bugün
yenile

    hissizleşmek

    6
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Ben artık hiçbir şeye karşı derin, körü körüne bir his taşımıyorum, bağlanamıyorum ya da sevemiyorum. Her şeyin çok anlamsız göründüğü bir noktadayım. Hiçbir şeyin devamlılığı yok sanki bu süreçte. Birçok insanın da benimle aynı hissettiğine inanıyorum ama, eminim bu konuda yalnız hissetmiyorumdur. Eskisi gibi fanatik olamıyorum mesela. Takımlar, takım ruhu beni içine çekmiyor. Belki eski tadı olmadığı içindir, belki ben eskisi gibi olmadığım içindir. Eskiden oturup günde bir kitap bitirirdim. İşte, okulda, yolda kısacası fırsat bulduğum her anda okurdum ve muazzam bir kafa dağıtma yöntemiydi benim için. O an adımı falan sorsanız muhtemelen kitabın ana karakterinin adını söylerdim. Şimdi kitap okumaya kalktığımda fark etmeden sayfanın yarısını boşa okuyorum, okumuşum ama ne okumuşum acaba hard diske kaydolmamış. Başa dönüyorum, üçüncü cümlede kafa yine yok oluyor. Eskisi gibi zevk alarak bir şarkı dinleyemiyorum. Başımı ağrıtsa bile müzik, zihnimdeki karmaşa ile etrafımdaki sessizliğin savaşını susturmak için var sanki. Bazen kariyerim konusunda da bu hissizlik ve umutsuzluk ağır basıyor, böyle her şeyi siktir edip yakasım ya da tek bir tuşla silesim geliyor. Diyorum ki kendime mal olabilir misin acaba Kat? Niye kendini paralayıp senelerce iyi eserler çıkarmak için uğraşıyorsun ki? Ne insanların umrunda, ne yayınevlerinin umrunda. Fiziğin zaten güzel, aç iki dekolte giy bi kısa etek. Kombin değiştir değiştir sal instagram’a kızım. Takipçin olursa zaten hebele hübele ehehe bile yazsan, komik tweetleri bile kolajlasan adamlar basacak ki zaten. Şeyma Subaşı gibi zengin avcısı salak bi kadının kitabı basılıp binlerce satmadı mı bu ülkede? Kadın kendi bile yazmadı amk, gitti yazar tuttu ona yazdırdı kapakta Şeyma yazıyor, peh. E televizyon dizileri de belli. Niye orjinal bir sey üretmeye çalışıyorsun ki? Yaz salak ve sakar bir kızla yakışıklı patron hikayesi, kitap en az 50 baskı olur, iki sezonluk da yaz dizisi çekerler. Sen de ünlüsün zaten instagram’da sonucta abuk subuk pozlar veriyorsun birkaç markadan da reklam alırsın. Köşeyi dönersin. Niye kuyruğu dik tutup doğrusunu yapmaya çalışıyorsun ki dimi? Malsın çünkü. Birini koşulsuz şartsız sevip güvenebileceğimi de sanmıyorum mesela artık. Sanki tüm seçenekler bir diğerinin kopyasıymış ve hiçbir özelliği yokmuş gibi. Samimi gelmiyor bir kere. Sanki bana sordukları soruları cevaplarken dinlemek yerine yeni soru hazırlıyor gibiler. Sırf sormuş olmak için, “bak çok önemsiyorum” demek içinmiş gibi. Öyle sahteler ki. İnsan bıkıyor. Kadınlara dönüp “Ne bilmek istiyorsun?” diye sormak istiyorum. Ben arkamı döndüğümde hangi parçamın dedikodusunu yapmak istersin? Peki ya bunu gerçekten bu parçamı beğenmediğin için mi yoksa sende olmasını istediğin için mi dedikodusunu yapıyorsun? Çünkü baya boş konular. Neden eleştirmek istersin ki? Bir şey olduğundan daha iyi hale getirilmek için eleştirilir. Bir şeyi gömüp üzerine eleştiri diyemezsin. Hakkımda ne bilmek seni rahatlatır ki? Nasıl biri olmam beni rakip yerine arkadaş görmeni sağlar? Senin yanındayken kötü giyinmemi, sürekli seni dinlememi, çirkin bir bedenim olmasını mı istersin beni güvenli bir dost olarak görmek için? Sana kendini yetersiz hissettirmememi istersin sanırım? Erkeklere dönüp “ne istiyorsunuz?” diye sormak isterdim. Gerçekten sevmiyorsun, tanımıyorsun bile. Tanımak gibi bir amacın da yok. Neden bunca çaba diye sormak isterdim. Biliyorum benimle yatsan bu kadar umursamayacaksın, iki güne başka arayışa gireceksin. Bunu herkese yapıyorsun. Senin