üniversitedeyken bana burs veren bir aile dostumuz vardı hasan abim. “vizelerin bittiğinde seni eğlenmeye götürücem” demişti.
normalde class adamdır güzel bir yere gideriz vs. diye düşünerek şıkır şıkır giyindim fıtı fıtı gittim yanına.
bornova’dan adam bastı manisa’ya doğru gidiyoruz. içimden de diyorum nereye gidiyo bu adam allah allah. önce yemek falan yedik sonra otoyolun ortasında kapkaranlık bir yerde durdu. etrafta sadece bir tane bina var oradan da cırtlak sesli bir kadının haykırışlı türküleri geliyor. bir de alttan sızan kırmızı ışık.
biraz daha ilerleyince dedim “aha ayur sıçtın aile dostu falan demeden bu adam seni satacak”
neyse mekana girdik oturduk bir masaya -mekan dediğim pavyon- alevli meyveler, tabağı 500 liradan çerezler falan. tam çaprazımda da 2 tane göbekli adam ellerinde kamyoncu biraları, kolunun altında eyeliner’ı allaha kadar çekmiş bir hanım ablamız.
garson gelip gidip abiden para alıyor -neden bilmiyorum- en son hasan abi dönüp bana “çağırayım mı bizim masaya konuşmak ister misin?” dedi. ne? konuşup napıcam yani djdjdxk bu sektöre girişler nasıl, iyi kazanıyo musun ona göre üniversiteyi bırakıcam diye soracak değilim.
hayır yani 2 haftada 18 sınava girmişim beynim yanıyo zaten sorardım da kesin kesjjs
sonuç olarak ilk pavyon deneyimim izmir’de pavyon yokmuş gibi manisa’da e5’in ortasında yaşandı. mutluyum bunu da yaşamış olduk sonuçta. aklım hâlâ yapamadıklarımda
not: o hanım ablamızın yandan gizli gizli çekilmiş bir fotoğrafı da var. görse beni beni çıraklığa zorlar diye o kadar korka korka çekmişim ki aşırı bulanık. yine de isteyen olursa entiriye eklerim