok.
yeni insan tanımaya, birilerinin beni anlamasını sağlamaya mecalim yok. yorgunum. ve işin kötüsü de şu ki bana neyin iyi geleceğini; nerede, nasıl, hangi şekilde dinlenebileceğimi bilmiyorum.
(#4531402) günlerdir bu mesajı okuyup okuyup duruyorum. yüzü asık, stresli ve tek kelime etmeyen bir insan. ve kimsenin bir ömür geçirmek istemeyeceği o insan(mışım). bunu ömrümü beraber geçirmek istediğim insandan duymak da bi ufak dokundu, bi ufak ama.
(bkz: tecili bozdurup askere giden erkek)
en sonunda bundan olacak sanırım. bir çözüm veya kafayı resetleme isteğinden değil. az önce verdiğim pazarda kaybolup sağa sola bakan çocuk örneğinde ki gibi sağa sola baktığımda tek yolun bu olduğunu görüyorum. en azından döndüğümde küçük de olsa planlar yapmak için.
entirinin anlam ve önemi için de
şu şarkıyı şöyle iliştirip kaçayım, bye.