bugün
yenile

    nasreddin hoca

    2
    +
    -entiri.verilen_downvote
    kendisi ahi evran'dır. kendisiyle ilgili şöyle efsane bir flood mevcut. kesinlikle okuyun. ***alıntı*** nasreddin hoca'nın gerçekten yaşayıp yaşamadığı konusu, halkbilimciler tarafından ele alınmakta ve farklı görüşler ortaya konulmaktadır. alman oryantalistler albert wesselski ve martin hartmann gerçekte nasreddin hoca diye birinin yaşamadığını öne sürmüşlerdir. 1) fransız oryantalist rene basset, 10. yüzyılda ünü arap dünyasında yayılmış olan arap güldürü tiplemesi cuha'nın zamanla türkler arasında hoca'ya dönüştüğünü öne sürmüş, yugoslav türkolog fehim bajraktarevic de basset'nin bu fikrini desteklemiştir... 2) azerbaycanlı halkbilimci hanefi zeynallı da nasreddin hoca'nın tarihî bir kişilik olarak ele alınmasına şüpheyle yaklaşırken, tehmasib ferzeliyev; nasreddin hoca'nın gerçek kişiliğinin önemsiz olduğunu, bir tipleme olarak içerisinde bulunduğu her kültürün ortak kahramanı+++ 3) olduğu görüşünü savunmuştur... bazı araştırmacılar nasreddin hoca'yı folklorik bir hayal ürünü olarak ele alıp tarihî kişiliklerle bağdaştırma yoluna başvurmuşlardır... fakat bu görüşlerin tamamı yanlıştır... demekki bilgi sahibi olmadan fikir beyan etmek sadece cahil+++ 4) insanlara mahsus bir davranış değilmiş... insanlarımız kitap okumak yerine, bilgiye sosyal medya yolu ile ulaşma kolaycılığını tercih ettiklerinden, bu yazım ile nasreddin hoca'nın gerçek kimliği hakkında bilgiler vermeye çalışacağım... 5) nasreddin hoca bir masal kahramanı değil, büyük bir alim, selçuklu'da saray mektebi hocası, büyük bir teşkilatçı, önemli bir devlet adamı, vezir, bir halk kahramanı, bağımsızlık savaşçısı, hekim, eczacı, debbağ (derici) ve bana kalırsa korporatizmin de fikir babasıdır... 6) bu yazıda vereceğim bilgilerin önemli bir bölümü, onbinlerce elyazması eseri incelemiş olan orta çağ tarihçimiz prof dr. mikail bayram'ın kitaplarından alınmış olup, begelerini mikail bayram'ın kitaplarında bulabilirsiniz... 7) evet, daha önce bir yazımda da belirttiğim üzere nasreddin hoca, ahi evren'dir... asıl adı, hace nasürü'd-din mahmud'dur... ancak yazımda kısaca ahi evren olarak belirteceğim... 8) ahi evren döneminin ünlü ilim adamlarından dersler almış, ihvan-ı safa olarak bilinen filozoflar grubunun risalelerini okumuş, pozitif ilim alanında kendini yetiştirmiş, akılcı (rasyonalist) bir ilim adamıdır... 9) selçuklu saray mektebinde hocalık yapmıştır... ahilik teşkilatının temellerini, dönemin önemli bir ticaret merkezi olan kayseri'de atmış, bu teşkilat yapısı kısa sürede anadolu'nun tüm şehirlerine, hatta köylerine kadar yayılmıştır... 10) kurmuş olduğu dayanışmacı teşkilat yapısı, ülkemizin kurucu sistemi olan koorporatizmin orta çağ'daki uygulamasıdır... döneminin en başarılı ticari yapılanması olan ahilik teşkilatı, sadece ticari bir yapılanma olmayıp, sosyal hayatı düzenleyen, akılcılığı ve bilimi ön+++ 11) planda tutan bir türk yapılanmasıdır... ahi evren'in karısı olan fatma bacı'da, bacıyan teşkilatını kurarak üreten anadolu kadınını teşkilatlandırmıştır... ahilik ve baciyan teşkilatları, anadolu selçuklu devleti'nin bir ticari merkez haline gelmesini ve toplumsal+++ 12) refahın artmasını sağlamıştır... aslında dikkatle incelendiğinde, dünya ticaret ve ekonomisine hükmeden yahudilerin teşkilatlanma yapısının temelinde de bu dayanışmacı modelin esas alındığı