suriyeli sığınmacılar

türkiye'den siktirip gitsinler.

kanının son damlasına kadar vatanını savunmayanlara diyecek sözüm yok benim

bolu gibi muhafazakar bir ilde gay suriyeli çift bile gördüm daha da lafım yok. (bkz: kimsenin kimseye garışmaya hakkı yok)

bu amk un çocuklarının ülkesinde savaş bitsin de siktirsin gitsinler amk un çocukları ya dün aynı gün 2 türk mülteciler tarafından öldürülmüş. ulan her hafta bir olay ya kıza bakma mevzusu ya başka bişey. dün mersinde gece 12 de bağırarak konuşup nargile içen suriyelileri uyumak ve sessiz olmalarını istediği için uyaran 24 yaşındaki bir vatandaşımızı öldürmüş suriyeli bir orospu çocuğu , yine aynı gün istanbul sultangazide mevzu çıkmış mültecilerle 23 yaşında bir kardeşimiz afgan bir yavşak bıçakladığı için vefat etmiş. valla çıldırıyorum ulan şerefsizlere bu kadar yardım yapıyoruz duruma bak insan minnet duyar lan ben mülteci olsam allah korusun o gittiğim ülkedeki herkese minnet duyarım rahatsız olmasınlar diye elimden geleni yaparım orospcugklarına bak kaç oldu bu kaç!!

bu kadar türk evladını öldürdükleri yetmezmiş gibi öldürdükleri insanların vergileriyle,döktükleri alın terleriyle yaşıyorlar bu ülkede.kendi ülkelerini bile korumaktan aciz insanların bizim ülkemizde doğru düzgün yaşamalarını bekleyemeyiz zaten.

amk çocukları benden mutlular. sikerim böyle adaleti genç yaşta götümdeki kıllar ağardi.

seven varsa onlarla birlikte yallah suriyeye arap sevici milli şuurdan yoksun insanlar

herkes ülkelerine geri dönsün diyor. bence isveç'e gitsinler. ben de suriyeli olsam ben de geri dönmem. sanki bana iskandinav ülkesi amına koyim. ayrıca son bir haftadır kendileri üzerinden çok pis bir kaos planı uygulanmaya çalışılmakta. önce atatürk denendi, sonra kadına şiddet, sırada suriyeli mülteciler. türkiye'de görünen hiçbir olay göründüğünden ibaret değil. hatta göründüğü, hiç değil. tam da şu an mesela tsk suriye'de operasyon yapıyor. afrin ypg'den temizlenmek üzere. burnumuzun dibinde ülkeler yeniden şekilleniyor. sikine takan yok. şaka gibi. herkes görünen aptallıklarla uğraşıp kendi kendini gaza getiriyor.

sanki onlar değil de biz sığınmacıyız gibi

sığınmacısı mı kaldı amk kral gibi yaşıyorlar ne hesap soran var ne de bir şey diyen

