bugün
yenile

    jane eyre

    4
    +
    -entiri.verilen_downvote
    biraz elimde süründürdüğüm roman, neden süründü onu da anlamadım çünkü gayet akıcı ve sürükleyici bir romandı. sanırım bitirmek istemediğim için, içine kolayca girilebilen bir kitap. tadı damağımda kaldı. dün gece bitirdim, gerçekten şahane bir şeydi. kitabı okumadan önce beklentim çok büyüktü ve fazlasıyla tatmin oldum. ben can yayınlarından okudum ve kendilerine 2 çift lafım var. yazım yanlışlarını geçtim artık ama bunlar yeni bastıkları kitapların arkasında alta # yazıp kitapla ilgili bir şeyler yazıyorlar. önceden aldığım kitaplarında görmedim ben bunu, yeni basımlarda var hep. sorun şu ki yazdıkları şeyler çok büyük spoiler, kitabın sonunda olan birkaç tane şeyi yazmışlar arkaya. gereksiz tat kaçırıyorlar ya, bir şey yazıyor arkasında bu ne zaman olacak acaba, heee şimdi bu olacak diye düşündürte düşündürte keyif kaçırdılar. ayrıca kadın haklarını savunan ilk romanlardan biridir gibisine şeyler yazmışlardı, feminist demekten korkmayın bu kadar. ilk feminist romanlardan biridir kendisi. jane küçük yaştan itibaren ataerkilliğe baş kaldırmaya başlıyor, ilk olarak ailesi öldükten sonra onu evine alan yengesinin oğluna karşı yapıyor bunu. jane’in küçüklüğünden başlayıp nasıl güçlü bir kadın olduğunu kendi ağzından dinliyoruz ama en başlarda anısını anlatır değil de sanki şimdiki zamanla anlatır gibiydi sonra birden sevgili okuyucum diye araya girince şaşırdım. --- spoiler --- kitabın sonunda ağladım biraz, çok yoğundu o sondaki kavuşmaları. hissettim. özellikle jane’in bıraktığı inci kolyeyi rochester’ın jane gittiğinden beri takması çok romantik ve acı geldi bana. takıldığım birkaç nokta var; şimdi bu kitabı biz madem ilk feminist romanlardan biri olarak değerlendiriyoruz neden rochester’ın büyücü bir aileden gelen ilk eşi cinselliğini özgürce yaşadığı için deli ilan ediliyor. o dönemki ahlakçılık bu kadarını kaldıramamış herhalde, zaten jane de çok dindar ve yer yer de bayağı ahlakçı. ama rochester’ı sen evlisin beni de metresin yapacaksın diye bırakıp beş kuruşsuz evden gitmeseydi, o sert düşüşü yaşamasaydı bu kadar güçlü kalkamazdı. bir diğer takıldığım nokta da jane’in gururlu olmaktansa mutlu olmayı yeğlerim gibi bir düşünceye sahip olmasına rağmen gururu için rochester’ı bırakması. orası biraz tezat olmuş sanki. her şeyiyle dönemi yansıtan, tüm duygularını çok güzel veren enfes bir romandı. unutmadan; kitapta bize refer eden birkaç yer de vardı; türkler gibi bağdaş kurmak ve size haremlik etmeye niyetim yok, öyle bir şeyde gönlünüz varsa istanbul’a yollanın. --- spoiler --- post-it’im bitti, kalemle roman çizmekten de gram hoşlanmam o yüzden bazı yerleri işaretlemek adına fotoğraflarını çekmiştim okurken, yoruldum valla galeriden bulana kadar. --- spoiler --- "onlardan daha güçlü olan erkeklerin, ‘kadınlar yemek pişirip çorap örmekle, piyano çalıp nakış işlemekle yetinsin.’ demeleri dar kafalılıktır! bir kadın, geleneklerin kendisi için yeterli saydığı şeylerden daha fazlasını yapmak, öğrenmek isterse onu kınamak, alaya almak düşüncesizliktir." “beni hiç bu kadar sık yanına çağırdığı ve yanındayken bu kadar tatlı davrandığı olmamıştı. ben de ne yazık ki onu hiç böylesine sevmemiştim.” “sana karşı bu kadar büyük borç altında olmak benim için mutluluktur. daha başka bir şey diyemem. yeryüzünde senden başka hiçbir canlıya karşı böyle bir borç altında olmaya dayanamazdım. sen başka. sana karşı borçlu olmak bir yük gibi gelmiyor bana jane.” --- spoiler --- son olarak mini dizisi ve farklı yıllarda çıkan filmleri varmış. hepsini izlemek niyetindeyim ama bakalım.
    ... diğer entiriler ...