görülür... bu yapı bozulmamış olsaydı, türklerin dünya üzerindeki konumunun çok+++ 13) farklı olacağı açıktır... neyse konumuza dönelim... bir fars sufisi olan sadreddin konevi ile ahi evren arasında mektuplaşma yolu ile tartışmalar olmuş, ahi evren, mektuplarında ibni sina'ya ağır eleştiriler getiren konevi'ye karşı ibni sina'yı savunmuş hatta bu konuda+++ 14) bir eser yazmıştır... mevlana, mesnevi'sinin 12 yerinde ondan söz etmiş, bunların yalnızca birisinde nasürüddin ismini kullanmıştır... konevi ile mektuplaşmaları mevlana ve talebelerinin yazılarına konu olmuştur... 15) alaeddin keykubad tahta çıktığında ahi evren'i de Konya'ya getirmiştir... alâeddin keykubat selçuklu'nun en güçlü sultanlarından biridir ve onun dönemi, anadolu selçuklu devleti en parlak dönemidir... 2. gıyaseddin keyhüsrev iranilerle işbirliği yaparak babası sultan+++ 16) alaeddin keykubat'ı öldürtmüş ve tahta geçmiştir... anadolu selçuklu devleti onun döneminde moğol istilasına uğramıştır... alaeddin keykubad cinayeti anadolu'da önemli bir dönüm noktası olmuş, anadolu türkmenleri bu cinayete çok büyük tepki göstermişlerdir... 17) ahi evren'in siyasi yaşamının bu olayla başladığı söylenir... bu cinayetin ardından babai isyanları çıkmıştır... babai isyanları anadolu selçuklu devleti tarihi boyunca çıkan en büyük isyanlardır ve ahi evren bu isyanlara öncülük etmiştir... 18) isyanlar çok kanlı bir şekilde bastırılmıştır. tarihi kaynaklara göre 6 bin türkmen katledilmiş, çok sayıda türkmen yerinden yurdundan olmuş veya zindanlara atılmıştır... yakalanan ahi evren'de zindana atılmış ve 5 yıl zindanda kalmıştır... 19) babai isyanları daha sonra uzun süre devam edecek olan babailik hareketini doğurmuştur... babasını öldürterek tahta geçen, babai isyanlarını kanlı bir şekilde bastıran 2. gıyaseddin keyhüsrev'in, bir yılan sokması sonucu öldüğü iddia edilse de, alanya'da bir ahi+++ 20) tarafından öldürüldüğüne dair bilgiler bulunmaktadır... 2. gıyaseddin keyhüsrev'in ölümünün ardından bir sekçuklu şehzadesi olan, küçük yaştaki ikinci izzeddin keykavus, türkmenlerin desteğiyle tahta çıkar... 2. izzeddin keykâvus'un tahta çıkması ile genel af ilan edilir+++ 21) ve isyancılar serbest bırakılır... serbest kaldıktan sonra denizli'ye giden ahi evren konya'ya getirilir ve vezir yapılır... o dönemde gücün yani moğollar'ın yanında yer alan mevlana, ahi evren'in vezir olmasından duyduğu rahatsızlığı, sultana hitaben,+++ 22) "cenab-ı allah sana sultanlığı verdi ama sen şeytan'ı takip ediyorsun" diyerek dile getirir... dönemin en önemli gelişimlerinden birisi şems-i tebrizi olayıdır... o dönemde şems'in karısı, 15 yaşında güzel bir hatun olan kimya hatun'dur... 23) kimya hatun mevlâna'nın cariyesi iken, mevlâna şems'i konya'da tutabilmek için onu şems'e nikâhlamıştır... ancak kimya hatun şems'i istemiyor ve sık sık terk ediyormuş... yine bir defasında terk etyiğinde mevlâna karısını ve kızını kimya hatuna gönderir ve geri dönmesini+++ 24) sağlar... şemş geri dönen kimya hatunu döverek öldürür ve bunun üzerine ölüm cezasına çarptırılır ancak kaçar ve yaklaşık bir yıl kaçak olarak yaşar... şems bir gece gizlice mevlâna'nın yanına geldiğinde, mevlâna'nın oğlu alâeddin çelebi tarafından ihbar edilir...