buyuk resmi goren yazarlari tanimamizi saglayan baslik

birkaç gündür bu konu hakkında yazmak istiyordum fakat bu sıralar sözlüğe pek vakit ayıramadığım için ertelemek durumunda kaldım. öncelikle ülkemizin suriye politikasının yanlış ilerlediğini düşünmekteyim. yaklaşık 6 yıl önce suriye olaylarının başlamasından sonra pkk daha sonra 17 25 aralık süreci derken fetö yapılanması çıktı. işler dallanıp budaklandı. bi ara araya ab de kaynadı. mülteci politikası bir oraya bir buraya derken karman çorman oldu. hükümetimiz de bu konuda gerekli tedbirler almadı maalesef. bu bir kenarda dursun. öncelikle bu yazıyı yazmaya asıl beni iten şey bu sabah haberlerde gördüğüm görüntüler oldu. gaziantep'te milletimizin insanları ayaklanmış suriyelilerin evini taşlıyordu. polisler de evden sığınmacıları güvenli şekilde çıkarmaya çalışıyordu. evden çıkardıkları biri gözüme çarptı yaklaşık 75 80 yaşlarında bir dede. bembeyaz sakalları var. neye uğradığına şaşırmış. daha çok korkmuş. polisler onu da götürüyor. bugüne kadar milletimle her zaman gurur duydum. hala da duyuyorum. ama bu görüntüler beni kırdı. onurumu zedeledi. "türk olmak bu mudur?" diye düşündüm. "ülkesine sığınan insanları taşlamak var mı bizim töremizde?" yazık. gerçekten. bu sokaklarda taciz olaylarıyla veya hırsızlık olaylarıyla gündeme gelen suriyelilerden bahsetmiyorum. onlara halk dilediğini yapabilir. hatta direk sınır dışı edilmeliler. benim bahsettiğim kimseler bu evlerde oturan insanlar. hiç bir olaya karışmamış, buraya sığınmış ve burada yeni bir yaşam kurma çabasında olan insanlar. i̇nsanlığımız nerede? geçen akşam yozlaşmışlığımızla ilgili entry girmiştim. bu olaylar da bu yazıyı maalesef ki tasdik eder nitelikteydi. bir de bahsetmeden edemeyeceğim. mezun olduğum lisede arapça dersini suriyeli bir öğretmen veriyordu. asıl mesleği öğretmenlik değildi tabiki. suriyedeyken hakimlik yaparmış. daha sonra olaylar çıkınca türkiye'ye yerleşmiş. burada yeni bir düzen kurmuş ve öğretmenliğe başlamış. önce kendisini takdir ettim daha sonra örnek aldım kendime. bu kadar zorluklarla kurduğu hayatını bozup başka bir yerde hayat kurmaya çabalamış. ve başarmış. bize de sadece derste değil ders dışında da o kadar iyi öğretmenlik yaptı ki sağolsun. ben hayatımda onun kadar güvenilir başka biri tanımadım diyebilirim. şimdi önümde böyle bir örnek varken ben vicdansızca çıkıp bunların sınır dışı edilmesini savunamam. olan oldu bir kere. sorunluları ayıklayıp sınır dışı edeceksin. ve bundan sonra politikanı iyi belirleyip ona göre alacaksın sığınmacıları. unutmayın her millette iyi ve kötü insan vardır. dünkü görüntülerde görüldüğü üzere... önemli olan bunları ayırt edebilmek.

2 gündür bizim köydeyim. köye geldiğimde birkaç tane daha önce hiç görmediğim minik çocukla karşılaştım. dedemlere sorduğumda suriyeli olduklarını öğrendim ve özellikle bir tanesi çok gözüme çarptı. adı abdurrahman imiş. abdurrahman 11 yaşında, küçük olmasına rağmen çok olgun davranıyor, zaman zaman dedemin evinde bahçede iş olduğunda onlarla uğraşıyor ve bana en ilginç geleni de camide müezzinlik yapıyor. ezan vakti geldiğinde ezanı okuyor, namaz bitince de tesbihat yaptırıyor. o küçücük çocuğun bunları yapması ilgimi çekti, hoşuma gitti ve beni duygulandırdı. bizim köyde olmasa da türkiye genelinde suriyeli diye dışlanan bu minik insan, sağda solda dilenmek veya insanlara eziyet edip zarar vermek yerine çalışıyor. elinden ne geliyorsa her konuda onu yapıyor. tamam belki bazı suriyeliler gerçekten insanı sinir ediyor, pislik ve nankörlük yapıyorlar fakat bu tüm suriyelilere yıkılacak bir şey değil. aynı şeyi yurt dışında yapan türkler de var eminim ki, hatta bilenler illa ki vardır youtubeda "crazy türk" isimli bir kanal var. adam sokakta kızlara sarkıntılık yapıyor hatta burda yapsa linç edileceği saçma cümleler söylüyor kısaca tacizin kralını yapıyor. şimdi bu adam böyle diye tüm türkler şerefsiz diyemeyiz zaten değil de. uzun lafın kısası bu suriyeliler arasında abdurrahman gibi de bir sürü insan var. bu husustaki ricam onları hir görmeyin, önyargı ile yaklaşmayın. ha tabii bazıları zaten o saygıyı hak etmediğini çok kısa sürede gösterir, onlara karşı saygı göstermezsiniz olur biter.

