bugün
yenile

    astroloji

    4
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Açılın astroloji savunmaya geldim. Aslında çok savunasım yoktu çünkü astrolojiye itibar eden biri değilim. Ama sosyal medyada bilim31 tayfa tarafından gereksiz yüklenildiği için artık yavaş yavaş tetiklenmeye başladım. Bence astrolojiye gereksiz yükleniliyor. Bu meseleyi iş haline getirip insanları suistimal eden şarlatanların olması ve buna topluca uyuz olmamız başka bir şey astrolojinin tümden şarlatanlık olduğunu düşünmek başka bir şey ben bu ayrımı yapmaya geldim. Biraz felsefe konuşcaz. Konu başlığımız şu: Astroloji sandığımız kadar saçma olmayabilir mi?. Sadece bir fikir... Beni bu fikre ulaştıran yegane şey kaos teorisinin kendisidir. Kaos teorisinin varlığı ve birazdan bahsedeceğim başka başka çıkarımlar astrolojiyi tümden küçümseyip itin götüne sokmama engel oluyor açıkçası. Nedir kaos teorisi? En basit haliyle; ilk bakışta öngörülemez ve kaotik görünen olaylar arasındaki fiziksel ve matematiksel ilişki ve alakadır. Ortaya çıktığı günden bu yana her yerde verilen örneği vermek gerekirse bir ortamda havada dağılan sigara dumanı başlangıçta tamamen rastgele bir biçimde dağılıyormuş gibi gözükür. Ancak bilimsel anlamda ortamdaki tüm etkenleri hatasız bir şekilde hesaplayabilecek güce erişebilirseniz kaotik ve öngörülemez gözüken duman dağılımının hangi yasalar çerçevesinde hareket ettiğini modelleyebilir, bundan sonra nereye ne şekilde dağılacağını hesaplayabilir ve başta tamamen alakasız olduğunu düşüneceğimiz sebeplerin dumanın yönünü belirlediğini ispatlayabiliriz. Örneğin dumanın üflendiği anda 2 sokak ötede hızla geçen kamyonun geçmemesi durumunda duman yayılımı aslında bambaşka şekilde olacaktı dediğimizde bu fikir başta tamamen saçmalık olarak görülebilir. Ancak dumanın yönünü etkileyen tüm parametreleri hesapladığımızda o denklemde o kamyonun oluşturduğu hava dalgasının da yerinin olacağını ve dumanı bir şekilde etkilediğini biliyoruz. (bkz: kelebek etkisi) Kaos teorisinin önemli örneklerinden bir tanesi olan kelebek etkisi de buna çok net bir örnektir mesela. Hava durumu meteorolog'u olan matematikçi Edward Lorenz'in hava tahmini için yaptığı hesaplarda bir anlık hata ile binde 1'lik bir hesap hatası sonucu hava durumu tahminlerinde çok uçuk farklar olduğunu fark etmesi olayına dayanıyor. Lorenz'in keşfettiği bu fenomeni ve yaşanan olayı daha detaylı okumak için birkaç google araması yapabilirsiniz. Sonuç olarak Lorenz yaptığı hata sonucu kelebek etkisi fenomenini keşfediyor. Hava durumu tahminlerindeki çok küçük farklılıkların uzun vadede büyük farklılıklar oluşturduğunu fark edip benzetme yoluyla, kanatlarını çırpan bir kelebeğin okyanusun diğer tarafında kasırgaya sebebiyet vereceği şeklinde bir somutlama yapıyor. Peki bunlar ne anlama geliyor? Astroloji kağıt üzerinde, teorik olarak mümkündür. Yani gerçekten Merkür'ün geri geri gitmesi bizim alacağımız kararları etkileyebilir. Bunun olmaması için hiçbir sebep yok. Çünkü evren tümüyle birbiriyle bağlantılı ve birbirini tümden etkileyen yasalar falan