özlüyorum lan herşeyi
acının sadece bacaktaki kurumuş olan yarayı çıkarırken hissedilen bir duygu olarak gördüğüm o günleri özlüyorum.
çıkarların olmadığı dostlukları özlüyorum
soğuk kış günleri sadece salonda olan sobanın başında toplanıp edilen aile sohbetlerini özlüyorum
yaramazlık yaptığımda beni döven hocamı bile özlüyorum lan
ilk defa aşık olduğum kızı özlüyorum
dedemin yılda bir defa aldığı disko topu gibi yanan ışıklı ayakkabımı özlüyorum lan
sokaklarda çay içen teyzeler ve amcalarla edilen muhabbetleri özlüyorum
mahallede olay olduğu zaman hemen oraya toplanan ağır abileri özlüyorum lan
kolayı meybuz yapmak için bir gece öncesinden kolayı dondurucuya koyup sabah aynı tadı alamadığım zamanki hüzünümü özlüyorum
o amına kodumun rambosunu özlüyorum hiç unutmuyorum babam filmin etkisinde kalıp havaya ateş açmıştı o derece delikanlıdır bizim peder
lise zamanlarında ailemizin kavgalı olduğu insanlar vardı işte onların birinin bi kızı vardı ona çok aşıktım bigün ona duygularımı açıkladım sonra o da abilerini çağırdı çok fena dayak yemiştim işte o günü bile özlüyorum
mahallenin zengin bi çocuğu vardı atarisi vardı bu götün ama çok güzeldi lan atari bu zengin velet saati 2 milyondan oynatıyordu işte o atariyi bile özlüyorum
bir tek canımdan ve kalbimden daha yakın olan dostumun öldüğü günü özlemiyorum lan
işte böyle