Meçhulden gelen bu sert rüzgârın sebebi ne
Ya şu dökülen yapraklar niçin intihar eder
Peki bu şehir neden bu kadar sessiz
Yoksa gitmekte olan sonbaharın habercisi mi bu
Bulutlar sanki iş birliği içinde
Yağmur, çise ve biraz hüzün biriktiriyor içinde
Sence nedir bana bu kadar acı veren içimde
Gök büsbütün rengini kaptırmış denize, kanıyor
Gün batıyor, havada garip bir ayrılık kokusu
Etrafta kimsecikler yok, caddeler bomboş
Göz kapaklarım eskisinden de ağır, kapanıyor
Göremiyorum, seni aramanın bir manası yok
Ellerim sanki ölü bir bedenin elleri
Soğuk işlemiş kıpırdamıyor, hissedemiyor
Yoksa ayrılığın son dizeleri mi bu
Yoksa bir şiir daha mı yarım bitiyor
Denizden gelen bu sert rüzgarın sebebi ne
Ya şu çiçekler niçin küsmüş toprağa
Peki bu şehir neden bu kadar kimsesiz
Yoksa gelmekte olan kışın habercisi mi bu
Bulutlar sanki çarpışıyor, gök gürültülü
Güneş batmış, her yer karanlığa bürünüyor
Bir kayboluşun portresi mi bu, değil
Sanki gün artık doğmak istemiyor geceye
Ve çiçekler hiç susamıyor toprağa, güneşe
Ve ağaçlar saklamıyor hüzünlerini, dökülüyorlar
Kesinkes istemiyor caddeler insan, kesin
Şarkılar söylemiyor seni bana, böyle bitmesin
Kitaplarda huzurun tadı yok, hikayesi eksik
Tablolar artık birkaç çizgiden ibaret, boş bir kesit
Şiirler bile bu duruma kifayetsiz, sensiz
Anlaşılıyor bahar küsmüş bana, hepimize
Bu kadar ceza yetmez elbette, kış gelmekte
Yoksa acının tebessümü böyle mi gerçekten
Yoksa bir şiir daha mı bitti erkenden
Yazar G. A.