var. determinizm indeterminizm Şimdi bu noktada hangi gerekçeyle astrolojinin "tamamen" safsata olduğunu iddia edebiliriz? Bence edemeyiz. Tamam sosyal medyada gördüğümüz abuk subuk şeyler, teoriler, kehanetler, enerjiler vs. tümden bull shit olabilir ama bu astrolojinin tamamen saçmalık olduğu anlamına gelmez. Felsefi olarak astroloji savunulabilir bir şey olabilir. Bana birkaç gün verin ve en pozitivist abilerinizi karşıma getirin ve münazara yapalım. Ben en azından bu tartışmada yenilmeyeceğimi söyleyebilirim. Astrolojik verilerin anlaşılamasa bile belli bir etki alanı olduğunu temellendirmek o kadar da zor değil. Bir de insanın neyden nasıl etkileneceğinin inanın ucu bucağı yok. Plesebo etkisi'ne benzer onlarca fenomen var ve sezgilerimize uymayan bir sürü şeyle insan kolayca manipüle olabilen bir canlı. Pekala uzayın derinliklerindeki bir gök cisminin hareketleri insan davranışlarını etkileyebilir. Ben buna şaşırmam. Hatta etkilemiyor oluşuna daha çok şaşırırım. Rüyalar konusunda da benzer bir bakış açım var mesela. Freudyen bakış açısının tümden saçmalık olduğunu ve rüyaların çok daha derin meseleler olduğunu düşünürüm. Evren, insan, madde ve canlılık sanıldığı kadar basite indirgenebilecek bir şey değil. Modern politikalar size bunun böyle olmadığını ima yoluyla dayatıyor ama kazın ayağı maalesef öyle değil. Varoluş henüz tahayyül edemeyeceğimiz kadar derin ve kompleks bir şeydir. Peki astrolojinin sorunu ne? Neden bilim31 tafya tarafından bu kadar tiye alınıyor? Yukarıdaki bir entryde paylaşılan araştırmada söylendiği gibi neden iq'su düşük insanlar tarafından daha çok ciddiye alınıyor falan filan? Çünkü bilimsel değil. Bu kadar. Bilimsel bir dayanağı yapısı itibariyle olamadığı için bilimtaparlar tarafından kolayca egale edilebildiği için astroloji ve astroloji inanırları horlanıyor aslında. Ben anlamıyorum olum. Bu kadar pozitivist olmayı kimden öğrendiniz kim soktu sizi bu yola oğlum. Celal Şengör müsünüz siz? Olmayın bence. asjkdlas Bilim iyidir hoştur. Hayatımızı kolaylaştırır. Evreni anlama ve yorumlama açısından elimizdeki en geçerli araçtır falan ama bu kadar yani. Bu bilimi ve bilimselliği bu kadar büyütmeyin. Bir şeyin bilimsel olmaması onun doğrudan safsata olduğu anlamına gelmez. Bu zaten pozitivistlerin görmek istemediği ya da kafasının basmadığı en temel mesele. Bilim hakikat değildir. Hakikat bilimsel yöntemle ulaşılabilecek kadar basit bir şey de değildir. İşte bunlar hep felsefe eksikliğinden. Bilim en basit haliyle gözlem yoluyla evrendeki nedenselliği keşfedip modelleme aracıdır. Modelleyemediğimiz her şey bilim dışıdır, ama bilim dışı olan her şey safsata değildir. Bilimsel yöntemi en kolay kabul eden felsefi akımlardan empirizmin babalarından David Hume nedenselliği "alışkanlık" olarak tanımlar. Lütfen kendisinin "insanın anlama yetisi üzerine bir soruşturma" kitabını okuyunuz. Okuduğum en iyi felsefe kitaplarından bir tanesidir. Nedensellik konusundan Hume pozitivistlerin aksine hiç kaçak dövüşmez. Bilginin kaynağının salt duyularımız olduğunu ileri sürse de bu duyuların "izlenimlerden" ibaret olduğunu kabul eder. Rasyonalizme kapı açan bu temel kabulü inkar etmez ama bunun tümden platonun ideaları gibi bir gerçekliğe götürmesinin saçma olduğunu ileri sürer Platon'un mağara alegorisini bilirsiniz. Oradaki alegori saf bir keşiftir. Bunu inkar etmenin alemi yok. Ama tüm gerçekliği bu keşfe göre ele alırsanız hiçbir şekilde bilim yapamazsınız herhangi bir bilgiye ulaşamazsınız. David Hume ve sonradan öğrendiğim kadarıyla Gazali de benzer yaklaşımdaymış, bu keşifle yani (nedensellik açmazı) ile bilginin duyu yoluyla kullanımı arasında bir bağ kurmayı başarmışlardır. Verilen meşhur örnekten gidelim; ateş ile pamuk yanyana geldiğinde pamuk yanar. Burada bir nedensellik var. Bilimsel yöntem bu nedenselliği kullanarak bilim yapabilir. Bu bir bilgidir çünkü sınanmaya açıktır falan filan. Ama ateş ve pamuk arasındaki nedenselliğin kaynağı "alışkanlıktır." David Hume bunun için şöyle der; güneşin doğuşuna o kadar çok alışığız ki her gün doğacağını varsayıyoruz. Bilimsel anlamda kesin bir delilimiz yok aslında. Bu nedensellik bir alışkanlıkla, gözlemle alakalı. Hatta Gazali de buradaki nedensellik problemini şöyle eleştirir: Bağlı iki eşek olduğunu düşünün her gün bir tanesine binip gittikten bir müddet sonra bir başkası gelip ikinci eşeğe binip gidiyor. Yeterince uzun bir gözlem yapan birisi ikinci eşeğin gidebilmesi için önce birinci eşeğin gitmesinin şart olduğunu ve bunun doğa yasası olduğunu aralarında bir nedensellik olduğunu öne sürebilir. Bilimin yaptığı şey tam olarak bu. Her seferinde tekrar eden sıralı olaylar arasında bir ilişki olduğunu VARSAYMAK. David Hume gibi bilginin kaynağı için deneyimin gerektiğini öne süren birisi nedensellik hakkında en büyük eleştiriyi getiriyor. Bu bilimin iflası değil ama bilimin sınırıdır. Karl popper da buradaki eleştirinin ardından zaten "yanlışlanabilirlik ilkesi" gibi bir şeyi ortaya atıyor zaten. Yani bilim hiç siyah kuğu görülmediği sürece tüm kuğuların beyaz olduğunu varsaymaktır. Bir şeyin yanlışlanabilir olması onu bilimsel yapar. Yanlışlanamayan şeyler sadece bilim dışıdır. kökten hakikat dışı değildir. Konu gene nerelere geldi amk. Yani demem o ki astrolojiye bu kadar sallıyor oluşunuzun sebebi yanlışlanabilirlik ilkesine henüz uymamasından kaynaklı. Çünkü fazla kompleks. Ama yazının en başına dönersek eğer sigara dumanını etkileyen fiziksel etmenler de fazla kompleksler ve kaos teorisi gereği birkaç adımdan sonra bazı etkiler öngörülemeyecek kadar karmaşıklar. Kelebeğin kanat çırpması okyanus ötesinde bir kasırgaya sebep olabilecek bir şeyse eğer, böyle bir fenonemin varlığını kabul ediyorsak merkürün hareketlerinin de insan doğasını, ya da kitlelerin psikolojik durumunu manipüle edebileceğini kabul etmek tamamen spirütel inançlar kategorisinde girecek diye bir şey yok. Ama şu konuda hak veriyorum. Bilimsel anlamda yanlışlanabilirliği olmayan hipotezler spekülatiftir ve işlevsizdir. Bu yüzden astrolojiye pek itibar etmemek belki de en doğru pozisyon. Ama bu astrolojinin safsata olmasından dolayı değil, yapısının suistimale fazla açık olmasından