dudak boyası.
sadece dudak boyası mı?
tarihe dönüp baktığımız zaman ruj m.ö. 5000 yıllarında
sümerler'e dayanmaktadır. sümerler, mücevherlerini ezerek ruj yapar, dudaklarını ve gözlerini boyarlarmış.
tarihin en eski kent yerleşim yerlerinden birisi olan
indus vadisi uygarlığı kadınları ise demir içeren toprak boyasını kullanarak dudaklarına sürerlermiş.
mısır'da ise ruj yine sınıf ayrımcılığı için kullanılırmış.
kleopatra, kırmızı renk için kırmızı renkli böcekleri ezip onların özünü dudaklarına sürermiş. sezar'a acıdım şu an.
mısırlılar ruj için su yosunu özü, iyot ve brom kullanırlarmış fakat bu ruj ciddi hastalıkların oluşmasına neden olmuş.
(bkz: tabi lan manyak mısın) parlak gözükmesi için de balık pullarını kullanırlarmış.
giritli kadınlar en mantıklı işi yapıp kara dutları, böğürtlenleri falan ezerek ruj yapıyorlarmış fakat yunanlılar'da ruju fahişeler sürermiş. o nedenle belirli bir zümreye ait. m.ö. 700 ve 300 arasında şükür sınıf atlamış da sosyetik kadınlar da ruj sürer olmuşlar.
çinliler ise balmumu ve kokulu yağlardan elde ederlermiş ruju.
avustralya aborjinleri'nde ise ergenliğe giren kızlar demir içeren kızıl topraklarla boyarlarmış ağızlarını.
ingiltere'de 16. yy'da yaygınlaşmış dudak boyama. özellikle
i. elizabeth devrinde. bilirsiniz bu abla yüzünü beyaza bulardı. dudaklar çok sönük kalıyor diye kırmızı renkli bitki özleri ve balmumundan yapılma ruj sürermiş.
zamanla sosyetik kadınlar, fahişeler ve aktristler sürmeye başlamış. ilk ticari ruj ise 1884'te fransa'da icat edilmiş.
amerika'da ise
new york times, kadınlara ruj sürmelerini tavsiye edince yaygınlaşmış. meksika ve orta amerika'dan getirilen kırmızı böcekleri ezerek özlerinden çıkardıkları kırmızı boya ile yaparlarmış ruju. kola değil miydi böcekten yapılan yav?
bu arada rujlar tüp şeklinde değil. fırça kullanarak sürülüyor. 1880 yılında aktristler ruj sürmeye başlıyor. halkın arasına ruj sürüp çıkan ilk ünlü oyuncu
sarah bernhardt.
veee 20. yüzyılda ruj, popüler bir kozmetik ürünü oluyor. metal tüpler içinde üretilmeleri ise ikinci dünya savaşı sırasında oluyor.
ruj deyip geçmemek lazım.