bugün
yenile

    abdülhak hamit tarhan

    10
    +
    -entiri.verilen_downvote
    İnanılmaz bir patavatsızlığa imza atıp Atatürk'ten ağır bir ayar yemiş şairimiz. Falih Rıfkı Atay-Çankaya'sında Atatürk ile Abdülhak Hamid Tarhan arasında geçen şöyle bir olay vardır: --- spoiler --- Hamdullah Suphi Tanrıöver dostları uğruna pek kendini veren bir arkadaşımızdır. Atatürk'ü memleketin aydın takımı ile tanıştırmak için daima çalıştı idi. Bir gün kendisine rahmetli Yusuf Akçora'yı takdim etmek ister. Atatürk: - Adını işitirim ama, tanımıyorum. Kimdir bu zat? diye sorar. Hamdullah: - Mütefekkirlerimizdendir, cevabını verir. Yusuf Akçora hoş ve ciddî yüzü, gözlüğü, kısa sakalı ve çok defa üniversite kürsülerinde görünen kafası ile gerçekten bir ''mütefekkir''(düşünür)tipi idi. Atatürk derdi ki: - Mütefekkir kelimesini duymuştum, fakat mütefekkir denen bir kimse görmemiştim. Yanıma oturunca doğrusu içime bir ürküntü geldi. Bir mütefekkirle nasıl konuşmalı idi? Âdeta imtihan korkusu geçiriyordum. Biraz sonra gördüm ki pekâlâ sizinle olduğu gibi onunla da görüşülür. Sorduğu sualler kolay kolay cevap vereceğim şeylerdi. Nasıl rahat ettiğimi bilemezsiniz. Kendisinin gözünde birini daha, Abdülhak Hâmid'i de büyültmüştük. Şöhreti de eski ve azametli idi. Sıkılgan olan Atatürk onunla karşılaşmağa da hayli ehemmiyet vermişti. Hristiyan olan karısı ile geldi, sofraya oturdu. Bir iki kadehten sonra kendinden geçmişe benziyordu. Kabaca şeyler de söylüyordu. Meselâ sofrada birkaç Türk hanımı da varken, kendi eşini göstererek: - Var mıdır Türkler arasında böyle hanım? sözünü de ağzından kaçırdı. Atatürk yabancı ''eş''lerden hoşlanmazdı. Türk kadınının şerefini yükseltmek ve ona hiç tariz ettirmemek başlıca meraklarından biri olduğunu bilirdik. Bu söz üzerine kıpkırmızı kesildi. Bir fırtına kopmasından ürküyorduk. Misafir de yaşlı Kendini güçlükle tuttu. Başka bahislere geçti. Ondan sonra misafirle de pek alâkalı olmadı. Zaman hayli ilerlemişti. Misafir kendisinden galiba bir şey sordu. Sözünü iyi işitmiyen Atatürk: - Ne buyurdunuz beyefendi? dedi. +Bana beyefendi demeyiniz. - Ya ne diyelim efendim? +Sadece adam deyiniz. - İşte onu diyemediğim için beyefendi diyorum ya! s355-356 --- spoiler --- Okurken kahkaha attım. İnsan Atatürk'ten nasıl böyle bir laf yer olum. Korkunç.
    ... diğer entiriler ...