ülkemde kalmalarını istemiyorum. başlıca sebeplerim vatanlarını terkedip kaçmaları ve sığındıkları ülkeye nankörlük etmeleridir. tamam hepsi aynı değil tabi ki fakat kurunun yanında yaş her zaman yanar.

geçenlerde günübirlik gezmek için gittiğim bursa'da ülkemizde vicdansız kesimin arttığını gördüm. akşam saatleriydi, arkadaşla bursa'dan ayrılacaktık artık ama i̇doya nasıl döneceğimiz bilmediğimiz için metrodaki güvenliğe soralım dedik. güvenlik de başka biriyle konuşuyordu. o sırada 4 suriyeli kadın ve 1 çocuk metroda turnikelerden geçmişti. turnike dediğime bakmayın değişik bir şey sağa sola açılan iki panel şeklinde siz geçtikten sonra hemen arkanızdan kapanıyor. tabi güvenlik arkasını dönünce suriyeli kadınları gördü. kadının tekinin kolundan tuttu 2 kere daha bas dedi. kadın da anlamıyor tabi çevresine bakıyor biri açıklasın diye. diğer kadınlar da korkulu gözlerle bakıyor etrafına. adam bir daha bağırdı. kadına bir kişilik basıp iki kişi geçtiğinin muamelesini yapıyor ama imkan yok öyle bir şeyin çünkü cidden hızla kapanıyor. adam baktı anlamıyor kadın, kadını tuttu turnikelerin dışına attı. elinden de aldı kadının kartını. 1 kere bastı ikinciye bakiye yetmedi. bu sefer de kadına git şuna yüklet de bas diye emir verdi baya. kadın yine anlamıyor tabi arapça bir şeyler anlatmaya çalışıyor. adam aynı şeyleri söylemeye devam ediyordu sonra başka biri teyze gel senin yerine basayım diyip bastı da kadın geçti. biz de bu olayı görünce bu şerefsize sormadık tabi gidip başkasına sorduk. biz giderken de hala yanındaki güvenliğe anlatıyordu "bunlara böyle yapacaksın işte zaten gelmişler rahat rahat yaşıyorlar." her ne kadar hoşunuza gitmese de vicdanınızı kaybetmeyin sevgili sözlük.

bugün bi olaya şahit oldum. pazardayım salatalık tezgahının önündeyiz annem 1 kilo mu 2 kilomu alsak falan diyodu kafamı sola çevirdim önce bir tane 20 25 yaşlarında birisi alıcakmış gibi baktı ama arada yere 5 6 tane salatalık döktü sonra bıraktı arkasına bakıp işaret etti ve gitti.aradan 10 saniye geçmeden elinde poşetleri olan küçük kız (7 8 yaşlarında) geldi yere eğilip farkettirmeden alıp gitti. şaşkınlık içerisinde bakakaldım. aradan 10 dakika geçti aynı kız dilenmek için dikildi karşıma.

ufak ufak gitseniz mi artık..

bm idlip bölgesinde olası bir savaş durumu sonrası sivillerin türkiye'ye alınması gerektiğini söylüyor. buda yaklaşık 1 milyon daha suriyeli demek oluyor.

"sığınmacı?" tepkisini verdirten başlık. (bkz: sömürgen)

avrupa sınırlarını türkiye’ye açarsa bu iş huzur içinde çözülür. ekonomik kriz götümüze girmiş avrupa hala ‘seri suriyeli getir kardeşim’ diyor. siktirin lan oradan. türkiye’nin acilen osmanlı olmadığını kabullenmesi gerek, burası ortadoğu her olayda kendine pay çıkarırsa olan türkiye vatandaşlarına olur. i̇ktidardaki arkadaş arkasına dahi bakmaz. freni patlamış arabada uçuruma yuvarlanıyoruz.

alın biraz da şu habere nefret kusun bakalım, tatlı hümanistler.

Onlar da insan güzel şartlarda yaşamaya hakları var ayrıştırılmadan insan muamelesi görerek ırkçı biri degilimdir çünkü iyi ya da kötü biri olmanın ırkla alakası olduğunu düşünmem ama arkadaşlar babamın yanında çalıştırdığı bir tane eleman var suriyeli geçtiğimiz aralık evlendi gelin getirdi ev kirası yok konteynerda kalıyor elektrik su parası yok televizyonları var ellerinde çok iyi telefonlar evlenmeden önce 2.300 alıyordu evlenince babamdan zam istemiş babam da zam yapmayalım ama pazar ihtiyacını ben ödeyeyim demiş ilk başta tamam demiş sonra baktık işleri düzgün yapmamaya kaytarmaya başladı babam zam yaptı 2.600 almaya başladı bu sefer pazar harcını da bize kitlemeye telefonuna tl yüklettirmeye maaşının hepsini bir kenara koyup diğer tüm ihtiyaçlarını bize ödetmeye başladı üstüne bir de karısı hamile kaldı bir gün dayanamayıp sordum siz bir düzene sahip değilsiniz ne olacağı belli değil yarın hadi gidin buradan deseler ne yapacaksınız böyleyken neden çocuk yaptınız dedim Allah rıskını verir diyor konteynerda klima yok diye yakınıyor kışın soğuk diye yakınıyor kömürünü odununu biz alıyoruz ekmeklerini biz alıyoruz bunun daha önce de abisi çalıştı o da böyleydi ha bu arada işi de çok ağır değil bence maden işçileri inşaat işçileri çok daha ağır şartlarda çalışıyor bayağı bir dert yandım ama arkadaşlar zaten kurnazlık yapmasa hakkını vererek çalışsa babam ona iyi bir maaas verecek ama adam adam dediğime bakmayın 21 yaşında kurnazlık yapıyor sadece sabah 6 -9 akşam 6-9 çalışarak 2.600 alıyor onda da tam bir çalışma diyemeyiz altına kendi araçlarımızdan vereceğiz istediği zaman gidip gelecek kimse nereye gidiyorsun demeyecek zekatları falan hep buna vereceğiz ooo ne var böyle işe