+++ 25) iddialara göre alâeddin çelebi, kimya hatun'a aşık olduğu için onu öldüren şems'i ihbar etmiştir... ihbar edilen şems yakalanır ancak yine kaçmak isterken öldürülür ve cesedi ahi bedreddin göhertaş'ın bahçesindeki kuyuya atılır... şems'in kemikleri halâ o kuyuda+++ 26) bulunmaktadır... üzerine bir sanduka konularak türbe haline getirilmiştir... mevlâna'nın oğlu alâeddin çelebi ahilere katılarak ahi evren'in yanında yer alır, ahi evren'in talebesi ve ahi muallimi olur... 27) anadolu'ya mecusiliği yaymak ve moğollara ajanlık yapmak için gelen şems, aslında tebriz'li de değildir... deylem'den tebriz'e gelen bir mecusi ailenin çocuğudur... fakat bizim saf müslümanlar onun için bir türbe ve cami bile yapmışlardır... 28) mevlâna'nın şems hakkındaki, "şems-i tebrîzî mutlak nûrdur, onun nûru allah'ın nûrundan da yüksektir" şeklindeki sözleri, her ikisinin ne denli müslüman olduklarını göstermesi bakımından önemlidir... 29) yine mevlâna'nın mesnevi için, "bu bir rüya hâleti değil, sihir değil, allah da biliyor ki bu mesnevi allah'dan vahiydir" sözleri, nasıl bir müslüman olduğunu da göstermektedir... buradan, müslümanların ne kadar kolay kandırılabildiklerini de anlıyoruz... 30) çünkü bu ifadeler ve yöntem, said nursi'yi ve nur risalesini bilenlerin hiç yabancı olmadıkları ifade ve yöntemdir... herneyse, yine konumuza dönelim... 2. izzeddin keykavus döneminde anadolu'daki moğol istilasının şiddeti artar... şems'in ölümü nedeniyle devlete ve+++ 31) ahilere düşmanlık besleyen mevlâna ve taraftarları moğolların yanında yer alır... bu arada moğollar 2. izzeddin keykâvus'u tahttan indirip, yerine 4. kılıçaslan'ı tahta geçirmek isterler ve bunun için 2. izzeddin keykâvus'a karşı bir suikast ekibi oluştururlar... 32) planı ve ekibin kimlerden oluştuğunu önceden haber alan ahi evren, bu suikast ekibini bir davette toplayıp öldürterek suikaste engel olur... bu olayın ardından ahi, moğol mücadelesi kızışır ve ahi evren moğol baskısı nedeniyle konya'dan kırşehir'e göç etmek zorunda kalır... 33) hülagü'nün komutanı baycu noyan'ın konya'ya gelmesiyle, sultan 2. izzeddin keykâvus da konya'da tutunamaz ve akşehir'e göç ederek burada moğollara karşı bir mücadele başlatır... kırşehir'den akşehir'e gelen ahi evren de bu mücadeleye destek verir... 34) ahi evren "letaif-i hikmet" (hikmetli şakalar) adlı eserini bu mücadele sırasında yazmış ve sultana takdim etmiştir... işte, nasreddin hoca fıkralarının temel kaynağı ve nadreddin hoca'nın bir masal kahramanı olarak anılmasının kaynağı bu kitaptır... 35) ahi evren sultanla birlikte akşehir'de iken hülagü anadolu'ya ikinci bir büyük istila hareketi başlatır... amacı muhalifleri itaat altına almaktır... 2. izzeddin keykâvus bu istila karşısında tutunamaz ve önce denizli'ye, oradan antalya'ya ve oradan da deniz yoluyla+++ 36) istanbul'a giderek bizans'a iltica eder... çünkü bizans imparatoru bacanağıdır... bizans imparatorunun 2. izzeddin keykâvus'un bacanağı olması şaşırtıcı gelebilir... oysa o dönemde türkmenler ile rum'lar, anadolu'da yakın ilişki içerisinde ve kardeşçe yaşamaktadırlar... 37) ikinci izzeddin keykâvus istanbul'a gittikten sonra ahi evren de kırşehir'e döner ve mücadelesine burada devam eder... en büyük isyanı burada başlatır... moğollar kırşehir'de büyük bir katliam yapar ve ahi evren dahil çok sayıda türkmen burada katledilir... 38) katledilenler arasında mevlâna'nın oğlu alâeddin çelebi de vardır... alâeddin çelebi'nin cenazesi konya'ya getirilir ancak babası mevlâna oğlunun cenaze namazını kılmayı reddeder... ahi evren'in nereye defnedildiği ise bilinmiyor, ancak cenaze namazı gizlice kılınmıştır... 