lise aşkı

Yakın arkadaşımdı aynı zamanda. İnanılmaz nazik bir çocuktu. Kimseyi kırmazdı. Böyle bana iş atıyor da gibiydi de çocuk kibarlık ediyormuş. Birgün hava bayağı soğuk ellerimde çok üşür. Ayrı sınıflardayız koridorda karşılaştık. Lacivert kadifeye benzer bir atkısı iki de eldiven takmış. Okula bisiklet ile gidip geldiğinden kendini soğuktan korumak amacı ile. Neyse dedim soğuk ellerim buz gibi oldu. Vereyim ıstersen eldiveni atkıyı dedi. Bende olur okul çıkışı veririm dedim. Derste boş. Aldım atkıyı eldiveni leyla leyla dolaşıyorum. Işte yakın arkadaşlarima falan söylüyorum bakın ne verdi kesin o da beni seviyor diye. Hayaller falan. Neyse arkadaşım dedi ki yayında parfüm var mı. Dedim ki yok. Tüh dedi olsa sıkardın atkıya gece kokunla uyusun. O kadar inanmışım :( Üzüldüm yok diye kız dedi bende var. Dedim olur mu falan neyse sıktık. Ama bayağı sıkmışız. Hani amaç boynuma doladım kokum sindi olsun ama soğuk hava ile de birleşince lanet bi koku oldu üstünde. Dedik napsak yine aynı kız güneşte koku azalır dedi. İki ders saati boyunca pencereden güneşe tuttum atkıyı. Yok geçmedi. Neyse el mahkum ders bitti götürdüm verdim. Sonraki gün karşılaştık koridorda. Konuştuk zil çaldı. Tam giderken çocuk dedi ki sürgünruh atkıya birşey mi döküldü anneme yıkattım dün. Hayır dedim parfümdür belki. Bana dedi ki bana Bihterine "sen parfüm kullanıyor musun ki?" Ulan o zamanın parasıyla 70 tllik parfüm sıkardım. Ergenlik hevesi artık sinek ilacımı saf su mu sattılarsa farketmemiş bile çocuk. Neyse rezilligime 3 ders saati ağlamıştım. Bunu okursan köpek, ben sen her öğlen arası basket sahasından formanın tamamı terli geldiğinde sana hayranlıkla bakardım bana yaşattığın tramvaya bak. Senin.. neyse.