Bir kitap düşünün: “Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?” cümlesiyle biten.
“ben! diye bağırdım bütün gücümle. sonra adımı tekrarladım birkaç kere.
ben, burada gizli bir mezhebin kurbanı olarak bir saksı çiçeği gibi kuruyup gidiyorum. ben, çiçeklere bakmasını bilmediğim gibi, kendime bakmasını da bilmiyorum.
ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkum edildim. bu karara bütün gücümle muhalefet ediyorum.
ben yalnızlığa dayanamıyorum, ben insanların arasında olmak istiyorum. insanların düşmanlara da ihtiyacı vardır. (dostlarının değerini bilmek için.) işte
tek başıma yıkılmış durumdayım.“