39) ahi evren katledildikten sonra karısı fatma bacı, hacı bektaş veli'ye sığınır... hacı bektaş veli onu bacı olarak kabul eder ve koruyup kollar... mevlâna'nın hacı bektaş veli'ye "bacısı kahpe" diye hitap etmesinin nedeni de budur... 40) mevlâna ve ahi evren ile aynı dönemde yaşayan hacı bektaş veli'yi de kısaca anmadan geçmeyelim... hacı bayram veli, türk töresi kaynaklı temel felsefesini şu veciz ifadeyle formüle etmiş; “eline, beline, diline sahip ol." diyerek, moğol işgali sırasında tüm türk+++ 41) dünyasına önemli bir mesaj vermiştir... bu kısacık ifade, müthiş bir dehanın ürünü, türklük şuurunun temel felsefesidir... hacı bektaş veli, 1- "eline sahip ol" ile, yurduna vatanına sahip ol ("bizim eller ne güzel eller" türkümüz ne de güzel ifade ediyor bu kelimeyi), 42) 2- "beline sahip ol" ile, soyuna, gelecek kuşaklarına sahip ol, 3- "diline sahip ol" ile de, diline yani türkçemize sahip ol demiştir... sadece ahi evren'i değil, hacı bektaş veli'yi de doğru bildiğimiz söylenemez... 43) yine dönelim ahi evren'e... kırşehir'deki moğol katliamından kurtulan ahi türkmenler akşehir'e gelir ve burada ahi evren için bir anıt mezar yaparlar... işte, günümüzde nasreddin hoca 'nın mezarı olarak bildiğimiz mezar bu mezardır... 44) bölgenin yönetimi osmanlı'ya geçtikten sonra akşehir yüksek meclisi tarafından hazırlanan bir belgede, "burada meftûn olan zat, ahi evren nasürû'd-dîn mahmud'tur" diye yazılıdır... ahi teşkilatı secerenamelerinde de ahi teşkilatının piri olduğu kayıtlıdır... 45) kırşehir'deki ahi evren türbesi ise, ahi evren'in ölümünden yaklaşık yüz yıl sonra, aşık paşa zamanında yaptırılmıştır... yapılan araştırmalar, afyon, hatta trabzon dahil birçok ilde ahi evren mezarı (makamı) yapılmış olduğunu ortaya çıkarmıştır... 46) yani bu mezarlarda ahi evren'in naaşı bulunmamaktadır... saray mektebi muallimi, lala, ahilik teşkilatının kurucusu ve piri olan ahi evren, alet ilimleri ve mantık dersleri de vermiştir... akılcı bir mantık adamı olan ahi evren'in fıkralarında da bu mantık yanı ağır basar... 47) ahi evren 20 civarında eser yazmıştır. bu eserleri genellikle pozitif ilimlerle ilgilidir... ahi evren'in en önemli hocası olan fahreddin razi, islâm dünyasında en akılcı, rasyonalist fikir adamlarından biri olarak kabul edilir... 48) bu nedenle mevlâna onu iblis'in talebesi olarak tarif eder... çünkü onlara göre akılcılık iblis'in özelliğidir... ahi evren'in eserlerinden birisi de tıp üzerinedir... bu eserinde, yılanlardan nasıl serum (panzehir) elde edileceğini anlatır... 49) hekim olduğu için, kış aylarında yılanlar kış uykusuna yattığında zehirli yılan toplar, bu yılanlardan serum üretirmiş... evren'in kelime anlamı "yılan" veya "ejder"dir ve evren mahlası buradan gelmektedir... ahi evren aynı zamanda debbağ yani dericidir... 50) bu nedenle derilerin nasıl boyanacağını anlatan bir kitap da yazmıştır... eserlerinin yalnız ikisi prof dr. mikail bayram tarafından günümüz türkçesine çevrilmiştir... diğer eserlerinin de türkçeye çevrilmesi, onu biraz daha tanımamızı sağlanacaktır... 51) ahi evren ve diğer birçok türk büyüğü, bizim önemli değerlerimizdir, tanımalı ve tanıtmalıyız... esen kalın... erol koçer/05.07.2020 ***alıntı*** flood linki için; https://twitter.com/…cer/status/1279882645393080322
    ... diğer entiriler ...