Bir gelincik tarlası görüyorsun, kıpkırmızı, güneşe vermiş rengini, çayırda yeşilliklerin arasında muazzam gözüküyor, diyorsun. Bir tanesini alıp eve götüreyim evimi güzelleştirsin diyorsun ama sen o gelinciği koparmak için boynunu büktükten beş dakika sonra güzeller güzeli yaprağı soluyor, dökülüyor. Eve sadece sapını yetiştiriyorsun. O sap tam bir hayal kırıklığı, çünkü bencil olmasan, o çiçeği o çayırda olduğu gibi sevsen sorun yok ama illa toprağından koparıp ben bunu başka yerde yeşertirim diye düşündüğünden elinde her zaman bir sap kalıyor.