bugün
yenile

    suriyeli sığınmacılar

    21
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Çok özür dileyerek bir şey söylemek istiyorum. Yazmazsam içimde kalacak çünkü. Hiçbir zaman ırkçı bir insan olmadım, olmayacağım. Sığınmacı sorunu ile ilgili her şeyi Suriyelilerin şahsından uzak tutup sorunu başımıza açanlara yöneltmeye de çalışıyorum elimden geldiğince. Sorun onların varlığı ya da şahısları değil. Yanlış politikalar, art niyetli ve iş bilmez yöneticiler. Biliyorum. İnanıyorum. Kaç gündür gittiğim yardım merkezinde bir tane bile Suriyeliye rastlamadım. Türkmen ve Kazak fenotipe sahip insanlar gördüm, yüzüne, konuşmasına bakınca Kürt, Zaza, Laz olduğu anlaşılan yığınla insan gördüm. Hepsi bizim öz parçamız, canımız, ciğerimiz. Bir tane be bir tane Suriyeli, Arapça konuşan insan olmaz mı ya. Bu millet size evini, ocağını açtı be kardeşim. Bugün çıkan kyk yurdu ve yağma videolarını bile ayrı tutuyorum. Yağmacılıksa bizde de var, şerefsizlikse bizde de var; her millette olduğu gibi. Buraya bir ton link eklememe gerek yok bu konuda kanıt olarak. Hadi kötülük de eşitiz de, iyilik de neden değiliz? İşin acı tarafı da ne biliyor musunuz? Deprem bölgesi olan on şehrimizde yaklaşık 2 milyon kadar da Suriyeli yaşıyor. Kendi soydaşlarınız için bile elini taşın altına koyamamaları çok üzdü beni. Çünkü iyi kötü 12 senedir beraberiz, hiç düşünmek istemiyorum ama belki nice 12 seneler de beraber olacağız. Millet dediğimiz kavramın gayri resmi tanımı; aynı kederi ve sevinci paylaşan, aynı örf ve adete sahip, aynı dili konuşan insanlar topluluğudur. Bizim sizle örf adetimiz uyuşmaz, bizim sizle dilimiz uyuşmaz. E birader sizin bizle kederiniz ve sevinciniz de ortak değil ve hiç olmayacak anlaşılan. O zaman ne olacak? Hiçbir zaman aynı milletin insanı olamayacağız. Bir kara parçasında aynı şeye üzülüp sevinmeyen, aynı kültürü paylaşmayan, aynı dili konuşmayan insanlar yan yana belli bir süre yaşar. Sonrasına maraz çıkar. Birbirimizle dost olamadık, zaten bizim nezdimizde böyle bir ihtiyaç da yoktu, o zaman ister istemez düşman olacağız. Acayip canımı sıktı bu durum. Şu vakitte böyle bir konuda yazarken kelimelerimi doğru seçmeye, okuyacak arkadaşlarımı öfkeye sevk etmemeye çalışıyorum. Biliyorum ki bu yanlış ve faydasız ama içim yanıyor. Aynı anda birçok şeye üzülürken bu ayrıntıyı fark edip doğuracağı sonuçları düşündükçe ruhum sıkılıyor. Üzgünüm, nasıl ifade edeceğimi de, etmemin doğru olup olmadığını da bilmiyorum. Ekleme: Hadi bak yüzeysel düşünmemeye çalışayım, ben görmedim diye onların bir çabaları yok demeyeyim diyorum ama sizin bizden, bizim de sizden haberimiz yok o vakit. Finalde yine aynı yere çıkıyoruz, 12 senedir beraberiz ama en zor günde bile kaygımız ortak değil. Ben ne anladım o zaman bu işten... Ekleme: Şurda bir hafta önce anket yapsam, eğitimli ve genel toplum seviyesinin en az üç gömlek üstü insanlardan oluşan bir topluluk olmamıza rağmen, "Yunanlar hakkında ne düşünüyorsunuz" desem ve "olumlu" - "olumsuz" diye de iki şık koysam. Her ne kadar dışarıya örnek insan olarak gözükmek isteseler de insanların en az yüzde 40'ı "olumsuz" şıkkını seçer. Ki belki tarihsel süreçteki uyuşmazlıklarımıza bakıp "olumsuz" demekte kendilerince de haklılardır. Lan olum şu gün Yunanla can ciğer olduk, İsrail ile can ciğer olduk da sizden bir şey göremedik ya, ağrıma gitti bu benim biraz...
    ... diğer entiriler ...