için bir skordan ibaret. Hala kaldı maalesef bu tür aptalca düşünen erkekler. E olmayacağını, senin oyuncağın olmayacağını biliyorsun uğraşmak niye? Hayır cevabı seni kamçılıyor mu? Olay bu mu? Sanırım ilişkilerin oyundan ibaret olmadığının farkına varman gerek. İnsan, kazanılması gerekilen bir ödül oyunu değildir. En azından bu şekilde değil. Belki de insan ilişkilerine olan bu yaklaşımımdandır artık dizi ya da film izleyesim bile gelmiyor. Eskiden gerçek dünyadan bir kaçış olarak gördüğüm ve keyif aldığım bu muhteşem şey artık bana batıyor, inanılmaz bir işkence gibi geliyor. Çünkü aşk böyle değil. O gördüğüm destansı aşk, tutku, sadakat... Gerçek hayatta kırıntısı bile yok. Burada her şey şov ve senden daha iyisini bulana kadar sana yaptığı gösterişlerden ve göz boyamalardan ibaret. Sanki herkes kendini pazarlıyor, süslü kelimelerle durmadan kendini övüyor. Anlatıyor, anlatıyor ama asla dinlemiyor. Gözünü kapatıp sırtını yaslayamıyorsun. Evlensen bile adamın ya da kadının gece youtube’taki bir şarkının altına unutamadığı eski sevgilisi hakkında bir şeyler karalama imkanı var. Belki de instagram’da dolaşıp birilerine mesaj atıyor, fotoğraflarını falan beğeniyordur. Öyle çirkin, korkutucu ve insanı paranoyak hale getirecek kadar karmaşık bir yumak bu devirde ilişkiler. Sözde dostluklar ise daha yaralayıcı. Olmadığın bir buluşmada ya da aptal bir whatsapp grubunda dedikodun dönebilir. Biri diğerinin gittiği tatili, aldığı arabayı, eşinin hediye ettiği x şeyi ağzına sakız edebilir sana tebrik mesajları yağdırırken. Asla ortak maceraya atlayan o dizi karakterleri gibi dostluklar da olmuyor yani gerçek hayatta. Bu gerçeğin her zaman farkındaydım ama artık dediğim gibi bir kaçış olmak yerine bana sürekli batan bir şey haline geldi. Benim için Game of Thrones ya da Kurtlar Vadisi gibi bir şey gerçek hayat. Herkes bir şeye ulaşmak için bir başkasını eziyor ve kısa süreliğine yükseliyor. Ta ki bir başkası onu devirene kadar. Tüm dostluklar ve sevgiler yalan, birileri de sürekli ölüyor. Başrol dedikleriniz bile. Zaten fark ettiyseniz sizi yaralayanlar da hep en yakınlarınız. X şehre taşınıp iyi bir işe girip iki kişiyle arkadaş olursunuz, ofisten biri sizi çekemez ama dostlarınız hep destek olur ve sırtınız yere gelmez. Bu sırada hayatınızın aşkıyla tanışırsınız, arkadaşlarınız sürekli sizi destekler hatta işi ihmal ettiğinizde bile arkanızı falan toparlarlar. Çok basit aslında dimi? Öyle romantik komedi belki sitcom sayılabilecek bir şey. Bu kadar basit ve sıradan bir şey bile sadece dizide oluyor amk. Gerçek hayatta dört kolla sarıldığınız işi baltalayıp sikindirik koltuğunuza oturmak için her boku yaparlar. Instagram’daki muhteşemmiş gibi görünen sahte hayatlardan bahsetmeyeceğim bile. Orası kara delik gibi. Girersek çıkamayabiliriz. Bilmiyorum işte. Belki bu yüzdendir hissizleşmem, her şeyin anlamsız gelmesi ve asla bir şeylerden zevk alamamam. Matrix gibi sahteliğin içinde boşa kürek çekip duruyoruz. Vardığımız bir yer yok. Hissizleştim, tutup da belimi doğrultabilene, bak öyle değil lan böyle de efsane şeyler oluyor hatta olacak da diyebilene helal olsun. Hala umudunu yitirmeyen insanlar çok harikasınız. Biri de çıkıp ne boş konuştun amk demesin lütfen. Sözlüğe de yazamayacaksak... Neyse buraya kadar okuyan varsa teşekkür ettim, bir sigara yakalım
    0Hadi.. - cort is back 19.07.2020 23:52:19 |#3848976
    1Sen de olmasan Cort... - katerina 19.07.2020 23:56:22 |#3848994
    0Ben olmasam bile sen olacaksın kat, güçlüsün sen - cort is back 19.07.2020 23:57:23 |#3848998
    butun yorumlari goster (5)
    ... diğer entiriler ...