başımı tutup artık geçsin diyordum
artık geçsin
bu benim seninle gidip diğeriyle döndüğüm çağ
bu benim sana durup kendimle yürüdüğüm yeryüzü
bu benim seninle uyuyup
başkasıyla uyandığım dünya
artık geçsin
. . .
ben sana yaşken eğildim dediğim o andan
ben sana taş kesildim dediğim o yere kadar
. . .
sanki insan
en son bir kere de
bulamamak için gidiyormuş gibi bazı yerlere
görememek için
ben de çok geldim
ben de çok bulamadım seni
kendinin ağacı
(bkz: seyyidhan kömürcü)