Ya o değil de nerelisin diyorlar Hatay diyorum ha suriyelisin yani deyip gülüyorlar sonra çok komik aq Neyse Hatayspor Şampiyon shsksnsjs

Faizsiz finans sisteminde çalışıyorum. Karşıma gelen suriyelinin ev almak istiyorum demesi. ve sadece on dakika önce telefondaki bi adamın maddi zorluklarını anlatırken ağlaması... bence gitmelerinin zamanı çoktan geldi.

Dağdan gelip bağdaki üzüme göz diktiler.

Taksimde çatır çatır eğlenenleri de vardır. Link Yalnız hakikaten çok mazlumlar ha. Sıfır ironi. Alayını toplasan ve hepsini karakter/ahlak/iyilik/dürüstlük testine soksan ve istisnasız tüm sığınmacılar bazı davarların sandığı gibi alçak namussuz insanlar bile olsa hakikaten çok mazlumlar. Sığınmacı popülasyonunun niteliğinden bağımsız bir şekilde mazlumlar. Arsızı, hırsızı dahil. Gece bir yerde toplanıp azıcık eğlenelim diyosun gündem oluyor. Muazzam ya. Birkaç sene önce filistinli bir baba kızın videosu çıkmıştı avrupada bir yerde. Sokak sanatçısı çalıyordu, baba kızını videoya çekip dans etmesi için ısrar ediyordu. Üşenmesem bulup eklerdim buraya. Neyse işte, ufak bir an ama epey tatlı bir videoydu, günlerce viral oldu o filistinli kızın avrupa sokaklarındaki kısa dansı. Kimse lelölö yapmamıştı. Herkesin içi ısınmıştı. Ama işte Suriyeli Necip Taksimde iki zıplayınca göze batar. Batar yani. Yılların getirdiği politik, sosyal ve ekonomik travmaların ardından bizim Suriyeli Necip yürüyen merdivende öyle dursa bile yine göze batar. Bu kitlesel gerilimi anlıyorum anlamasına da bu Suriyeliler hakikaten mazlumlar ha. Erdoğan diktatöryasına, yıllardır süregelen ideolojik siyasete lafını geçiremeyen bu öfkeli kalabalık gariba Necip’in üstüne gitmekten arlanmıyor. Benim zoruma gidiyor bu fevrilik, bu pervasızlık. Kılıcınızı doğru yere sallayamıyorsanız edeblice kınına geri sokunuz. Ben sıkıldım bundan çünkü. İki tane fazladan çocuk yapsan Tavşan gibi ürüyor bunlar denilir. Halbuki doğa yasası gibi bir şey bu. Riskler ve çevresel şartların zorlayıcı etkisi ne kadar artarsa üreme güdüsü de o kadar artar. Sen burada götünün rahatıyla 1 tanecik çocuğunun 25 yıllık hayatını neredeyse kusursuz planlarsın neredeyse hiç sekteye uğramadan tıkır tıkır işletirsin. Sosyal devlet sana bu imkanı verir bir yerde. Risk planlamanı ona göre yaparsın. Konfor ve güvenlik arttıkça çocuğa yatırım yapman daha kolay hale gelir. Öbür türlüsünde 1 tane yapayım az olsun temiz olsun diyemez kimse. Evi bile olmayan insana bakabileceğin kadar çocuk yap demek baya ahmaklık. Öyle bir orta vadeli planlama yapılacak bir konum değil mültecilik. 