dedemi kaybettiğimde 6 yaşındaydım.
6 yaşa göre hatırladıklarım çok fazla.
yüzü, kokusu, kocaman bedeni, upuzun boyu. dağ gibiydi dedem. herkes önünde el pençe divan dururken kendisi böyle şeylerden hiç haz etmezdi.
karizmatikti bir de. kalem gibi kaşları, boncuk gibi gözleri vardı.
senin mezar taşını yıkamak yerine daha çok sarılmak, oyun oynamak, vakit geçirmek isterdim dedem. yine görüştüğümüz bir gün sonunda kabristanlıktan çıkana kadar omuzumda duran arı bir arıdan çok daha fazlası.