bugün
yenile

    düz dünya teorisi

    0
    +
    -entiri.verilen_downvote
    az önce bu başlıktaki entryleri okurken benim de önceden kaçırdığım bi şeyi hissettim. dünyanın düz veya yuvarlak olmasının ne gibi faydaları veya zararları vardır diye konuşurken hepimiz bir şeyi ıskalamışız. işin psikolojik kısmını. evrenin sonsuzluğuyla birlikte bu konuya sabah biraz daha geniş bir ekleme yapacağım. şimdilik sadece şunu belirteyim; evrenin sonsuzluğu ve dünyanın yuvarlaklığı, ikisinin de bilimle elde edilmiş olması, öncelikle hiç kimsenin itiraz edememesini sağlıyor. ikinci olarak da sonsuz bir evrende insan resmen yok hükmünde. bu ise kendini yok hükmünde gören insanın daha kolay güdülenmesini ve yönlendirilmesini sağlıyor. oysa tüm büyük dinler ve felsefik akımlar insan önemlidir der. hem evren hem de dünya için. ki bana göre de öyle. zira insanın aklı ve bulunduğu çevreyi değiştirme yeteneği var. her ne kadar bunları genelde faydalı şeyler için kullanmasa da. hülasa, düz dünya teorisi bilimden ziyade işin psikolojik kısmına yönelse ve tüm tezlerinin ağırlığı bu alana verse, bence daha çok inandırıcı olur. daha çok kitleye hitap eder. çünkü insanlar cidden bilmiyor. uzay’la alçak yörünge arasındaki farkı bilmeyen insana dünya düz olabilir dediğin an, ortaçağda tanrı yoktur demişsin gibi muamele görürsün. zira modern çağın yeni dini bilim. asla sorgulanamaz ve aleyhinde fikir-tez belirtilemez. mesele bilimle aldatmak olduğunda keşke konu sadece dünyanın şekliyle bitse. mesela ben karbon testlerinin de doğru olduğunu sanmıyorum. veya dinozorların yaşadığına da. çünkü benim elimde bir argüman yok. birileri bir tarih yazıyor, bunun bilimsel veya normal tarih olmadı fark etmiyor, hepimiz ona inanmak zorunda kalıyoruz. ha dersiniz ki ya arkadaş hiç mi onurlu bir bilim insanı yok, tüm bu foyaları ortaya sermiyor. ben de derim ki bugün tüm devletleri yöneten liderlerin hiç mi suçu yok da tek bir savcı haklarında tutuklama kararı almıyor. işte tüm mesele bu. bilim denilen olgu, otorite kontrolünde. günümüz yargısı gibi bağımsız değil. ortaçağda dinin toplumun her alanında en baskın güç olmadı gibi. ki hala öyle çoğu zaman. ayrıca; ciddi anlamda insanlık yoksulluktan kırlırken uzay üzerine araştırmalar yapan (sözümona) kurumlara harcanan paralarla dini kurumlara harcanan paranın birbirine denk olması ve bazen birinin bir diğerinin önleme geçmesi bana pek masum gelmiyor açıkçası. bilimle teknolojiyi karıştırma meselesi var bir de. sen dünya yuvarlak olabilir dediğin an birileri hemen bak bu fikrini akıllı telefondan yazarak söylüyorsun diyor. iyi de teknoloji bu. kanlı-canlı elimde ve ben kullanıyorum. ama sen bana kalkıp her gün bilmezsen kaç milyar ışık yılı uzaklıkta bir gezegen bulundu, orada hayat var dersen, bunun benim nazarımda öldükten sonra cennet-cehennem var diyen ve herkesi kendisi gibi yaşaması için zorlayan bir farkı olmaz. çünkü mesele kanıttan çıkıp inanca dönüyor. günümüz eğitim sistemleri de zaten tamamen inanç üzerine kurulu. bir rakamından sonra ikinin asla gelmediği bir varoluşta kimse bana ne ahiretten ne de evrenin sonsuzluğundan bahsetsin. ben bu konuda öklit gibi düşünüyorum. bir şeylere sadece inanmak istemiyorum, onları ispatlamak da istiyorum. dinin en büyük bug’ı da bu zaten. ispat yok. sadece inanç var. keza diğer entrylerde söylendiği gibi, uçakların rotasının değiştirilmesi, gece-gündüz meselesine yapılan açıklamalar, mevsimlerin oluşumunu izah edişleri falan derken düz dünya teorisi hiç de uçuk gelmiyor bana. hatta ilk başta dediğim gibi, işin psikolojik kısmını düşünürsem, dünya düzdür deyip kenara çıkarım. bu düzlük sonsuz değil ama. bir tepsi gibi düşünün. ve onun üzerine kapanan bir yuvarlak kapak. buna da gökkubbe deniyor zaten. güneş ve ay o kubbenin içerisinde, alçak yörüngede dönüp duruyor. son bir şey yazıp entryi bitireceğim; insanın dünyadan asla dışarı çıkamadığı, yani alçak yörüngenin dışına asla çıkamadığımızı ve gökkubbenin hep altında kalıp orada yaşadığımızı herkesin kabul ettiğini bir düşünsenize. evrenin merkezi dünya ve ondan sadece bir tane var. yıldızlarsa o kubbenin dışında öylece duruyor. ve sonsuz evren düsturuyla kandırılan insan, en önemli varlığın kendisi olduğunu çözüyor, hakkını tek bir zorbaya yedirir mi o saatten sonra? asla. dünyanın yuvarlak oluşu tezi, düzlüğünün önünde engel değil. az önce dediğim gibi, tepsi de yuvarlak. ancak sabit bir zemin üzerinde ve üzerinde yuvarlak bir kapak var: gökkubbe. not: özellikle ikinci dünya savaşı sonrası, yani antarktika kıtasının keşfinden sonra birçok büyük devlet gökkubeyi bombalamış ve hiçbir başarı elde edememiştir. ki insanlık ne uzaya çıkacak teknoloji icat edebildi ne de başka bir boku. bundan binlerce yıl önce de tek bir bıçak darbesi olmadan ameliyatlar yapabiliyordu insanlar. şimdilik insanlığın ulaştığı son nokta internettir. sabah bu entryi daha derli toplu bir hale sokacağım. şimdi tüm yazım hataları, eksik bilgiler ve anlatım bozukluklarıyla kaydediyorum.
    0rez. çok merak ettim - dengesiz terazi 05.12.2020 07:22:24 |#4045573
    0şimidilik beklemede. ancak YouTube’a gökkubbenin bombalanması, uçakların rotasının uzatılması vb. yazıp araştırırsan epey bir fikir bulabilirsin. ilk fırsatta ben de hepsini bu entrye ekleyeceğim. - madridli bela 06.12.2020 02:58:08 |#4046556
    ... diğer entiriler ...