kleopatra

dünya tarihinin en etkili kadınlarından birisi belkide entikilisi. sezar'ı ve o öldükten sonra marcus antonius'u baştan çıkararak mısırı korumaya çalışmış başaramayınca da zehir içerek intihar etmiştir.

parfüm fabrikası varmış zat-ı muhteremin. aslında öyle çok güzel bir kadın olmadığı ama zeki ve espirili olduğu için etrafındaki erkekleri çok çabuk etkilediği söyleniyor. yedi dil biliyormuş yanlış hatırlamıyorsam. ayrıca bu bahsettiğimiz kleopatra aslında dokuzuncu kleopatra. soyu yunanlılara dayanıyor ve mısır dilini bilen tek henadan üyesi imiş.

Büyük İskender birçok yer fethetmiş ve ani ölümünden sonra fethettiği bölgeler generaller arasında paylaşılmıştı. Mısır ise Ptolemy’e düşmüştü. İşte ünlü Kleopatra da bu soydan gelmektedir. Mısır kraliçesi olmuş olsa da Yunan kökenlidir. (Bu arada Kleopatra, 7. Kleopatra olarak geçer, ancak kendisinden önceki isimler kendisi kadar bilinmediği ya da ün sahibi olmadığı için, ismi sadece Kleopatra olarak da söylenmektedir.) Evliliği ve sürgünü; Kleopatra’nın babası 13. Plotemy Roma’ya gider ve yokluğunda Mısır’ı yönetmesi için geride eşini ve büyük kızını (Kleopatra’nın ablası) bırakır. Döndüğünde ise eşi ölmüş büyük kızı ise tahtı ele geçirmiştir. Plotemy Romalıların yardımıyla tahtı geri alır ve kızını infaz ettirir. Daha sonra 13. Plotemy 18 yaşındaki diğer kızı Kleopatra’yı 9 yaşındaki küçük oğlu 14. Plotemy ile evlendirir. Ancak Kleopatra imparatorluğa tek başına hükümdar olmak istiyordu. Bunun da farkında olan 14. Plotemy Mısır’da çıkan iç karışıklıklar sonrasında Kleopatra’yı sürgün ederek böylece aralarındaki savaş başlamış olur. Sezar’la olan aşkı; İktidarı ele almak isteyen Kleopatra, Roma’dan yardım almaya karar verir. Çünkü kardeşi 14. Plotemy ile ünlü general Jül Sezar’ın araları pek iyi değildir. Bu durumdan faydalanmak isteyen Kleopatra, Sezar’ın yanına gidip tahtı geri alması için yardım ister ve bu sırada da birbirlerine aşık olurlar. Sezar ile birlikte Mısır’a dönen Kleopatra, Sezar’ın yardımıyla tahtı kardeşinden almayı başarır. Daha sonrasında ise Sezar’dan bir çocuğu olur. Çift Roma’ya döndüklerinde Sezar, zaten evli olması ve başka bir kraliçe getirmesi nedeniyle tepkiyle karşılanır ancak Sezar bunların hiçbirini umursamaz. Beklenmedik ölüm; Keopatra’nın hedefi bu iki imparatorluğu birleştirerek müthiş bir güce sahip olmaktır. Ancak Jül Sezar’ın senatör ve Brütüs’ün birlikte karar alarak suikast planı sonucunda ölmesi, Kleopatra’nın bu hayallerini suya düşürür. Sezar’ın ölümünden sonra ise General Mark Antony (Marcus Antonius) ve Sezar’ın yeğeni Oktavyus (Augustus) arasında taht kavgası başlar. Bu karışıklıklar arasında Kleopatra’nın hayatımın aşkı dediği Mark Antony ile birbirlerine aşık olurlar. Mark Antony, Oktavyus’un kardeşiyle evli olmasına rağmen Mısır’da Kleopatra ile evlenir ve ikiz çocukları olur. İki taraf için ipler iyice gerilir ve akabinde Aktium Deniz Muharebesi başlar. Aktium Deniz Savaşı; Milattan önce 31 yılında yapılan bu savaş sonucunda Mark Antony, Romalılara karşı büyük bir hezimete uğrar. Artık Romalıların eline düşmek ve türlü işkencelere maruz kalmaktan korkuya kapılan Mark Antony intihar ederek yaşamına son verir. Bu ölümden sonra Kleopatra’da zehirlenerek ölür. Bazı kaynaklar Mark Antony öldükten sonra kendini zehirleyerek intihar ettiğini, bazı kaynaklar ise yemeğine zehir katılarak suikast ile öldükten sonra Mark Antony’nin intihar ettiğini yazar. Bu ölümlerin sırası ve nedenleri kesin olarak bilinmemektedir. 39 yaşında ölen Kleopatra, zekası ve hırsı ile tarihin en güçlü kadınlarından biri olarak kabul edilmiştir. Bazı kaynaklarda 7 bazı kaynaklarda ise 9 dil bildiği yazmaktadır. Kleopatra’nın sanıldığı gibi çok fazla güzel olmadığı, onun bu güzelliği görünüşüyle değil, nükteleri ve karizmasından geldiği söylenmektedir.

dünyanın en güzel kadını diye bilinir ama kaynaklarda o kadar da güzel olmadığı belirtilir. zekidir kleopatra ve kadınlığını kullanmayı iyi bilir. fakat konumuz kleopatra'nın nasıl bir kadın olduğu değil. mezarının halen daha bulunamamış olması. muhtemelen de bulunamayacak. bir ihtimal belki bulunur. geçen gün hakkında kısa bir belgesel izledim. tahminlere göre kendisini kobra yılanına sokturduğu yer, (zehir içmiş olabileceği de iddialar arasında) iskenderiye'deki sarayıymış ama saray şu an yok. sular altında gömülü ve orada yapılan kazı işlemlerinin sadece çok çok bir azı yapılabildiği için eğer ki mezarı o saraydaysa bulunması çok zor. bulunsaydı tarihin keşfi olurdu. ayrıca kendisi aslen yunanlı'dır.