15 yaşına kadar büyütürsün itin biri sniper’la vurur köksüz kalırsın. Basit hayvani güdüler işte. Oturduğun yere yayılıp “yağğv kendine zor bakıyon bir de bir sürü çocuk yapmışsın, cahil bunlar” demesi kolay tabii ama o işler öyle olmuyor. İnsan doğası neden üremek ister, neden çocuk yapma arzusuyla dolar bilmeyince böyle oluyor tabii. Çocuk=yatırım demektir. Finlandiya’da da Afganistanda da böyledir. Bir de bunlara vatan haini falan diyoruz. Bu herifler harbiden mazlum ha. “Türkiye’den siktir olup gitmek” kalıbının her geçen gün biraz daha trend hale geldiği bu akp hegemonyasında Suriye bataklığından kaçabilen adamlara “Genç delikanlısın git savaş len amk” demek de epey şov yani. Senin ülkendeki her 3 gençten 1 tanesi bırak Suriyeyi buradan bile gitmek istiyor. Üstelik görece daha bağımsız daha özgürlükçü olduğu halde. Senin ülkende ne kadar sanatçı, mühendis, yazar varsa alayı yurt dışında yaşıyor. Aramızda kalsın epey de keyifleri yerinde, ara sıra onlar da eğleniyormuş sokaklarda. Yav nere gidiyonuz gelin savaşalım demiyor, diyemiyor, sen de aynı yere gözü dikiyor ama yine de Suriyelilere çükünü kaldırmaktan da geri durmuyorsun. Kurtuluş savaşıyla falan kıyaslanıyor ya iyice deliriyorum. Suriyenin durumu öyle bile değil. Bugün dalga geçtiğimiz ak troller olmasaydı hepiniz Fetö iktidarı altında hayat sürüyor olacaktınız muhtemelen. Ortada bir vatan savunusu varsa onu en yakın geçmişte aktroller yapabildi. Zorunuza gidiyor bu gerçeklik biliyorum. Ama ben insanları rahatsız etmekten korkmam. Kaçınız o gece Akp’lilerle beraber sokağa çıktı? Kaçınız Gezide özgürlüğünü savundu? Kaçınız memleketteki herhangi bir gayri insani mesele için elini taşın altına soktu? Kaçınız şu başımızdaki haramilerin karşısına geçip bunu yapamazsınız dedi? Tivit atmaktan fazlasını yapan kaç insan var bu memlekette? Bunu yıllar boyu yapmamışken, yapamamışken Suriyelilere şovenizm satmak baya tutarsız gözüküyor. Suriyelilerin Suriyede varlık mücadelesi gösterebilmesi demek zaten bunların hiçbirine benzemiyor ayrıca. Olum Necip harbiden çok mazlumsun. Nereye gitsen mazlumsun. Bu dünyada hiçbir yer yok sana rahat nefes aldıracak. Senin payına da bu düşmüş çekmene bak sen. Ben anlıyorum seni. Benim hiç keyfim yok. Benim için de eğlen. Kendi toprağın gibi bas, doyasıya eğlen. Zaten uzun zamandır bizim sandığın bu topraklar bizim de değil keyfine bak sen. Şu Tiviti gördükten sonra bu entryi girme gereği duydum. İyi geceler.