kaynaklanıyor. Bu da zaten yanlışlanabilirliği olmayan tüm felsefi pozisyonların ortak kaderi. Simülasyon argümanı başlığında iki tane entrym var. Burada bahsettiğim şeylerle benzer konuları tekrar etmiştim. Hangi entrym olduğuna okumadan emin olamadım merak eden onlara da göz atabilir. Yöntemsel olarak astroloji ile simülasyon argümanı benzer kaderleri paylaşıyorlar mesela. Aynı şekilde tanrı hipotezi de öyle. Böyle sikko bir kitap vardı. Adı direkt: "tanrı hipotezi" Herif oturmuş tanrı hipotezinin neden bilimsel olmadığı hakkında kocaman kitap yazmış. Yarısında çıkmıştım amk. Çünkü zaten bunlar bilimsel argümanlar değil. Kafayı bilimsellikle bu kadar bozarsanız maalesef varoluş hakkında çok ama çok fazla şeyi ıskalamak durumunda kalırsınız. Astroloji savunmamın burada sonuna geldik. Bir de son olarak bu konuda çokça safsata dönüyor. Astroloji gömerken felsefi anlamda yanlış eleştirilerde bulunmak bence felsefi bakış eksikliğinden ama bir de bariz basit mantık hatalarına, safsatalara düşülüyor. Onları yapmazsanız sevinirim. Mesela astrolojiye inananlar düşük iq'luymuş. Allah allah. Dümdüz ad hominem mantık hatası bu. Müslümanların da çoğu düşük iq'lu mesela. Bu doğru bir eleştiri mi şimdi :D Ya da astroloji adı altında şarlatanlar götlerinden sıkarak geleceği görmeye çalışıyorlar. Astroloji budur. Dolayısıyla saçmalıktır. Bu da bariz straw man mantık hatası. Gerçek islam ışid'tir ve müslümanlar teröristtir demekten farksız. Astroloji hakkında ciddiye aldığım en doğru eleştiri için: (bkz: barnum etkisi) Bir de işte astrolojik veriler fazla komplike olduğu için o verilerin gerçek hayatta kolay kolay kullanılabileceğini düşünmüyorum. Ama şöyle bir şey mümkün. Bilim insanları fraktallar çıkartabilir. Çeşitli örüntüler bulup veri toplayabilirler. Astroloji bilim camiasında asla ciddiye alınmadığı için akademin anlamda da veri birikmiyor maalesef. Atıyorum ay tutulmasının olduğu dönemlerde insan davranışlarıyla alakalı büyük datalar toplanıp kitlesel anlamda genel geçer örüntüler yakalanmaya çalışılabilir. Suç oranları, erken doğum, kitlelerin karar mekanizmaları vs. Ben astroloji ve rüyaların bilimin dışında hatta bilimi aşan bir derinlikte etkiye sahip olduğu fikrine kökten karşı çıkamıyorum. Evren büyük, her şey her şeyle ilişkili, öngöremediğimiz olaylar zinciri tahmin edemediğimiz sonuçlar doğurabiliyor, insan-doğa-varlık göründüğünden çok daha derin ve komplike. Bilim31 tayfaya kendinizi çok da kaptırmayın yani. Hadi eyw...
    0Astrolojiye de destan yazmazsın be abi - astalavesselam 13.08.2022 06:03:49 |#4434364
    1Yeterince motive olursam kapı koluna bile yazarım. - devriksekiz 13.08.2022 08:59:14 |#4434376
    11- benim bu konuda yaptığım tüm eleştiriler ortada. kendi adıma konuşuyorum, ben sadece astroloji için bilimseldir diyenlere hassiktir çekiyorum. bunu da bilim üzerinden anlatıyorum. bu kadar. astrolojinin bilim olmadığını acun misali futbol üzerinden örnek vererek anlatacak değilim ya. - louis froziel 13.08.2022 12:37:59 |#4434416
    butun yorumlari goster (7)
    ... diğer entiriler ...