bugün
yenile

    batıni ilim

    0
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Hiç düşündünüz mü, neden din hakkında soru sorulmaz sözünü. Neden din sorgulanmaz? Neden sorduğunuz sorulara net cevaplar alamazsınız? Dikkat edin, tüm din alimleri (!) sorulara cevap verirken size direk cevap vermez. Lafı dolandırır sizi sorudan uzaklaştırır. Beyin bir karmaşa yaşadığı için sizde bu cevabın doğru olduğuna inanırsınız. Eğer sizin kafanızı karıştıramadığını hissederse de dinde sorgulama olmaz diyerek yada böyle sorular seni kafirliğe sürükler diyerek lafı kestirir atar. Bu çok uzun bir yazı dizisi olacak. Zaman buldukça yazmaya devam edeceğim. Aklıma geldikçe yazacağım tüm gerçekleri. Öncelikle biraz insanın yaratılışından, daha doğrusu tabiatından bahsedeceğim. İnsan topraktan yaratıldı. Peki ama nasıl ? Nasıl meydana geldik? Bizi insan yapan şey nedir ? Topraktan bizde insan şeklinde bir heykel yapsak canlanır mı ? İnsanın tabiatı nasıldır? Burada vereceğim bilgilerle kendi bedeninizi daha iyi tanıyacaksınız. Hangi hissin neyden kaynaklı olduğunu göreceksiniz. Allah insanları topraktan yarattı. Bunu herkes bilir. Ancak insanın da dört tabiatı vardır. Bunlar ; hava, safra, kan ve balgamdır. Her insanın bir nefsi vardır ve nefis denilen şey bu dört tabiat ile beslenir. Bu dört tabiatın insan üzerindeki etkilerine bakalım. Hava; hayattır aynı zamanda uzun arzular ve tamah hislerini verir. Balgam; yeme ve içme isteği, yumuşaklık ve hoşgörü özelliklerini verir. Safra; kızgınlık, meşguliyet, şeytanlık, zulüm, isyan, acelecilik özelliklerini verir. Kan; kadınlara veya erkeklere istek, lezzetler, haramları şirin görme ve şehvetler. Bu özellik ve hisler sürekli olarak insanda var oldu. Alimler hayatları boyunca kendilerini terbiye etmek için uğraşmışlardır. Bu duyguları yenmek için. Bir insan bu duyguları yenmeden dünyevi duygulardan kurtulamaz. Dünyevi duygulardan kurtulamadığı için manevi boyutta olan şeyleri, gizli ilimleri, sırları göremez. İnsanın dört tabiatı bunlardır. Tabi insanın canlanması için de ruh verilmesi gerekiyordu. Eski ibrani dönemlerinde hahamlar topraktan insan yapıp canlandırmaya çalışmıştır. Bu bilgiler günümüze kadar ulaşmasa da başarılı olmuşlardır. Topraktan yapılan bu varlığın bir aklı yoktu. Günümüzdeki robot benzeri bir varlıktı. Sadece hareket edebiliyor ve kendine verilen direktifleri uyguluyordu. Bizlerin insan olabilmesi için bir ruha ihtiyacımız var. Beden ise ruhun kılıfıdır. Tarih boyunca yaratılışın gizemleri anlatılmıştır. Ruh konusuna daha sonra detaylıca gireceğim. Çünkü bedenimizde bulunan ruh bile bir tane değil. Nur suresinde ''biz size nurumuzdan üfledik'' der. Buradaki nur, ruh anlamına gelir. Ve Allah bize kendinden bir parça vermiştir. Bizler bu parça sayesinde düşünüyoruz, aklımızı kullanıp kararlar verebiliyoruz. Ve yine kuranda ''Onun şeklini tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim vakit siz de hemen onun için secdeye kapanın.'' der. Bu ayetin anlamı şöyledir. Allah insana ruhundan bir parça verdiğinde insanın tüm yaratılmışlardan üstün olduğunu ve secde etmelerini söyler. Burada aslında allahın insanları tüm yaratılmışlardan üstün tutmasının nedeni budur. Bizim ondan bir parçaya sahip olmamız. '' ben sana şah damarından daha yakınım'' der. Ki zaten ruh konusunda ruhun tam olarak nerelerde olduğunu söylediğimde bu sözü de anlayacaksınız. Bu konu hakkında daha bir çok örnek ve detay verebilirim ancak tahminimce bu kadarı dahi yeterli olur anlamanız için. Bunları okurken lütfen sorgulayın. Yazdıklarıma olduğu gibi inanmayın. Önce mantık süzgecinizden geçirin. Eğer mantığınıza uymuyorsa, kafanıza takılan sorular varsa bunları çözmekten ve cevaplamaktan mutluluk duyarım. Yeter ki artık insanlar uyanmaya başlasın...
    ... diğer entiriler ...