ülke vatandaşından daha çok ülkenin kaynaklarından faydalanan kitle

O zaman bir gerçek hakkında da konuşalım. Babam suriye'ye sürekli gidip oranın durumunu gözlemlediği ve gönüllü çalıştığı için az çok bilgi sahibiyim. Sınırda ışid, özgür suriye ordusu bir de Türk askerleri var. Ayriyeten bunların arasında kaynayan halk. Halkı zorbalıkla iki taraf da kendine çekmeye çalışıyor. Türk askerleri de bunları durduruyor. Halkı savunuyor. Çok fazla değiller orada. Çünkü çoğu göçtü. Geri kalanı da gelmek için fırsat kolluyor. Kanın kokusunu alan pkk da orada. Türk askeri oraya gönderilip bunları ayırıyor. Arada gücü eline almış, uyuşturucu, insan kaçakçılığı vs. Bir sürü kötülük peşinde koşan mafyalar da var. Çocukları uyuşturucu satmaya, kullanmaya zorluyorlar. Türk askeri buna engel oluyor. Devamlı mafya çatışmaları var. Ki bunlar da ya özgür Suriye ordusundan ya da ışid militanları. Özgür suriye ordusu dememe bakmayın, hiç masum değiller. Sadece toprak çıkarları için üstün olma çabaları var. Gel gelelim çatışmanın şiddetine. Karadenizin meşhur dağlarını mutlaka görmüşsünüzdür. Yemyeşil, sık sık ağaçlık. Öyle bir yer hayal edin. Ufak bir yolda giderken öldürülüyorsunuz. Direk hedef haline geliyorsunuz. Sık ağaçlıklar bile sizi korumaya yetmiyor. Şimdi baktığım zaman, dünyaya bir kez geldiğimizi varsaydığımızda bu karmaşanın içerisinde yer alıp ölmek cazip mi geliyor? Çoluk çocuğunuz, karınız varken ya da geleceğe dair idealleriniz varken toprak uğruna canınızdan olmak hiç iyi bir fikir değil. Devam edelim. Başka bir ülkeye geldiniz. Suriyelilere yapılan yardım, o ülkenin fakirlerine yapılan yardımdan çok daha fazla. Bakın, yakın zamanda gördüğüm için söylüyorum. Kaymakamlıktan maddi durumumuz olmadığını ispatlamamıza rağmen sadece 400 lira gıda yardımı aldık. Suriyeli olsanız, direk göze batarsınız. Peki bu sizin suçunuz mu (mülteci olarak)? Hayır, bu yardımı eşit miktarda paylaştırmayanda. Yine mültecisiniz. Topraklarınızı bıraktınız, başka ülkeye geldiniz. O ülkenin askerleri sizin vatanınızı savunurken, içiniz rahat olacak mı? Senin annen, baban, karın, çocuğun var. Ee oraya giden askerlerin de var. Şehit olduklarında haberde görüp için yanmaz mı? Yahu bu vatan benim, ben neden geldim demez misin? İçiniz rahatsa diyecek hiçbir sözümüz yok ülke adına. Yine devam. Haberlerde görmüyoruz da, aslında Suriyelilerin birçok olay çıkardığını az çok biliyorsunuzdur. İstanbul'da ismini hatırlayamadığım bir mahallede Suriyelinin biri canı istediği için kavga çıkarıp gencecik bir çocuğu bıçaklamış. Çocuk yoğun bakımda tedavi gördüğü sırada hayatını kaybetmiş. Başka bir ülkeye gittiğinizde, oradan kovulmamak için üsturuplu davranmaz mısınız? Saklanan tecavüzler, tacizler, adam yaralama, hırsızlık falan girmeyeyim hiç. Çıkmaza girdik sanırım. Devam etmeme gerek yok.

İlk entryi giren adam nasıl bir kafada anlamış değilim. Olum adamlar sığınmacı diye hiç mi mutlu olmasınlar hiç mi eğlenmesinler. Sen niye onlara ezikliği mahcupluğu reva görüyorsun bir tek. Kimseye zarar vermeden takılıyorlar. Bence senden daha mutlular diye problem oluyor. Ne dersin?

Ne sığınması amk 5 seneye özerklik is coming.

sadece suriyeliler değil, bütün arap sığınmacılara karşı o kadar kinliyim ki ne şekilde olursa olsun, kaç yaşında olursa olsun, cinsiyeti ne olursa olsun bir tanesinin bile ölümüne üzülürsem en adi orospu çocuğuyum.

