Dört tanesine sahip olduğum, dördü de birbirinden özel insan.
En küçükleri rengarenk saçlarıyla öyle farklı bir tat ki ailemiz için, çeşit çeşit duygu ve bilgi barındırır içinde. Birkaç ay önce okuyunca ağlamama sebep olan bir mesaj yazmıştı, senin diğer adın sevinçtir bana demişti. Hayatımda duyduğum en iyi ve asla unutmayacağım cümlelerden birisi oldu bu,
"Senin diğer adın sevinçtir bana."
Doğduğum günü hiç unutmuyormuş, o zaman üniversitede kaldığı öğrenci yurdunda iki jeton bulup aramış annemi. Elleri titremiş ahizeyi tutarken, sevinçten sesi kısılmış, o iki telefon jetonu ellerinin arasında benim ışığımı getirmiş ona. O günkü sevincimi unutamam, sen hep benim o sevincimsin, teşekkür ederim o gün ve niceleri ailemize getirdiğin sevinç için demişti.
O kadar mutlu uyumuştum ki o gece onca stresime karşın.
Az önce ise WhatsApp'dan bir arama geldi, değişik bir numara açsam mı açmasam mı tereddütü içinde kaldım. Yurtdışındaki arkadaşlarımı düşündüm, onlar mıdır yoksa abuk subuk bir hat mıdır derken artı bir kodun Kanada olduğunu söyledi yanımdaki kız kardeşim. Heyecanla açtım, evet oydu, dayımdı. Yıllardır sesini ilk kez duymanın sevinciyle konuştuk, yeniden sevinç olduk birbirimize. Sonra yazın geleceğim inşallah dedi, bir arkadaşım var sizlerle tanıştırmak istiyorum dedi. Bir arkadaş... Telefonu kapattığımdan beri sualler alıyorum, kız nereli, ismi ne, ne zaman geliyorlar? Hiçbirini bilmiyorum, sormadım. Ben tuhaf bir gurur yaşıyorum sadece, böyle önemli bir haber ilk bana verildi, en önce benle paylaşıldı. Gerçekten çok değerli hissettim.
İnsanlar kendilerini paylaştıkça birbirlerinin hayatında yer alıyorlar. Dayım bana bunu hatırlatan birisi.