Çok özür dileyerek bir şey söylemek istiyorum. Yazmazsam içimde kalacak çünkü. Hiçbir zaman ırkçı bir insan olmadım, olmayacağım. Sığınmacı sorunu ile ilgili her şeyi Suriyelilerin şahsından uzak tutup sorunu başımıza açanlara yöneltmeye de çalışıyorum elimden geldiğince. Sorun onların varlığı ya da şahısları değil. Yanlış politikalar, art niyetli ve iş bilmez yöneticiler. Biliyorum. İnanıyorum. Kaç gündür gittiğim yardım merkezinde bir tane bile Suriyeliye rastlamadım. Türkmen ve Kazak fenotipe sahip insanlar gördüm, yüzüne, konuşmasına bakınca Kürt, Zaza, Laz olduğu anlaşılan yığınla insan gördüm. Hepsi bizim öz parçamız, canımız, ciğerimiz. Bir tane be bir tane Suriyeli, Arapça konuşan insan olmaz mı ya. Bu millet size evini, ocağını açtı be kardeşim. Bugün çıkan kyk yurdu ve yağma videolarını bile ayrı tutuyorum. Yağmacılıksa bizde de var, şerefsizlikse bizde de var; her millette olduğu gibi. Buraya bir ton link eklememe gerek yok bu konuda kanıt olarak. Hadi kötülük de eşitiz de, iyilik de neden değiliz? İşin acı tarafı da ne biliyor musunuz? Deprem bölgesi olan on şehrimizde yaklaşık 2 milyon kadar da Suriyeli yaşıyor. Kendi soydaşlarınız için bile elini taşın altına koyamamaları çok üzdü beni. Çünkü iyi kötü 12 senedir beraberiz, hiç düşünmek istemiyorum ama belki nice 12 seneler de beraber olacağız. Millet dediğimiz kavramın gayri resmi tanımı; aynı kederi ve sevinci paylaşan, aynı örf ve adete sahip, aynı dili konuşan insanlar topluluğudur. Bizim sizle örf adetimiz uyuşmaz, bizim sizle dilimiz uyuşmaz. E birader sizin bizle kederiniz ve sevinciniz de ortak değil ve hiç olmayacak anlaşılan. O zaman ne olacak? Hiçbir zaman aynı milletin insanı olamayacağız. Bir kara parçasında aynı şeye üzülüp sevinmeyen, aynı kültürü paylaşmayan, aynı dili konuşmayan insanlar yan yana belli bir süre yaşar. Sonrasına maraz çıkar. Birbirimizle dost olamadık, zaten bizim nezdimizde böyle bir ihtiyaç da yoktu, o zaman ister istemez düşman olacağız. Acayip canımı sıktı bu durum. Şu vakitte böyle bir konuda yazarken kelimelerimi doğru seçmeye, okuyacak arkadaşlarımı öfkeye sevk etmemeye çalışıyorum. Biliyorum ki bu yanlış ve faydasız ama içim yanıyor. Aynı anda birçok şeye üzülürken bu ayrıntıyı fark edip doğuracağı sonuçları düşündükçe ruhum sıkılıyor. Üzgünüm, nasıl ifade edeceğimi de, etmemin doğru olup olmadığını da bilmiyorum. Ekleme: Hadi bak yüzeysel düşünmemeye çalışayım, ben görmedim diye onların bir çabaları yok demeyeyim diyorum ama sizin bizden, bizim de sizden haberimiz yok o vakit. Finalde yine aynı yere çıkıyoruz, 12 senedir beraberiz ama en zor günde bile kaygımız ortak değil. Ben ne anladım o zaman bu işten... Ekleme: Şurda bir hafta önce anket yapsam, eğitimli ve genel toplum seviyesinin en az üç gömlek üstü insanlardan oluşan bir topluluk olmamıza rağmen, "Yunanlar hakkında ne düşünüyorsunuz" desem ve "olumlu" - "olumsuz" diye de iki şık koysam. Her ne kadar dışarıya örnek insan olarak gözükmek isteseler de insanların en az yüzde 40'ı "olumsuz" şıkkını seçer. Ki belki tarihsel süreçteki uyuşmazlıklarımıza bakıp "olumsuz" demekte kendilerince de haklılardır. Lan olum şu gün Yunanla can ciğer olduk, İsrail ile can ciğer olduk da sizden bir şey göremedik ya, ağrıma gitti bu benim biraz...

allah şâhittir ki bu ülkede olmalarından bir gün bile rahatsız olmadım ve haklarında kötü düşünmedim. belki yaşadığım hayatın insanlardan tamamen soyut olmasından kaynaklı da olabilir bu durum. bilemedim. ancak şunu hep biliyordum. o insanlar, kendilerinin olmayan bir savaştan kaçıp geldiler bu ülkeye. basit bir örnekle; bugün rte iran’a savaş ilan etse savaşacak mısınız? ya da türkiye’deki solcu şehirleri bombalasa, ne yapacaksınız? benim öfkem ve kızgınlığım başta beşşar esad denen ite, sonra da bu insanları bu ülkeye doldurup onlar üzerinden halkı birbirine düşüren ve bu insanları her şekilde mağdur eden akp hükümeti’ne. dünya hepimizin. bir gün dünyadaki tüm sınırların kalkması dileğiyle. https://twitter.com/maturkce/status/1630122883065462784?s=46&t=ut0NCjwZSIYXZZdLMQIqSA